Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onlar: "Rabbimiz; şüphesiz biz (bütün hüküm ve haberlerine) iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru!" diyenlerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar öyle kişilerdir ki Rabbimiz derler, inandık, suçlarımızı yarlıga ve bizi koru ateşin azabından. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O; yolunu Allah'ın kitabı ile bulanlar: “Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet günahlarımızı bağışla ve bizi azabından koru” derler. |
Ahmet Tekin Meali |
Allah'ın kulları:
“Ey Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi Cehennem azabından koru.” diyenlerdir. |
Ahmet Varol Meali |
Bunlar: "Ey Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenlerdir. |
Ali Bulaç Meali |
Onlar: 'Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyenler; |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O takva sahipleri yalvararak: “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru derler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Öyle muttakiler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kesin olarak inanmışız. Sen günah ve kusurlarımızı affet, bizi ateş azabından koru!” derler. (Ve ona göre yaşarlar.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
16,17. Allah, “Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenlerin, zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, Rablerine yürekten bağlı olanların, servetlerini Allah yolunda harcayanların ve seherlerde bütün kalpleriyle af dileyenlerin kalplerindeki her şeyi görür. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar (Allah'ın emrine uygun yaşayıp günah işlemekten sakınanlar) şöyle derler: “Rabbimiz! Şüphesiz biz inandık, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru!” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
16,17. Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
16,17. (Bunlar), “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Bu nimetler) «Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen; |
Edip Yüksel Meali |
Onlar ki: "Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru," derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar ki, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
onları ki ya rabbena derler: inandık iyman getirdik artık bizim suçlarımızı bağışla ve o ateş azabından koru bizleri |
Hasan Basri Çantay Meali |
16,17. (O takvaaya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlar ki: “Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle!” derler.(1)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
(Cennette olanlar dünyada iken) “Ey Rabbimiz! Biz sana inandık, bize günahlarımızı bağışla, bizi ateşin azabından koru” diyenlerdir. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar (takva sahipleri), “Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, o halde günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru” derler. |
Mahmut Kısa Meali |
“Ey Rabb’imiz, bizSana ve gönderdiğin ayetlere iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azâbından koru!” diye yalvaran kullarını... |
Mehmet Türk Meali |
16,17. Onlar: “Ey Rabbimiz! Biz, kesinlikle inandık, bizim günâhlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!” diyen, sabırlı, doğruluktan şaşmayan, (Allah’a) itaat eden, mallarını Allah yolunda harcayan ve seher vakitlerinde Allah’a yalvaran kimselerdir. |
Muhammed Esed Meali |
“Ey Rabbimiz! [Sana] inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından emin kıl” diyenlerin: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
“Rabbimiz! Kuşkusuz biz iman ettik: Bağışla bizden yana günahlarımızı! Ve bizi ateşin azabından koru!” diyenleri; |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar ki, «Ey Rabbimiz! Biz muhakkak imân ettik, artık bizim günahları mağfiret buyur ve bizleri o ateş azabından koru,» derler. |
Suat Yıldırım Meali |
O müttakiler: “Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru! ” diye yalvarırlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Rabbimiz, biz inandık, bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru! diyenleri, |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlar şöyle derler: "Sahibimiz! Biz inanıp güvendik, günahlarımızı bağışla, o ateşin azabından bizi koru!" |
Şaban Piriş Meali |
Onlar:-Rabbimiz, biz, kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru, diyenlerdir. |
Ümit Şimşek Meali |
O takvâ sahipleri, “Ey Rabbimiz,” derler. “Biz kuşkusuz bir şekilde iman ettik. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kullar ki, şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi!" |
M. Pickthall (English) |
Those who say: Our Lord! Lo! we believe. So forgive us our sins and guard us from the punishment of Fire; |
Yusuf Ali (English) |
(Namely), those who say: "Our Lord! we have indeed believed: forgive us, then, our sins, and save us from the agony of the Fire;"- |