Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Uhud’da) Siz o zaman (yılgınlık ve perişanlıkla savaş alanından) durmaksızın uzaklaşıyor, (kendi canınızı kurtarma telaşıyla) kimseye dönüp bakmıyordunuz. Elçi de sürekli sizi arkanızdan çağırıp duruyordu. (Allah) Elinizden kaçırdığınız (zafer ve ganimet mallarına) ve size isabet eden (sarsıcı sıkıntılara) fazla üzülmeyip unutmanız için sizi kederden kedere uğratmıştı. Allah, yaptıklarınızdan Haberdardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
O anda boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye bakmıyordunuz bile. Peygamberse arkanızdan sizi çağırıp durmadaydı. Tanrı, elinizden çıkana hayıflanmayasınız, gelip çatan felaketlerden mahzun olmayasınız diye sizi, gam üstüne gam vererek cezalandırdı ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Hatırlayın o anı ki, peygamber arkanızdan size seslendiği halde, kimseye bakmadan düşmandan uzaklaşıyor ve hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bu yüzden peygamberin emrine aykırı davranmanız sebebiyle, Allah size üzüntü üzerine üzüntü verdi. O bunu elden kaçırdığınız ganimete ve başınıza gelen yenilgiye üzülmeyesiniz diye yaptı. Allah hepinizin yapmakta olduğundan haberdardır. |
Ahmet Tekin Meali |
O zaman gerideki birlik içinde, muharebe meydanını terketmeyen Allah'ın Rasulü, arkanızdan sizi düşmanla savaşa çağırdığı halde, siz korkudan kaçarak vadinin yamaçlarına tırmanıyor, savaş alanından uzaklaşıyor, kimseyle ilgilenmiyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Allah size keder üstüne keder verdi ki, ne elinizden giden zafer ve ganimete, ne de başınıza gelen hezimete, kayıplarınıza üzülmeyesiniz. Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır. |
Ahmet Varol Meali |
Hani peygamber arkanızdan çağırırken siz kimseye bakmadan kaçarak uzaklaşıyordunuz. Bu arada, kaçırdıklarınıza ve başınıza gelenlere üzülmeyesiniz diye Allah sizi kederden kedere uğrattı. Allah yaptıklarınızı bilmektedir. |
Ali Bulaç Meali |
Siz o zaman durmaksızın uzaklaşıyor, kimseye dönüp bakmıyordunuz. Elçi de sürekli sizi arkadan çağırıyordu. (Allah) Elinizden kaçırdıklarınıza ve size isabet edene üzülmemeniz için sizi kederden kedere uğrattı. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O vakit (Uhud savaşında) boyuna uzaklaşıyordunuz. Kimseye dönüp bakmıyordunuz. Hazreti Peygamber ise arkanızdan sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine, Allah sizi keder üzerine kederle cezalandırdı. (Kederlerden biri mağlûbiyet ve diğeri Hazreti Peygamberin ölmüş olduğuna dair yanlış haberin yayılmasıdır). Allah'ın sizi bağışlaması, ne elinizden giden zafere, ne de başınıza gelen musibete üzülmiyesiniz, diyedir. Allah yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Siz dağa koşup kaçarken, kimseye dönüp bakmazken, Allah’ın elçisi arkanızda sizi geri çağırıyordu. Bunun üzerine Allah size keder ve sıkıntı verdi ki; kaybettiğiniz ganimetlerden ve başınıza gelen musibetlerden üzülmeyesiniz. Muhakkak Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
O vakit siz, uzaklaşıyor ve kimseye bakmıyordunuz. Peygamber arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah size, gam üstüne gam verdi ki, kaybettiğinize ve uğradığınız felâkete esef etmeyesiniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Uhud gününde) siz şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Peygamber ise sizi arkanızdan çağırıyordu. (Bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah da size keder üstüne keder verdi. Allah sizin bütün yaptıklarınızdan haberdardır.* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Peygamber arkanızdan sizi çağırırken, kimseye bakmadan kaçıyordunuz; kaybettiğinize ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye, Allah sizi kederden kedere uğrattı. Allah, işlediklerinizden haberdardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Peygamber, arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.[101]* |
Diyanet Vakfı Meali |
O zaman Peygamber arkanızdan sizi çağırdığı halde siz, durmadan (savaş alanından) uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayı gerek elinizden gidene, gerekse başınıza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
Edip Yüksel Meali |
Elçi arkanızdan çağırmasına rağmen siz hiç kimseye dönüp bakmaksızın tepeyi tırmanıyordunuz. Yitirdiklerinize ve başınıza gelenlere üzülmeyesiniz diye size keder üstüne keder verdi. ALLAH yaptıklarınızdan Haberdardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
O sıra siz boyuna uzaklaşıyordunuz, kimseye dönüb bakmıyordunuz, Peygamber ise arkanızdan sizleri çağırıb duruyordu, bunun üzerine Allah sizi gama karşı gam ile müsab kıldı ki ne elinizden giden zafere ne de başınıza gelen musıbete mahzun olmayasınız, ve Allah biliyor, ne yapıyordunuz |
Hasan Basri Çantay Meali |
O vakit siz, (harb meydanından) boyuna uzaklaşıyor, bir kimseye dönüb bakmıyordunuz. Peygamber ise arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine (Allah) sizi keder üstüne kederle cezalandırdı. (Allahın sizi afvetmesi) ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene esef etmemeniz içindir. Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
