Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Sonunda Güneş’in doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (Güneş’i), kendileri için bir siper kılmadığımız (Güneş’in aşırı hararet ve enerjisinden etkilenmeyecek şekilde yarattığımız) bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Da gidegide güneşin doğduğu yere vardı, orada öyle bir topluluk buldu ki onların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktu, öyle bir topluluğa doğmadaydı güneş orada.* |
Abdullah Parlıyan Meali |
Gide gide, güneşin doğduğu yere vardığında, güneşe karşı sığınacak bir örtü vermediğimiz bir halk üzerine güneşi doğuyor buldu. |
Ahmet Tekin Meali |
Nihayet, güneşin doğduğu tarafta, uzak doğuda, karanın denize birleştiği yerdeki yerleşim bölgesine ulaştığında, kendilerini koruyacak elbiseyi ve barınağı öğretmediğimiz, sıcağın şiddetini artırdığı zamanlarda su içinde ve toprak oyuklarda korunan, serinlikte geçimlerini sağlayan, çıplak, ilkel bir kavim üzerine güneşin doğduğunu gördü. |
Ahmet Varol Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendilerine güneşe karşı bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğar gördü. |
Ali Bulaç Meali |
Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak şarka) vardığı zaman güneşi, öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara, güneşten kendilerini koruyacak bir siper (ev veya elbise gibi bir barınak) yapmamıştık. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere ulaştığında, kendilerine güneşe karşı hiçbir örtü kılmadığımız bir toplumun üzerine güneşin doğduğunu gördü.* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sonunda güneşin doğduğu yere varınca, güneşi, kendilerine güneşten başka bir örtü vermediğimiz bir topluluğun üzerine doğuyor buldu. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
89,90. (Zülkarneyn) sonra (doğuya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız (çıplak) bir halk üzerine doğar buldu. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, güneşi, kendilerini elbise, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir millet üzerine doğuyor buldu. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. |
Diyanet Vakfı Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık. * |
Edip Yüksel Meali |
Uzak doğuya varınca, güneşi, kendilerini güneşten koruyacak herhangi bir şeye sahip olmayan bir topluluk üzerine doğar buldu. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Tâ gün doğu cihetine vardığı vakıt onu bir kavm üzerine doğuyor buldu ki onlara güneşin önünden bir siper yapmamıştık |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nihayet üstüne güneşin (ilk önce) doğduğu yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı (korunacak) hiç bir siper yapmamışdık. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Nihâyet güneşin doğduğu yere (doğu cihetindeki memleketlere) varınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onun (o güneş ışıklarının) altında kendileri(ni korumak) için bir siper (dağlar ve ağaçlar) yapmamıştık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Güneşin doğduğu (vakte) yere varıncaya kadar gitti ve orada üzerlerinde güneşten başka onların üzerini örten, hiçbir şeyin olmadığı bir topluluğun üzerine, güneşi yükseliyor buldu. |
Kadri Çelik Meali |
Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştığında güneşi, kendileri için ona karşı bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve uzun bir yolculuğun ardından, nihâyet güneşin doğduğu yere, yani doğu yönündeki en uzak diyarlara ulaşınca, sıcağa karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluk üzerinde güneşin doğduğunu gördü. Onlara Allah’ın emirlerini bildirerek, onları eğitti. |
Mehmet Türk Meali |
(Sonunda) güneşin doğduğu yere ulaşınca güneşi, kendilerini ondan korumadığımız bir topluma doğarken buldu.1* |
Muhammed Esed Meali |
[Ve doğuya doğru yürüyerek] günün birinde güneşin doğduğu yere vardığında 91 onu, kendilerini güneşe karşı bir örtüyle örtmediğimiz bir kavmin üzerine doğar buldu: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
En sonunda güneşin doğduğu yere[2439] ulaştı; onu kendileri için güneş ışığından gayrı bir örtü[2440] takdir etmediğimiz bir topluluk üzerine doğar halde buldu:* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Vaktâ ki güneşin doğduğu bir cihete kavuştu, onu bir kavim üzerine tulû eder buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmış değildik. |
Suat Yıldırım Meali |
Güneşin doğduğu yere varınca onun, kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper nasib etmediğimiz bir halk üzerine doğduğunu gördü. * |
Süleyman Ateş Meali |
Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, güneşe karşı kendilerine siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğar buldu. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Güneşin gözüktüğü yere kadar vardı. Baktı ki bir topluluğun üzerinde gözüküyor; onunla(güneşle) o topluluk arasına örtü koymamışız. (Güneş hiç batmıyor) |
Şaban Piriş Meali |
Sonunda, güneşin doğduğu yere vardığında onun, güneşe karşı hiçbir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğduğunu gördü. |
Ümit Şimşek Meali |
Nihayet doğuya vardığında, güneşi, kendilerini ondan koruyacak bir siper vermediğimiz bir kavim üzerine doğarken gördü. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. |
M. Pickthall (English) |
Till, when he reached the rising place of the sun, he found it rising on a people for whom We had appointed no helper therefrom. |
Yusuf Ali (English) |
Until, when he came to the rising of the sun,(2434) he found it rising on a people for whom We had provided no covering protection(2435) against the sun.* |