Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı isteyip (deneyecek) tir; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da bunun şuurunda (ve farkında) değillerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kitap ehlinin bir bölüğü, yolunuzu sapıtmak ister. Halbuki sizi değil, ancak kendilerini yoldan çıkarırlar, kendileri sapıklığa düşerler de farkında değillerdir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bize de kitap verildi diyenlerden bazıları, sizi saptırmak isterler. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar, üstelik bunun farkında da değiller. |
Ahmet Tekin Meali |
Ehl-i kitaptan bir kısmı ne yapıp edip sizin, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizin önünü açmak istediler. Kendilerinden, birbirlerinden başkasının, hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açamadılar. Bunun bile farkında değiller. |
Ahmet Varol Meali |
Kitap ehlinden bir topluluk sizi saptırmayı arzuladı. Oysa onlar sadece kendilerini saptırıyorlar da bunun farkında değiller. |
Ali Bulaç Meali |
Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da şuuruna varmazlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Yahudi'lerden bir topluluk, sizi şaşırtıp dinlerine çevirmek istediler. Halbuki onlar, kendilerinden başkasını şaşırtıp saptıramazlar. Bunun farkında bile değillerdir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ehl-i kitaptan bir grup istediler ki, sizi saptırsınlar. Gerçekte onlar kendilerinden başka kimseyi saptırmıyorlar. Fakat farkında değiller. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Kitap ehlinin bir kısmı sizi saptırmak istedi; oysa onlar ancak kendilerini saptırırlar da bunun farkına varamazlar. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Kitap ehlinden bir kısmı sizi sapıtmak (ve kendi dinlerine çevirmek) isterler. Oysa onlar kendilerini saptırırlar da farkına varamazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Kitap ehlinden bir takımı sizi sapıtmak isterler; oysa kendilerini saptırırlar da farkına varmazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar. |
Edip Yüksel Meali |
Kitap halkından bir grup sizi saptırmak ister. Onlar sadece kendilerini saptırıyor. Farkında bile değiller. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler, halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ehli kitabdan bir taife arzu etti ki sizi şaşırtsalar, halbuki sırf kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varmıyorlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Kitablılardan bir zümre arzu etdi ki sizi bir şaşırtsalar. Halbuki onlar kendilerinden başkasını şaşırtıb sapıtamazlar da farkına bile varmazlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ehl-i kitabdan bir tâife arzu ettiler ki, keşke sizi dalâlete düşürseler! Hâlbuki sâdece kendilerini dalâlete düşürürler de farkına varmazlar.(2)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Kitap ehlinden bir bölümü isterler ki sizi dininizden saptırsınlar. Onlar ancak kendi kendilerini saptırırlar, fakat bunu bilmezler. |
Kadri Çelik Meali |
Kitab ehlinden bir takımı sizi saptırmak isterler; oysa sadece kendilerini saptırırlar da farkında değillerdir. |
Mahmut Kısa Meali |
Kitap Ehli’nden bazıları, Kur’an’ı ve son Elçiyi inkâr etmekle kalmaz, gerek kendi sapık inançlarına çağırarak, gerekse kalplere şüphe tohumları ekerek sizi hak dinden saptırmak isterler. Oysa ancak kendilerini saptırırlar da, farkında değiller. |
Mehmet Türk Meali |
Kitap ehlinden bir takım kimseler, sizi yoldan çıkarmayı arzu ettiler. Oysa onlar, farkına varmadan, sadece kendilerini yoldan çıkarırlar.1* |
Muhammed Esed Meali |
Geçmiş vahyin izleyicilerinden bazıları sizi saptırmak isterler: Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar; üstelik bunu fark etmezler de. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ehl-i Kitap’tan bir gurup sizi saptırmak isterler;[611] fakat onlar kendilerinden başkasını saptırmış olmazlar, üstelik bunun şuuruna da varmazlar.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ehl-i kitaptan bir tâife, arzu etmiştir ki, sizleri idlâl etsinler. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını idlâl edemezler. Ve farkına varamazlar. |
Suat Yıldırım Meali |
Ehl-i kitaptan bir kısmı, sizi inancınızdan saptırmak istedi. Halbuki onlar sadece kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Kitap ehlinden bir grup istedi ki sizi saptırsınlar. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar; fakat farkında değiller. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Ehl-i Kitabın bir kesimi[*] "Ah sizi bir saptırabilsek!" diye fırsat kollarlar. Onlar sadece kendilerini saptırırlar, ama fark edemezler.* |
Şaban Piriş Meali |
Kitap ehlinden bir kısmı sizi yoldan çıkarmak isterler, fakat yalnızca kendilerini yoldan çıkarırlar da bunun farkına varmazlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Kitap Ehlinden bir topluluk sizi saptırmak istedi. Oysa onlar kendilerini saptırıyorlar da farkına bile varmıyorlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kitap ehlinden bir zümre, sizi bir saptırabilseler diye arzu ettiler. Oysaki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu fark etmiyorlar. |
M. Pickthall (English) |
A party of the people of the Scripture long to make you go astray; and they make none to go astray except themselves, but they perceive not. |
Yusuf Ali (English) |
It is the wish of a section of the People of the Book to lead you astray. But they shall lead astray (Not you), but themselves, and they do not perceive! |