O zaman (siz harb sâhasından) uzaklaşıyor ve kimseye dönüp bakmıyordunuz, peygamber ise arkanızdan sizi çağırıyordu; böylece (Allah) sizi, keder üstüne kederle cezâlandırdı. Tâ ki ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülesiniz!(3) Çünki Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Elçi, sizin diğer tarafınızdan sizi çağırdığı halde, hiçbir kimseye aldırış etmeden yukarı (dağa) doğru çıkıyordunuz. Elinizden gidene (zafere) ve size isabet edene (savaşta ölen ve yaralananlara) üzülmeyesiniz diye, üzüntü üstüne üzüntü verdi. Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır. |
Kadri Çelik Meali |
Hani Peygamber sizden geriye kalan topluluk içinde sizi (arkanızdan direnişe) çağırırken, kimseye bakmadan hızla uzaklaşıyordunuz da bu yüzden kaybettiğinize ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah sizi kederden kedere uğrattı. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Hani Peygamber, “Ey Allah’ın kulları, yanıma gelin, yanıma gelin!” diye sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz can derdine düşmüş, hiç kimseye dönüp bakmadan Uhud dağının eteklerine doğru kaçarak uzaklaşıyordunuz. Bunun üzerine Allah,galibiyet fırsatını elinizden kaçırmanızın burukluğunu ve başınıza gelen felâketlerin üzüntüsünü bastıracak peş peşe keder ve acılarla sizi cezalandırdı. “Peygamber öldürüldü!” dediler. Bu söylenti sizi kalbinizden vurdu, içiniz kan ağladı; öyle ki, diğer bütün felâketler bunun yanında pek hafif kalmıştı.
Evet; Allah, yaptığınız her şeyden haberdar idi.
Fakat Rabb’iniz, kusurunuzu bağışlayınca bakın sizi nasıl destekledi: |
Mehmet Türk Meali |
Peygamber, sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz arkanıza bile bakmadan (dağa) çıkıyordunuz. Allah da size, başınıza gelenlerin üzüntüsünü dahi unutturacak sıkıntı üzerine sıkıntı veriyordu.1 Şüphesiz Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.* |
Muhammed Esed Meali |
[Hatırlayın o ânı, ki] Elçim arkanızdan size seslendiği halde, kimseye bakmadan kaçtınız; bu yüzden O, [Elçi'nin] kederine karşılık, elinizden kaçanın ve başınıza gelenin üzüntüsünü unutturacak bir üzüntü verdi size: Zira Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. 111 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
O zaman siz, kimseye bakmadan tepelere doğru kaçışıyor, Rasul de arkanızdan sizi çağırıyordu.[676] İşte bu yüzden, (Rasûl’ün) elemine karşılık (Allah) size öyle bir elem verdi ki, ne kaçırdığınız fırsata ne de başınıza gelene üzülmeye fırsatınız olmadı: zira Allah yaptıklarınızdan tümüyle haberdardı.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
O vakit ki, siz uzaklaşıyordunuz ve hiçbir kimseye dönüp bakmıyordunuz. Peygamber ise sizleri arkanızdan çağırıyordu. Artık Allah Teâlâ sizleri gam üstüne gam ile cezalandırdı. Tâ ki, hem sizin için fevt olan şeylerden ve hem de sizlere isabet eden şeylerden mahzun olmayasınız. Ve Allah Teâlâ yaptığınız şeylerden haberdardır. |
Suat Yıldırım Meali |
O vakit siz savaş meydanından hızla uzaklaşıyor, Dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz. Peygamber ise peşinizden sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine Allah, keder üzerine keder vererek sizi cezalandırdı. Allah'ın sizi affetmesi, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelen felâkete esef etmemeniz içindir. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
Süleyman Ateş Meali |
Elçi, aranızdan sizi çağırırken siz, boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızı duymaktadır.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Dağa tırmanıyor, dönüp kimseye bakmıyordunuz. Elçimiz de arkanızdan sizi çağırıyordu. Allah, sizi kederden kedere uğrattı ki elinizden kaçana da başınıza gelene de üzülmeyesiniz. Yaptığınız her şeyin iç yüzünü bilen Allah’tır. |
Şaban Piriş Meali |
-O vakit siz, kimseye bakmadan kaçıyor, peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Kaybettiğinize ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah size keder üstüne keder verdi. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
Ümit Şimşek Meali |
O vakit siz kimseye dönüp bakmaksızın dağa tırmanıyordunuz; Peygamber ise sizi arkanızdan çağırıyordu. Allah da sizi gam üstüne gamla cezalandırdı ki, kaybettiğiniz şeye veya başınıza gelene esef etmeyesiniz.(29) Allah sizin bütün yaptıklarınızdan haberdardır.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Siz şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Resul ise arkanızdan sizi çağırıyordu. Böylece Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. |
M. Pickthall (English) |
When ye climbed (the hill) and paid no heed to anyone, while the messenger, in your rear, was calling you (to fight). Therefor He rewarded you grief for (his) grief, that (He might teach) you not to sorrow either for that which ye missed or for that which befell you. Allah is Informed of what ye do. |
Yusuf Ali (English) |
Behold! ye were climbing up the high ground, without even casting a side glance at any one, and the Messenger in your rear was calling you back. There did Allah give you one distress after another by way of requital,(464) to teach you not to grieve for (the booty) that had escaped you and for (the ill) that had befallen you. For Allah is well aware of all that ye do.* |