Kehf Suresi 61. Ayet


Arapça

فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَبًا


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ belega mecmea beynihimâ nesiyâ hûtehumâ fettehaze sebîlehu fîl bahri serebâ(sereben).


Kelimeler

fe lemmâ olunca, olduğu zaman
belega erişti, ulaştı
mecmea cem olduğu yer, birleştiği yer
beyni-himâ onların ikisinin arası
nesiyâ ikisi unuttular
hûte-humâ ikisinin balığı
fettehaze (fe ittehaze) o zaman edindi
sebîle-hu kendi yolunu
fî el bahri denizde
sereben içine girilip, gidilen yer

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Derken (yola çıkıpyürüdüler ve) iki denizin kavşağına vardıklarında (pişirmek üzere tuttukları balığı kokmasın diye, bir su birikintisine bıraktılar) . Ancak bu balığı orada unuttular ve balık (sıyrılıp bir iz bırakarak) denizde yolunu tutup (kaçmıştı).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman balıklarını unutmuşlardı; balık, denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti.
Abdullah Parlıyan Meali İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman, balıklarını unutmuşlardı. Balık denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti.
Ahmet Tekin Meali İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bu arada, balık denizde canlanarak yolunu bulup bir kanala girmişti.
Ahmet Varol Meali Böylece iki (deniz)in birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O da denizde bir delik (menfez) bulup yolunu tuttu.
Ali Bulaç Meali Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Ali Fikri Yavuz Meali Bunun üzerine, ikisi de iki deniz kavşağına varınca (tuzlanmış olarak getirdikleri ve canlandığı zaman Hızır ile buluşmuş olacakları) balıklarını unuttular. (Allah'ın vaadı ve izniyle balık canlanmış ve) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.
Bahaeddin Sağlam Meali İki denizin birleştiği yere vardıkları zaman, balıklarını unuttular. Balık deniz içinde yol alıp gitti.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unuttular. Derken balık da yolunu bulup denize dalarak gözden kayboldu.
Cemal Külünkoğlu Meali İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir yolunu bularak denize kaçtı.
Diyanet İşleri Meali (Eski) İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unutmuşlardı, balık bir delikten kayıp denizi boyladı.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.
Diyanet Vakfı Meali Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.  *
Edip Yüksel Meali İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bunun üzerine ikisi bir vaktaki iki deniz arasının cemolduğu yere vardılar balıklarını unuttular o vakıt o, denizde bir deliğe yolunu tutmuştu
Hasan Basri Çantay Meali Bunun üzerine onlar bu iki (deniz) arasının birleşik yerine ulaşınca balıklarını unutdular. (Balık) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuşdu.
Hayrat Neşriyat Meali Nihâyet ikisi, (o iki denizin) aralarının birleştiği yere varınca, (o yerin alâmeti olarak, canlanıp orada denize atlayacak olan) balıklarını unuttular, hâlbuki (balık, atlamış da) denizde bir iz bırakarak yolunu tutmuştu.
İlyas Yorulmaz Meali O ikisi, suyun buluşma yerine geldiklerinde balıklarını unuttular, sonrada balık denizde yol bularak gözden kayboldu.
Kadri Çelik Meali Böylece ikisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık da) denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu.
Mahmut Kısa Meali Ve uzun bir yolculuğun ardından, nihâyet iki denizin birleştiği yere vardıklarında, yanlarında getirdikleri ve içinde balık olan azıklarını bir kenara bırakarak, dinlenmek üzere bir kayanın gölgesine çekildiler. Bu arada, ikisi de balığı unutmuşlardı. Bu sırada balık, Yûşa’nın şaşkın bakışları altında denize atlamış ve kendisine bir yol tutup gitmişti. Mûsâ bu olup bitenleri görmemiş Yûşa da bu ilginç olayı Mûsâ’ya anlatmayı unutmuştu. Bu yüzden, burasının buluşma yeri olduğunu anlayamadan, kalkıp tekrar yola koyuldular.
Mehmet Türk Meali Böylece ikisi iki denizin birleştiği yere ulaşınca (yanlarındaki) balıklarını1 (bir kenarda) unuttular. (Balık da bu esnada dirildi,) denizde bir yol bularak kaybolup gitti.2*
Muhammed Esed Meali Fakat iki [denizin] birleştiği yere vardıklarında balıkları bütünüyle akıllarından çıktı ve denize dalıp gözden kayboldu. 69
Mustafa İslamoğlu Meali Fakat o ikisi, iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unutmuşlardı bile; nitekim o (balık) da kendi yoluna koyulup denizde gözden kaybolmuştu.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki, iki denizin birleştikleri yere ulaştılar, balıklarını unuttular. O vakit (o balık) denizde bir yarığa doğru yolunu tutmuştu.
Suat Yıldırım Meali Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unutmuş bulundular. Balık sıyrılıp denizde bir yol tutmuştu bile.
Süleyman Ateş Meali İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu.
Süleymaniye Vakfı Meali İki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. O da kayarak denize doğru yollandı.
Şaban Piriş Meali Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaştıklarında balıklarını unuttular. O da denizde kaybolup gitti.
Ümit Şimşek Meali İki denizin birleştiği yere ulaştıklarında ise balığı unuttular. Bu arada balık denizde bir yol tutup gitmişti.(8)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.
M. Pickthall (English) And when they reached the point where the two met, they forgot their fish, and it took its way into the waters, being free.
Yusuf Ali (English) But when they reached the Junction,(2407) they forgot (about) their Fish,(2408) which took its course through the sea (straight) as in a tunnel.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları