Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Andolsun, siz (Uhud’da düşman önünde) ölümle karşılaşmadan önce (hani) onu (şehit olmayı güya) temenni ediyor (ve kahramanlık taslıyordunuz?Haydi) İşte şimdi onu gördünüz, ama (hücum edeceğiniz yerde) bakıp duruyorsunuz. (Bu ne şaşkınlıktır?) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Andolsun, ölümle karşılaşmadan önce arzulamıştınız ölümü. İşte onu gördünüz, bakıp duruyordunuz ona. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Siz ölümle yüz yüze gelmeden Allah yolunda ölmeyi arzuluyordunuz. İşte onu şimdi gözlerinizle görmektesiniz, ama ona atılmayıp bakıp duruyorsunuz. |
Ahmet Tekin Meali |
Andolsun ki siz, savaşa girmeden önce, zafere ulaşmak için şehitliği, ölümü temenni ediyordunuz. İşte âkıbetinizi gördünüz. Bunun sebeplerini düşünmeli, tahlil etmelisiniz. |
Ahmet Varol Meali |
Siz ona kavuşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz; ama öyle bakıp duruyordunuz. [18]* |
Ali Bulaç Meali |
Andolsun, siz onunla karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyordunuz. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Gerçekten siz, savaşa tutuşmazdan önce, ölüp şehid olmayı arzu etmiştiniz. Fakat işte onu gördüğünüz halde bakıp duruyorsunuz. (Bu âyet-i kerime, Bedir savaşında bulunamayıp Medine'de kalanlar hakkında nâzil olmuştur. Bunlar Bedir savaşında bulunup şehid olmayı arzu etmişlerdi. Fakat daha sonra Uhud savaşında bulundukları halde, çokları savaşa karşı ayak direyememişti). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
And olsun! Siz ölümle karşılaşmadan onu arzuluyordunuz. İşte, karşılaştığınız halde ona bakıp durdunuz. (Ölüme atılmadınız.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun ki siz ölümle yüz yüze gelmeden önce, onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu kendi gözlerinizle görmektesiniz. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Gerçekten siz, savaşa tutuşmazdan önce, ölmeyi (şehid olmayı) arzu etmiştiniz. Fakat (Uhud gününde) onu gördüğünüz halde (seyirci gibi) bakıp duruyordunuz.* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
And olsun ki, ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz; işte onu gözlerinizle bakarak gördünüz.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz. |
Diyanet Vakfı Meali |
Andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu karşınızda gördünüz. * |
Edip Yüksel Meali |
Siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. Fakat şimdi onu gördüğünüz halde bekliyorsunuz. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
celâlim hakkı için siz o ölümle karşılaşmadan evvel onu temenni ediyordunuz, fakat işte onu gördünüz bakıb duruyordunuz |
Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzulamışdınız. İşte onu gerçekden gördünüz de. (Fakat) siz (seyirciler gibi) bakıyordunuz. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ve and olsun ki (siz) onunla karşılaşmadan önce ölümü (şehâdeti) temennî ediyordunuz; işte siz (kardeşleriniz şehîd edilirken) bakakaldığınız bir hâlde, yakinen onu(ölümü) gördünüz. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Ölümle karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. Sizler ölümü (savaşı) beklerken, işte ölümü (savaşı) gördünüz (savaşsanız ya). |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz ölümle (cihatla) karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz; (ama şimdi) ölümü görünce (tedirgin gözlerle) bakıyorsunuz. |
Mahmut Kısa Meali |
Hani siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce, şehit olmak için can atıyordunuz ya; işte şimdi o fırsatı yakaladınız, fakat kahramanca çarpışacağınız yerde, korku ve dehşete düşmüş, öylece bakıp duruyorsunuz!
Üstelik, Peygamberin öldürüldüğünü zannederek, nasıl da ümitsizlik ve yılgınlığa kapılmıştınız! Oysa şunu bilmeniz gerekirdi ki: |
Mehmet Türk Meali |
Siz, ölümle1 karşılaşmadan önce onu arzulayıp duruyordunuz. Ama onunla karşılaşınca da baka kaldınız.1 * |
Muhammed Esed Meali |
Nitekim siz, ölümle yüzyüze gelmeden önce, [Allah yolunda] ölmeyi arzuladınız: işte şimdi kendi gözlerinizle onu görmektesiniz! 103 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Oysa siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce (Allah yolunda) can vermeyi arzuluyordunuz; işte şimdi onu gördüğünüz hâlde seyirci kalan da (yine) siz oluyorsunuz.[669]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Andolsun ki, siz ölümü onunla karşılaşmadan evvel temenni ediyordunuz. İşte siz bekleyip durduğunuz halde onu görüverdiniz. |
Suat Yıldırım Meali |
Siz ölümle yüzyüze gelmeden önce, şehid olmayı temenni etmiştiniz. İşte şimdi onu ayan beyan gördünüz. |
Süleyman Ateş Meali |
Andolsun ki, siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Ölümle burun buruna gelinceye kadar, ölmek istiyordunuz. Ama ölümü görünce donup kaldınız! |
Şaban Piriş Meali |
Oysa siz, (Uhud'da) ölümle karşılaşmadan önce (Allah yolunda) ölmeyi arzuladınız. İşte şimdi onu gözlerinizle gördünüz. |
Ümit Şimşek Meali |
Oysa siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz;(27) şimdi ise, onu beklemekteyken karşınızda görüverdiniz.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun ki siz, onunla karşılaşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte gördünüz onu ve bakıp duruyorsunuz. |
M. Pickthall (English) |
And verily ye used to wish for death before ye met it (in the field). Now ye have seen it with your eyes! |
Yusuf Ali (English) |
Ye did indeed wish for death before ye met him: Now ye have seen him with your own eyes, (And ye flinch!) |