Kehf Suresi 101. Ayet


Arapça

الَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِي غِطَاء عَن ذِكْرِي وَكَانُوا لَا يَسْتَطِيعُونَ سَمْعًا


Türkçe Okunuşu

Ellezîne kânet a’yunuhum fî gıtâin an zikrî ve kânû lâ yestetîûne sem’â(sem’an).


Kelimeler

ellezîne ki onlar
kânet oldu, olmuştur
a'yunu-hum onların gözleri
fî gıtâin perdeli
an zikrî benim zikrimden, beni zikretmekten
ve kânû ve oldular
lâ yestetîûne güç yetiremezler, muktedir değiller
sem'an işitmeye

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onlar ki, Benim (tabiattaki ve Kur’an’daki ayetlerimi) zikrimi ve öğütlerimi görme (ve yaratılış gayelerini yerine getirme) hususunda (sanki) gözleri perdelenmişti. Ve (Kur’ani gerçekleri) dinlemeye asla tahammül edemezlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onların delillerimi görüp beni anmak hususunda gözleri perdelenmişti ve Kur'an'ı dinlemeye tahammülleri yoktu onların.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar ki, beni anmaya karşı gözleri perde içinde idi ve Kur'ân'ı dinlemeye de tahammülleri yoktu.
Ahmet Tekin Meali Onlar, gözleri, beni hatırlatan âyetleri, delilleri, övünç kaynağı Kur'ân'ımı görmeye kapalı olanlar, Kur'ân'ımın âyetlerine kulak vermeye de tahammülü olmayanlardır.
Ahmet Varol Meali Onlar ki gözleri benim zikrime karşı perde içindeydi ve (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamıyorlardı.*
Ali Bulaç Meali Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Ali Fikri Yavuz Meali Onlar, kâfirlerdir ki, gözleri beni hatırlatan âyetlerimden bir perde içinde idi ve (kelâmımı) işitmeğe de tahammül edemiyorlardı.
Bahaeddin Sağlam Meali O kâfirler ki; gözleri zikir ve mesajıma karşı perde içinde idi ve bizi dinleyemiyorlardı.
Bayraktar Bayraklı Meali 100,101. Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kâfirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz.
Cemal Külünkoğlu Meali 100,101. O gün cehennemi, hakikati görmek hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'an'ı) dinlemeye tahammül edemeyen inkârcıların karşısına dikeceğiz.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 100,101. Gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir gösteririz ki!*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 100,101. O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Diyanet Vakfı Meali 100, 101. Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Edip Yüksel Meali Onlar ki mesajıma karşı gözleri perdeliydi, dinleyemezlerdi de...
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı.
Elmalılı Meali (Orjinal) Onlar ki beni ıhtar eden âyetlerimden gözleri bir gıtâ içinde idi, işitmeğe de tehamül edemiyorlardı
Hasan Basri Çantay Meali 100,101. Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
Hayrat Neşriyat Meali Onlar ki, beni anmaktan (ve âyetlerimi görmekten) gözleri bir perde içinde idi ve(Kur'ân'ı) dinlemeye tahammül edemiyorlardı.
İlyas Yorulmaz Meali O inkar edenler dünyada iken, benim hatırlatmalarımı görmemek için, gözlerine örtü çekmişler ve (Kur'an'ı) dinlemek için de hiçbir çaba göstermemişlerdi.
Kadri Çelik Meali Onlar, gözleri beni anmaktan bir perde içinde olan ve işitmeye tahammül edemeyen kimselerdi.
Mahmut Kısa Meali Çünkü onlar, Kur’an’da dile getirdiğim bunca uyarılarıma karşı, gözleri kibir, önyargı ve inat örtüleriyle perdelenmiş kimselerdi; öyle ki, uyarıları işitmeye bile tahammül edemiyor; dinlemeden, anlamadan hakikati reddediyorlardı. Kimileri de, ilâhlık makâmına yücelttikleri birtakım varlıklar sayesinde kurtulacaklarını iddia ediyorlardı. Fakato gün, ne büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlayacaklar! Öyle ya;
Mehmet Türk Meali Ki onlar, gözleri Beni hatırlatan şeylere perdeli olan ve (Kur’an’ı) dinlemeye dayanamayan (kâfir) kimselerdi.
Muhammed Esed Meali O inkarcılar ki, [gerçeğin sesini] işitmeye katlanamadıklarından ötürü gözlerine Beni hatırlatıcı şeylere karşı perde çekilmişti.
Mustafa İslamoğlu Meali Onlar öyle kimselerdi ki; beni hatırlatan (her şeye) karşı gözlerine bir perde çekilmişti, üstelik onlar işitmeye de yanaşmıyorlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlar ki, gözleri benim zikrimden bir perdede idi ve işitmeğe de kâdir olmaz olmuşlardı.
Suat Yıldırım Meali 100, 101. Gözleri Benim kitabım karşısında perdeli olup, Kur'ân'ı dinlemeye tahammül edemeyen kâfirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.
Süleyman Ateş Meali Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur'an'ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
Süleymaniye Vakfı Meali Onların gözleri, benim zikrimden uzaklaştıran bir perdenin içindeydi. Onu dinlemeye de katlanamıyorlardı.
Şaban Piriş Meali Onların gözleri öğütlerime/uyarılarıma karşı örtülü ve kulakları da duymuyordu.
Ümit Şimşek Meali Onlar, Benim zikrime(13) karşı gözleri perdelenmiş, kulakları da işitmez olmuş kimselerdir.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
M. Pickthall (English) Those whose eyes were hoodwinked from My reminder, and who could not bear to hear.
Yusuf Ali (English) (Unbelievers) whose eyes had been under a veil from remembrance of Me, and who had been unable even to hear.(2447)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları