Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz Sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarıyoruz. Onlar hakikaten Rablerine iman etmiş gençlerdi (dinleri ve davaları için zalim düzene uymayıp kaçmışlardı) ve Biz de onların hidayetlerini arttırmıştık. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onların ahvalini gerçek olarak sana haber veriyor, hikaye ediyoruz. Şüphe yok ki onlar, Rablerine inanmışlardı ve biz de hidayetlerini arttırmıştık onların. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Şimdi onların hallerini, gerçek olarak sana haber verip anlatıyoruz: Onlar gerçekten de Rablerine yürekten inanan gençlerdi ve biz de onların doğru yoldaki duyarlılık ve bilinçlerini artırmıştık. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz sana, onların başından geçenleri, doğru ve hikmete dayalı olarak, kıssalarıyla anlatıyoruz. Hakikaten onlar Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de, onların, imanda, hak yolda, hayırlı yolda sebat edenlerin şevklerini artırdık.* |
Ahmet Varol Meali |
Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rabblerine iman etmiş gençlerdi. Biz de hidayetlerini artırmıştık. |
Ali Bulaç Meali |
Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarıyoruz. Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Biz, sana, onların haberlerini doğru olarak anlatalım: Gerçekten bunlar, Rablerine iman eden birkaç gençlerdi. Biz de onların hidayetlerini (sebatlarını) artırmıştık. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz onların haberini doğru bir şekilde sana anlatıyoruz. Onlar, sahipleri olan Allah’a inanan, hidayetlerini arttırdığımız bir grup gençlerdi. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Gerçekten onlar, Rabblerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz (şimdi) sana onların kıssalarını doğru olarak anlatıyoruz. Onlar Rablerine inanmış bir grup gençti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
13,14,15. Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?" |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.[326]* |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık. |
Edip Yüksel Meali |
Onların haberini sana gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar Rab'lerine inanmış gençlerdi. Onların hidayetini arttırmıştık. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Biz sana onların kıssalarını doğru olarak naklediyoruz: hakıkat bunlar, bir kaç genç yiğit rablarına iyman ettiler, biz de hidayetlerini artırdık ve kalblerine rabıta verdik |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Şimdi) sana onların kıssasını, hakıykatı vech ile, anlatalım: Doğrusu onlar Rablerine îman eden gene yeğitlerdi. Biz de onların hidâyetini artırmışdık. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Biz sana onların haberini hakkıyla anlatıyoruz. Şübhesiz ki onlar, Rablerine îmân etmiş gençlerdi; ve (biz) onların hidâyetlerini artırdık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onların haberini gerçek ve doğru bir şekilde sana biz anlatacağız. Onlar Rablerine inanan gençlerdi ve biz de onların doğru yol üzerindeki samimiyetlerini artırdık. |
Kadri Çelik Meali |
Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarmaktayız. Gerçekten onlar, rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık.* |
Mahmut Kısa Meali |
İşte, onların öyküsünü —zaman içinde insanlar tarafından ilâve edilerek kıssanın amacını bulandıran her türlü efsaneden arınmış olarak— bütün gerçeğiyle sana anlatıyoruz:
Bu olayın nerede, ne zaman yaşandığı ve kahramanlarının hangi isimleri taşıdığı hiç önemli değil. Önemli olan, içinde barındırdığı ve tüm insanlığa ışık tutacak ibret dolu mesajlarıdır.
Onlar, gerçekten de Rablerine yürekteninanmış gençlerdi; Biz de onların iç dünyalarını ilim ve hikmet nurlarıyla aydınlatarak inançlarını güçlendirmiş; |
Mehmet Türk Meali |
Sana onların haberlerini en doğru şekilde, ancak Biz anlatırız. (Şöyle ki) gerçekten onlar, Rablerine îman eden ve Bizim de îmanlarını arttırdığımız gençlerdi. |
Muhammed Esed Meali |
[Şimdi] onların kıssasını bütün gerçeğiyle 13 sana anlatacağız. Onlar gerçekten de Rablerine yürekten inanan gençlerdi; ve biz de kendilerini doğru yolda derin bir bilinç ve duyarlıkla güçlendirmiş, 14 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Sana onların haberini, sahih bir amaca uygun olarak[2356] Biz aktarıyoruz:[2357] Şu bir gerçek ki, onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi;[2358] ve Biz de onların doğru yolda olma bilincini artırmış* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Biz sana onların haberlerini doğru olarak hikaye ediyoruz. Onlar genç bir zümre idiler. Rablerine imân etmişlerdi ve Biz de onların hidâyetini arttırmış idik. |
Suat Yıldırım Meali |
Başlarından geçen olayı Biz sana doğru olarak anlatıyoruz. Gerçekten onlar Rab'lerine tam iman etmiş gençlerdi. Biz de onların hidâyetlerini ve yakinlerini artırdık. [9, 124; 48, 4] |
Süleyman Ateş Meali |
Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sana onların haberlerini tüm gerçekliği ile anlatıyoruz. Onlar, Rablerine inanıp güvenmiş gençlerdi. Biz de önlerini iyice açmıştık. |
Şaban Piriş Meali |
Biz sana onların haberlerini doğru olarak anlatıyoruz. Onlar, Rab'lerine iman etmiş gençlerdi. Biz onların hidayetini artırmıştık. |
Ümit Şimşek Meali |
Onların haberlerini Biz sana hak ile bildiriyoruz. Onlar Rablerine iman etmiş gençler idi; Biz de onların hidayetini arttırdık. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık. |
M. Pickthall (English) |
We narrate unto thee their story with truth. Lo! they were young men who believed in their Lord, and We increased them in guidance. |
Yusuf Ali (English) |
We relate to thee their story in truth: they were youths who believed in their Lord, and We advanced them in guidance:(2342)* |