Kehf Suresi 14. Ayet


Arapça

وَرَبَطْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ إِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَن نَّدْعُوَ مِن دُونِهِ إِلَهًا لَقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًا


Türkçe Okunuşu

Ve rabatnâ alâ kulûbihim iz kâmû fe kâlû rabbunâ rabbus semâvâti vel ardı len ned'uve min dûnihî ilâhen lekad kulnâ izen şetatâ(şetaten).


Kelimeler

ve rabatnâ ve bağladık, kuvvetlendirdik, takviye ettik, rabıta kurduk
alâ üzere, üzerinde, ... e
kulûbi-him onların kalpleri
iz kâmû kıyam ettikleri zaman, ayağa kalkınca
fe o zaman, böylece
kâlû dediler
rabbu-nâ bizim Rabbimiz
rabbu es semâvâti semaların (göklerin) Rabbi
ve el ardı ve arz, yeryüzü
len ned'uve asla dua etmeyiz
min dûni-hi ondan başka
ilâhen bir ilâh
lekad andolsun ki
kulnâ biz dedik
izen öyle olunca, aksi halde
şetaten haddi aşma, taşkınlık, yanlış

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onların kalplerini rabıta ile (sağlam münasebet ve muhabbetle Hakka) bağlayıp güçlü ve metanetli kılmıştık. (Kâfir ve zalim Kralın önünde) Kalkıp dediler ki: “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasını İlah diye çağırmayız (ve sizin bâtıl yollarınıza uymayız. Şayet öyle yaparsak) gerçekten saçmalamış ve sapıtmış oluruz.” (Böylece kralın ve adamlarının şaşkınlık ve sapıklık içinde olduklarını vurguluyorlardı.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir, ondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.
Abdullah Parlıyan Meali Kalplerini gerçeğe bağlamıştık. Öyle ki, kalkıp ayaklandıkları zaman yanlış yoldaki soydaşlarına veya mü'minlere zulmeden yöneticilerine: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir” demişlerdi. “Biz asla O'ndan başka sahte ilahlara yalvarıp yakarmayacağız. Bunun aksini söylersek, çok çirkin birşey dile getirmiş oluruz.
Ahmet Tekin Meali Onların akıllarını, kalplerini metin kıldık, sıkıntılara karşı iradelerini bileyledik. O yiğit gençler, ülkenin hükümdarının karşısına dikilerek: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbidir. Biz onun dışında, kulları durumundakilere tanrı deyip, asla yalvarmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.” dediklerini insanlara hatırlat.
Ahmet Varol Meali Biz onların kalplerini sağlam kılmıştık. (Kralın önünde) durduklarında şöyle dediler: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tapmayacağız. Aksi takdirde, andolsun ki, çok saçma bir söz söylemiş oluruz.
Ali Bulaç Meali Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Padişah Dekyanos kâfirin huzurunda putlara tapmayı terkeden bu yiğitler), ayağa kalkıp da: “-Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; asla ondan başkasına ilâh deyip tapmayız, o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz.
Bahaeddin Sağlam Meali Biz onların kalplerini sağlamlaştırdık. Kalktılar, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başka hiçbir şeye ibadet etmeyeceğiz. İşte o zaman (O’na eş koşarsak,) çok zulümlü, haksız bir söz söylemiş oluruz.”
Bayraktar Bayraklı Meali Onların kalplerini sağlamlaştırdık. O yiğitler, o ülkenin hükümdarı karşısında ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.”
Cemal Külünkoğlu Meali Kalplerini öyle sağlamlaştırmıştık ki, doğrulup (birbirlerine): “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz asla O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, (eğer böyle bir şey yaparsak) çok çirkin bir şey yapmış oluruz!”
Diyanet İşleri Meali (Eski) 13,14,15. Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?"
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 14,15. Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilâh demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
Diyanet Vakfı Meali Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Edip Yüksel Meali Kalktıklarında kalplerini sağlamlaştırmıştık. "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başka tanrı edinmeyeceğiz. Yoksa, yanlış söz söylemiş oluruz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Elmalılı Meali (Orjinal) O vakıt ki kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz
Hasan Basri Çantay Meali 14,15. Ve (zaalim hükümdarın önünde) dikilib de: «Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına Tanrı demeyiz. (Dersek) o halde, andolsun ki, hakıykatden uzaklaşmış oluruz. Şunlar, şu bizim kavmimiz Ondan (Allahdan) başka Tanrılar edindiler. Bunların üzerine baari açık bir bürhan getirselerdi ya. Artık Allaha karşı yalan yere iftira edenlerden daha zaalim kimdir?» dedikleri zaman onların kalblerini (sabr ve sebat ile tamamen Hakka) bağlamışdık.
Hayrat Neşriyat Meali Ve (kralın önünde) ayağa kalktıklarında onların kalblerini kuvvetlendirdik de şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! O'ndan başkasına aslâ ilâh olarak yalvarmayız! Yoksa yemîn olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.”
İlyas Yorulmaz Meali Onların “Rabbimiz göklerin ve yerinde Rabbidir. Biz ondan başkasını ilah edinip, asla o sahte ilahlara yardım etmesi için dua etmeyeceğiz. Böyle yaparsak söylediklerimizden uzaklaşmış oluruz” demişler ve söylediklerini yaşamlarına geçirdikleri için (kıyam etmişler), bizde onların kalplerini doğru inançla pekiştirdik.
Kadri Çelik Meali Onların kalplerini (sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik de (krala karşı) kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. İlah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, şüphesiz gerçeğin dışına çıkarız.”
Mahmut Kısa Meali Ve sarsılmaz bir cesaret ve kararlılıkla yüreklerini perçinlemiştik. Hani onlar, zâlim yöneticilerin karşısına dikilerek haykırmışlardı: “Bizim kendisine boyun eğeceğimiz biricik Efendimiz, göklerin ve yerin gerçek sahibi, yöneticisi ve Rabb’i olan Allah’tır!Bu yüzden biz, O’ndan başka bir ilahın egemenliğini asla tanımayacak; zulüm sistemini ayakta tutmak için uydurduğunuz o sahte ilahlarınıza hiçbir zaman yalvarıp yakarmayacağız! Aksi hâlde, Rabb’imizin asla razı olmayacağı saçma bir söz söylemiş oluruz!”
Mehmet Türk Meali Ve Biz, onların kalplerine metanet de verdik.1 Onlar kıyam ettiklerinde: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi’dir; biz Ondan başkasını ilâh kabul edip asla tapmayız. (Eğer bunun tersini) söyleyecek olursak işte o zaman, gerçekten saçmalamış oluruz.” dediler.*
Muhammed Esed Meali kalplerini pekiştirmiştik; öyle ki, doğrulup [birbirlerine]: 15 “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir”, demişlerdi “Biz asla O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, [çünkü böyle bir şey yaparsak] çok çirkin bir şey dile getirmiş oluruz!
Mustafa İslamoğlu Meali ve yüreklerini (imanda) sabit kılmıştık. (Küfre) başkaldırdıkları zaman (aralarında) şöyle konuşmuşlardı: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! Asla O’nu bırakıp da, ilâh diye başkalarına kulluk etmeyiz! Hadi böyle dedik diyelim, işte o zaman haktan uzaklaşıp haddi aşmış oluruz.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onların kalplerini kuvvetlendirdik, o vakit ki kıyam ettiler de dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, O'ndan başkasına bir ilâh diye tapamayız. Diyecek olsak elbetteki haktan pek uzak bir söz söylemiş oluruz.»
Suat Yıldırım Meali Kalplerine kuvvet ve metanet verdik de onlar ayağa kalkıp: “Rabbimiz, dediler, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilaha yönelmeyiz. Şayet böyle bir şey yapacak olursak, gerçek dışı, pek saçma bir söz söylemiş oluruz. ”
Süleyman Ateş Meali Kalblerinin üstüne metanet bağlamıştık. Kalktılar, dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa saçma söylemiş oluruz."
Süleymaniye Vakfı Meali Kalplerini de sağlamlaştırmıştık. Kalkıp demişlerdi ki "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir[*]. Biz onunla aramıza bir ilah koyup yalvarmayız. Öyle olsa gerçek dışı bir konuşma yapmış oluruz.*
Şaban Piriş Meali Ayağa kalkarak:-Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz. Yoksa batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman onların kalplerini sağlamlaştırmıştık.
Ümit Şimşek Meali Hükümdara karşı çıktıklarında, Biz onların kalplerine metanet verdik. Onlar “Rabbimiz, Göklerin ve Yerin Rabbidir,” dediler. “Biz ondan başka bir tanrıya dua etmeyiz; öyle birşey yaparsak saçmalamış oluruz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."
M. Pickthall (English) And We made firm their hearts when they stood forth and said: Our Lord is the Lord of the heavens and the earth. We cry unto no god beside Him, for then should we utter an enormity.
Yusuf Ali (English) We gave strength to their hearts:(2343) Behold, they stood up(2344) and said: "Our Lord is the Lord of the heavens and of the earth: never shall we call upon any god other than Him: if we did, we should indeed have uttered an enormity!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları