Kehf Suresi 99. Ayet


Arapça

وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعًا


Türkçe Okunuşu

Ve teraknâ ba’dahum yevmeizin yemûcu fî ba’dın ve nufiha fis sûri fe cema’nâhum cem’â(cem’an).


Kelimeler

ve teraknâ ve biz terkettik, bıraktık
ba'da-hum (ba'da-hum fî ba'dın) onların bir kısmını (birbirlerine)
yevmeizin izin günü
yemûcu (birbirlerine) karışır
fî ba'dın bir kısmı içinde
ve nufiha ve üfürüldü
fî es sûri sur'a
fe o zaman, böylece
cema'nâ-hum onları topladık
cem'an hepsini

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Biz o gün, (Ye'cüc ve Me'cüc’ün ve kâfirler sürüsünün) bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakacağız. (Derken) Sur'a da üfürülmüştür, artık onların (bütün varlıkların, özellikle mükellef tutulanların) tümünü bir araya toplayıp getirmişizdir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali O gün deniz gibi dalgalanır, dalgadalga birbirlerine karışır onlar ve sur üfürülür de onların hepsini toplarız.
Abdullah Parlıyan Meali O kıyamet günü, biz Ye'cüc'ü ve Me'cüc'ü birbiri içinde dalgalanır vaziyette bırakmışızdır veya dalga dalga ülkeleri istila ederler veya halk, şaşkınlıktan dalgalar gibi birbirine çarpar, sarsılır, karışırlar, sûr'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır.
Ahmet Tekin Meali O gün, Kıyamet gününde, biz onları birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakırız. Sûra da üfürülür, böylece onların hepsini biraraya toplamış oluruz.*
Ahmet Varol Meali O gün onları birbirleri içinde dalgalanır halde bırakırız. Sur'a da üflenir ve artık onların tümünü biraraya toplarız.
Ali Bulaç Meali Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir araya getirmişiz.
Ali Fikri Yavuz Meali (Ye'cüc ve Me'cüc'un veya pek kalabalık insanların çıkacağı) o gün, onları, birbiri içinde dalgalanır hale bırakmışızdır; Sûr'a üfürülmüştür. Artık hepsini hesap için toplamışızdır.
Bahaeddin Sağlam Meali O kıyamet günü insanları birbirine girmiş, çalkalanır bir halde bırakırız. İsrafil, borazanıyla emir verir, hepsini toplamış oluruz.
Bayraktar Bayraklı Meali O gün biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır. Sûr'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Cemal Külünkoğlu Meali O gün biz onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur'a üflenince hepsini bir araya toplarız.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz.
Diyanet Vakfı Meali O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Edip Yüksel Meali O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, surada üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır ve
Hasan Basri Çantay Meali O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) «Şuur» da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).
Hayrat Neşriyat Meali (Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkacakları) o gün (o âhir zaman fitnesinde) onları birbiri içinde dalgalanır bir hâlde bırakmışızdır; nihâyet (mühletleri bittiğinde) sûra üfürülmüş, böylece onları hep berâber (mahşerde) bir araya getirmişizdir.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Kıyamet günü onları bırakırız ki birbirlerine karışsınlar. İşaret verilince (sura üfürülünce), onların hepsini bir araya toplarız.
Kadri Çelik Meali Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıveririz. Sur'a da üfürülmüştür, ardından onların tümünü bir arada toplarız.
Mahmut Kısa Meali Sura birinci kez üflenip kıyâmet koptuğu zaman, O Gün onları ikinci sur ile mezarlarından kaldırıp bir süre şaşkın bir hâlde ortalıkta bırakacağız, dehşet içerisinde bir o yana bir bu yana koşacak, dalga dalga birbirlerine girecekler ve Toplanma Borusu, üçüncü sur çalınınca, Büyük Mahkeme için hepsini huzurumuzda toplayacağız.
Mehmet Türk Meali Biz o (kıyamet) günü, onları1 bırakırız da dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sûra üflenince de hepsini derhâl bir araya toplarız.*
Muhammed Esed Meali O GÜN 101 onları bırakırız, dalga dalga yürüyüp birbirlerine karışsınlar; ve sûra üflenir: Böylece hepsini bir araya toplarız.
Mustafa İslamoğlu Meali O GÜN geldiğinde, Biz onları birbirini kıran dalgalar (gibi) çalkalanmaya terkederiz. Nihayet sur borusu çalınır; sonunda hepsini bir araya toplarız.[2445] *
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve o gün (Yecüc ile Mecüc'-ün çıktıkları zaman) Onların bazılarını bazısı içinde dalgalanır (muztarip) bir halde bırakmışızdır ve sura üfürülmüştür, artık onların hepsini toptan toplamışızdır.
Suat Yıldırım Meali O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sûr'a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız. [56, 49-50; 18, 47]
Süleyman Ateş Meali Biz o gün (Ye'cuc ve Me'cuc'u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sur'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır.*
Süleymaniye Vakfı Meali O gün onlardan biri diğerinin içinde dalgalanacaktır. Sura üflenince de tamamını bir araya toplayacağız.
Şaban Piriş Meali Günü gelince biz onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur'a üflendiği zaman da hepsini bir araya toplarız.
Ümit Şimşek Meali O gün Biz insanları birbirlerinin üzerinde dalgalanır halde bırakmışızdır. Sûra üfürülmüş, hepsini bir araya getirmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır.
M. Pickthall (English) And on that day We shall let some of them surge against others, and the Trumpet will be blown. Then We shall gather them together in one gathering.
Yusuf Ali (English) On that day We shall leave them to surge like waves on one another:(2445) the trumpet will be blown, and We shall collect them all together.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları