Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Derken) Onun (gafil ve nankör kişinin) ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) ovuşturuyordu. O (bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmasaydım.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken serveti mahvoldu da çardakları çökmüş, yerle bir olmuş bağında ellerini uğuşturarak keşke Rabbime hiçbir varlığı eş, ortak olarak tanımasaydım demeye başladı. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Derken o inkârcı kişinin bütün ürünleri yok edildi de, çardakları üzerine yıkılmış durumda olan bağın karşısında, boşa giden emek ve sarfettiklerine içi yanarak, ellerini oğuştura oğuştura: “Ah ne olurdu, Rabbimden başkasına tanrısal nitelikler yakıştırmamış olsaydım” demeye başladı. |
Ahmet Tekin Meali |
Derken onun serveti yok edildi. Böylece bağı uğruna yaptığı masraflardan dolayı ellerini ovuşturarak sabahı sabah etti. Bağın çardakları yere çökmüştü.
“Ah, keşke ben ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım.” diyordu. |
Ahmet Varol Meali |
Derken ürünleri kuşatıldı ve onun için harcadıklarına (içi giderek) avuçlarını oğuşturmaya başladı. (Bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı. Kendisi de: "Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım" diyordu. |
Ali Bulaç Meali |
(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) oğuşturuyordu. O (bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu: 'Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet o kâfirin bütün serveti helâk edildi. Bunun üzerine bağına yaptığı masrafa karşı, avuçlarını oğuşturmaya durdu. Bağ, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı. “Ah ne olaydım! Rabbime hiç bir ortak koşmamış olaydım.” diyordu. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
(Belalar) her taraftan (öbürünün) malını kuşattı. Çardaklarıyla beraber yerle bir olmuş o bağın karşısına geçip, yaptığı masraflara üzülerek ellerini ovuşturup: “Keşke, Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım” demeye başladı. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini ovuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. “Âh, keşke, Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!” diyordu. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Derken bütün serveti birden yok edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş hâldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini ovuşturmaya başladı ve şöyle dedi: “Keşke ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Nitekim, ürünleri yok edildi; bağın altüst olmuş çardakları karşısında, sarfettiği emeğe içi yanarak ellerini oğuşturup "Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım" diyordu. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Derken bütün serveti helâk edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş hâldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım..” |
Diyanet Vakfı Meali |
Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. «Ah, diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!» |
Edip Yüksel Meali |
Derken, ürünü yok edildi. Çardakları üzerine yığılmış olan bağına verdiği emekten ötürü matem tutmaya ve "Keşke Rabbime ortak koşmasaydım," demeye başladı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Derken serveti yok edildi. Bunun üzerine bağına yaptığı masraflara karşı ellerini oğuşturmaya başladı. Bağ, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı, "Ah Keşke Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım" diyordu. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Derken bütün serveti istîlâ ediliverdi, bunun üzerine ona yaptığı masraflara kaarşı avuçlarını oğuşturup kaldı, o, çardakları üzerine çökmüş kalmıştı, ah, diyordu, nolaydım rabbıma hiç bir şerik koşmamış olaydım |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Nihayet) onun bütün serveti istilâya uğratıldı, (bağı) uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını uğuşdurakaldı! (o bağın) çardakları yere çökmüşdü. Diyordu ki: «Nolaydım, Rabbime hiçbir (şey'i) ortak tutmayaydım»! |
Hayrat Neşriyat Meali |
Derken (bütün) geliri (helâk ile) kuşatıldı; bunun üzerine oraya harcadıklarına karşı(yanarak) avuçlarını ovuşturmaya başladı; artık orası çardakları üzerine çökmüş bulunan(harâb olmuş) bir hâlde idi ve (o): “Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım!” diyordu. |
İlyas Yorulmaz Meali |
O adamın ürünleri kuşatılmış, altı üstüne gelmiş bahçeden elde ettiği nafakasının yok olması karşısında, ellerini ovuşturarak çaresizlik içerisinde “Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım” demişti. |
Kadri Çelik Meali |
(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) ovuşturup duruyordu. O bağ ürünlerden boşalmış, öylece ıpıssız kalıvermişti. Kendisi de şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!” |
Mahmut Kısa Meali |
Ve gerçekten de adamın bahçesi, bir gün bütün ürünleri kökünden silip süpüren bir afet tarafından çepeçevre kuşatıldı. O inkârcı adam, çardakları yerle bir olmuş bahçesinin bu acıklı hâlini görünce, onun için harcadığı emeğe yanarak ellerini ovuşturup dövünmeye başladı: “Ah, keşke Rabb’ime hiçbir varlığı ortak tanımasaydım! Ne olurdu, arkadaşımın tavsiyesini dinleyip yalnızca Rabb’ime kulluk etseydim!” diyordu. |
Mehmet Türk Meali |
(Derken) o adamın serveti helâk ediliverdi. O (bağın) çardakları alt üst olmuş durumdayken (adam) bahçesine yaptığı masraflara yanarak:1 “Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım.” diyordu.* |
Muhammed Esed Meali |
Ve [gerçekten de böyle oldu:] ürünlerle dolup taşan bahçeleri çepeçevre târümâr edildi; ve o [bahçenin] târümâr olmuş çitleri, çardakları karşısında, boşa giden emeğine yanarak ellerini oğuştura oğuştura: “Ah, n'olurdu, Rabbimden başkasına tanrısal nitelikler yakıştırmamış olsaydım!” demekten başka söyleyecek bir şey bulamadı. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Nihayet, berikinin bütün serveti mahvedildi; kökü göğe gelip tarumar olmuş o bağın karşısında durmuş, heba olan emeğine yanıp ellerini ovuşturarak diyordu ki: “Ah n’olaydım, keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmamış olaydım!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve meyvesini (servetini) helâk kapladı. Artık ona sarfettiği şeylerden dolayı iki avucunu ovuşturmaya başladı. O (bağ) ise çardakları üzerine çökmüş idi ve diyordu ki: «Ne olurdu ben Rabbime bir ferdi şerik koşmamış olsaydım!» |
Suat Yıldırım Meali |
Çok geçmeden, bütün serveti kül oldu. . . Sahibi bu halini görünce, bağın çökmüş çardakları karşısında, yaptığı masraflarına, harcadığı emeklere acıyıp avuçlarını oğuştura kaldı! “Ah! ” diyordu, “n'olaydım, Rabbime ibadette hiçbir şeyi ortak yapmamış olaydım! ” |
Süleyman Ateş Meali |
Derken (o inkarcı kişinin) ürünü yok edildi, çardakları üzerine yıkılmış durumda olan(bağ)ın karşısında ona harcadıklarına acıyarak ellerini uğuşturmağa başladı: "Ah nolaydı, ben Rabbime kimseyi ortak koşmamış olaydım!" diyordu. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Ve ürünü kuşatıldı. Bahçe, çardakları üzerinde boş bir yığın halini aldı. Yaptığı harcamaya karşılık ellerini ovuşturup şöyle demeye başladı: "Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak saymasaydım.” |
Şaban Piriş Meali |
Bir sabah kalktığında ürünleri yok edilmiş, çardakları ise çökmüştü:-Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım, diyerek; ona sarfettiği emeğe avuçlarını ovuşturuyordu. |
Ümit Şimşek Meali |
Nitekim onun bütün ürünü birgün felâkete uğrayıverdi. O ise, bağının alt üst olmuş çardakları karşısında, harcadığı paraya ve emeğe yanarak ellerini birbirine vuruyor, “Ne olurdu, Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım!” deyip duruyordu. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Derken bütün ürününe el kondu. Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!" |
M. Pickthall (English) |
And his fruit was beset (with destruction). Then began he to wring his hands for all that he had spent upon it, when (now) it was all ruined on its trellises, and to say: Would that I had ascribed no partner to my Lord! |
Yusuf Ali (English) |
So his fruits (and enjoyment) were encompassed (with ruin), and he remained twisting and turning his hands over what he had spent(2382) on his property, which had (now) tumbled to pieces to its very foundations, and he could only say, "Woe is me! Would I had never ascribed partners to my Lord and Cherisher!"(2383)* |