Kehf Suresi 53. Ayet


Arapça

وَرَأَى الْمُجْرِمُونَ النَّارَ فَظَنُّوا أَنَّهُم مُّوَاقِعُوهَا وَلَمْ يَجِدُوا عَنْهَا مَصْرِفًا


Türkçe Okunuşu

Ve reel mucrimûnen nâre fe zannû ennehum muvâkıûhâ ve lem yecidû anhâ masrifâ(masrifen).


Kelimeler

ve ree ve gördü
el mucrimûne mücrimler, günahkârlar
en nâre ateş
fe o zaman, böylece
zannû zannettiler, idrak ettiler
enne-hum onların ..... olduğunu
muvâkıû-hâ (vakaa) ona düşecek olanlar (düştü)
ve lem yecidû ve bulamazlar, bulamadılar
an-hâ ondan, oradan
masrifen (serefa) uzaklaşacak yer, kaçış yolu (çevirdi, uzaklaştı)

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Mücrim ve münkir kullar) Suçlu-günahkârlar ateşi görmüşlerdir, artık kendilerinin de orayı boylayacaklarını sezmişlerdir; ancak ondan bir kaçış yolu bulamayacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve suçlular cehennemi görürler de içine düşeceklerini anlarlar ama oradan savuşup gidecek bir yer bulamazlar.
Abdullah Parlıyan Meali Ve günahlara batmış olanlar, cehennemi görürler de, içine düşeceklerini anlarlar, ama ondan kaçıp kurtulmak için bir yol bulamayacaklar.
Ahmet Tekin Meali İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular cehennem ateşini görür görmez, alevleri boylayacaklarını, ateşten uzaklaşıp kurtuluş yolu bulamayacaklarını iyice anladılar.
Ahmet Varol Meali Suçlular ateşi görürler ve onun içine kendilerinin düşeceklerini anlarlar. Fakat ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Ali Bulaç Meali Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Ali Fikri Yavuz Meali Günahkârlar, ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır; fakat ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Bahaeddin Sağlam Meali Ve mücrimler, ateşi görürler, oraya gireceklerini anlarlar. Kaçacakları, kurtulacakları bir yer de bulamazlar.
Bayraktar Bayraklı Meali Suçlular ateşi görecekler ve oraya düşmekte olduklarını anlayacaklar; ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Cemal Külünkoğlu Meali O gün suçlular cehennem ateşini görünce oraya atılacaklarını anlayacaklar, fakat oradan dönecek (sığınacak) başka bir yer da bulamayacaklar.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Suçlular ateşi görürler ve ona düşeceklerini anlarlar, fakat ondan kaçacak yer bulamazlar.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Suçlular (o gün) ateşi görünce, onun içine düşeceklerini iyice anlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Diyanet Vakfı Meali Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anladılar; ondan kurtuluş yolu da bulamadılar.
Edip Yüksel Meali Suçlular ateşi gördüler ve içine düşeceklerini anladılar; ondan kaçacak bir yer de bulamadılar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve mücrimler ateşi görmüş, artık ona düşüneceklerini anlatmışlardır da ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır
Hasan Basri Çantay Meali Günahkârlar ateşi görmüşler de onun içerisine düşenlerin kendileri olduklarını anlamışlar, (fakat) ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Hayrat Neşriyat Meali Günahkârlar ise ateşi görür de (onun uğultu ve dehşetinden, daha onu tatmadan)kendilerinin gerçekten ona düşmüş kimseler olduklarını zannederler; fakat ondan kaçacak bir yer bulamazlar!
İlyas Yorulmaz Meali Suçlular ateşi gördüklerinde, artık o ateşin içine gireceklerini anlayacaklar, ama onu kendilerinden uzaklaştıracak bir yol bulamayacaklar.
Kadri Çelik Meali Suçlu günahkârlar ateşi görmüşlerdir de artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir dönüş yolu bulamazlar.
Mahmut Kısa Meali Ve nihâyet suçlular, cehennem ateşini tüm dehşetiyle karşılarında görecek ve artık oraya düşeceklerini anlayacaklar. Kurtulmak için çırpınacak, fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamayacaklar.
Mehmet Türk Meali Günâhkârlar, (cehennem) ateşi(ni) görünce; ona düşeceklerini hemen anlarlar, ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Muhammed Esed Meali Ve günaha gömülüp gitmiş olanlar o zaman ateşi görecek ve oraya girmek zorunda olduklarını anlayacaklar ama ondan kaçmak kurtulmak için bir yol bulamayacaklar.
Mustafa İslamoğlu Meali Nihayet günahkârlar ateşi görünce, kaçınılmaz olarak oraya gireceklerine kâni olacaklar ve oradan kaçıp kurtulacak bir yol bulamayacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve günahkârlar, ateşi görmüş, artık kendilerinin ona düşeceklerini anlamışlar ve ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Suat Yıldırım Meali Suçlular ateşi gördüler, orayı boylayacaklarını iyice anladılar. Etrafı yokladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Süleyman Ateş Meali Suçlular ateşi gördüler, artık içine düşeceklerini iyice anladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Süleymaniye Vakfı Meali O suçlular ateşi görürler ve içine düşeceklerini anlarlar ama oradan dönme imkânı bulamazlar.
Şaban Piriş Meali Suçlular ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Ümit Şimşek Meali Artık mücrimler ateşi görmüş, oraya düşeceklerini anlamış, fakat kaçacak bir yer bulamamışlardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.
M. Pickthall (English) And the guilty behold the Fire and know that they are about to fall therein, and they find no way of escape thence:
Yusuf Ali (English) And the Sinful shall see the fire and apprehend that they have to fall therein: no means will they find to turn away therefrom.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları