Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Böylelikle, (oluşturulan çok sağlam tunçtan engeli bir daha) ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler. * |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Artık bu seti aşmaya da güçleri yetmez, delmiye de güçleri yetmez. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve böylece set inşa edilmiş oldu. Öyle ki, artık onların düşmanları, ne onu aşabildiler, ne de onda gedik açabildiler. |
Ahmet Tekin Meali |
Artık Ye'cüc ve Me'cüc bu seti ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
Ahmet Varol Meali |
Böylece onlar (Ye'cuc ve Me'cuc) ne onu aşmaya ne de delmeye güç yetirebildiler. |
Ali Bulaç Meali |
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Artık onu (seddi), ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Artık onu ne aşmaya güçleri yetti ne de delebildiler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Ye'cüc ve Me'cüc onu ne aşmaya ne de onda bir delik açmaya güç yetirebildiler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Ve böylece (set inşa edilmiş oldu, öyle ki) artık onların düşmanları (Ye'cüc ve Me'cüc) ne onu aşabilirlerdi ne de onda gedik açabilirlerdi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Artık Yecüc ve Mecüc onu ne aşabildiler ve ne de delip geçebildiler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
Diyanet Vakfı Meali |
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler. |
Edip Yüksel Meali |
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Artık onu ne aşabilirler ne de delebilirler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Artık onu aşmıya da güc yetiremediler, onu delmiye de muktedir olamadılar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Artık (Ye'cüc ve Me'cüc) onu ne aşmaya güç yetirebildiler! Ne de onu delmeye tâkatleri yetti! |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Bundan sonra onlar ne bu settin üzerini aşmaya, nede o set üzerinde bir delik açmaya güçleri yetmez” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
Böylelikle ne onu aşabildiler, ne de onu delmeye güç yetirebildiler. |
Mahmut Kısa Meali |
Böylece, iki dağı birleştiren mükemmel, hârika bir set inşâ etti. Öyle ki, bundan böyle saldırgan topluluklar, yüzyıllar boyunca ne bu seti aşabildiler, ne de onda bir gedik açabildiler. |
Mehmet Türk Meali |
Böylece, (Ye’cuc ve Me’cuc) o seddi asla aşamadılar ve kesinlikle de delemediler. |
Muhammed Esed Meali |
Ve böylece [set inşa edilmiş oldu, öyle ki] artık onların düşmanları 98 ne onu aşabilirlerdi ne de onda gedik açabilirlerdi. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Evet, artık onların (düşmanları) ne onu aşabiliyorlardı, ne de onda bir delik ve gedik açabiliyorlardı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık ne onun üstüne çıkmaya kâdir oldular ve ne de onun için delik açmaya güçleri yetti. |
Suat Yıldırım Meali |
Artık o Ye'cüc ve Me'cüc'ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi. |
Süleyman Ateş Meali |
Artık (Ye'cuc Me'cuc) onu ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Artık onu aşmaya güçleri yetmeyeceği gibi delmeye de güçleri yetmez.” |
Şaban Piriş Meali |
Artık, seddi aşmaya güçleri yetmedi ve delip geçmediler. |
Ümit Şimşek Meali |
Ondan sonra ne seddi aşabildiler, ne de onda bir delik açabildiler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler. |
M. Pickthall (English) |
And (Gog and Magog) were not able to surmount, nor could they pierce (it). |
Yusuf Ali (English) |
Thus were they made powerless to scale it or to dig through it.(2443)* |