Kalem Suresi 43. Ayet


Arapça

خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ وَقَدْ كَانُوا يُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ وَهُمْ سَالِمُونَ


Türkçe Okunuşu

Hâşiaten ebsâruhum terhekuhum zilleh(zilletun), ve kad kânû yud’avne iles sucûdi ve hum sâlimûn(sâlimûne).


Kelimeler

hâşiaten korkudan ürpermiş halde
ebsâru-hum onların bakışları
terheku-hum onları kaplar, bürür
zilletun bir zillet, hakirlik, küçük düşme
ve kad ve olmuştur
kânû oldular
yud'avne davet edilirler, çağrılırlar
ilâ es sucûdi secde etmeye
ve hum ve onlar
sâlimûne salim, sağlam, selâmette

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Gözleri korkudan ve dehşetten düşüp şaşkınlaşmış, kendilerini de zillet sarıp-kuşatmıştır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye (ve Kur’an’a itaat ve teslimiyete) davet edilirlerdi (de tenezzül edip buna yanaşmazlardı).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Gözleri yere dikilir, üstlerine aşağılık çöker ve gerçekten de sağ esenken de secdeye davet edilmişlerdir de secde etmemişlerdi.
Abdullah Parlıyan Meali Evet secdeye çağrılacaklar gözleri düşük kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada herşeyden salim ve sapasağlam iken çağrılıyorlardı da secde etmiyorlardı.
Ahmet Tekin Meali Onlar, dünyada, rahatları, huzurları yerinde iken, secdelere, imana, İslâm'a, namaza davet edildikleri, teşvik edildikleri halde, davete icabet etmedikleri için, o gün, hakkaniyete riayet duyguları gereği, gözleri korku ve saygıyla dolu, işarete bile mecalleri olmayacak durumda, düşkün bir halde, kendilerini bir zillet sararken secdeye güçleri yetmeyecek.
Ahmet Varol Meali Gözleri düşkün bir halde. Kendilerini de zillet bürür. Oysa onlar sağlamken secdeye çağrılıyorlardı.
Ali Bulaç Meali Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Ali Fikri Yavuz Meali Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki, vaktiyle (dünyada) başları selâmette iken, bu secdeye davet olunuyorlardı; (da onu kabul etmiyorlardı).
Bahaeddin Sağlam Meali Gözleri zelil olarak, yüzlerini bir alçaklık bürüyecektir. Hâlbuki onlar sapasağlam iken secdeye (ibadete) çağrılmışlardı.
Bayraktar Bayraklı Meali Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde, kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Cemal Külünkoğlu Meali Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar (dünyada) sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 42,43. O gün işin dehşetinden baldırlar açılır; gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür; secdeye çağırılırlar ama buna güçleri yetmez. Oysa, kendileri sapasağlam oldukları zaman secdeye çağırılmışlardı.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 42,43. Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir hâlde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Hâlbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar (ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Diyanet Vakfı Meali Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
Edip Yüksel Meali Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Elmalılı Meali (Orjinal) Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur, halbuki o secdeye onlar sağ sâlim iken da'vet olunuyorlardı
Hasan Basri Çantay Meali (Evet, secdeye da'vet edilecekler) gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye (dünyâda) herşeyden salim ve sapasağlam iken da'vet ediliyorlardı.
Hayrat Neşriyat Meali (O gün kâfirlerin, pişmanlıktan) gözleri öne düşmüş bir hâlde, kendilerini bir zillet kaplar. Hâlbuki onlar (dünyada) sıhhatli kimseler iken, (okunan ezanlarla) doğrusu secdeye çağrılıyorlardı (fakat namaz kılmıyorlardı).
İlyas Yorulmaz Meali Gözleri korku içerisinde, onları zillet bürümüş bir halde. Halbuki, daha önce dünyada sapasağlam iken secde etmeye çağrılmışlardı (da güçleri yeterken yapmamışlardı).
Kadri Çelik Meali Gözleri yerde, kendilerini de bir zillet sarıp kuşatır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Mahmut Kısa Meali Utanç ve pişmanlıktan gözleri önlerine düşecek ve onları tepeden tırnağa bir zillet bürüyecektir. Oysa onlar, dünyada sağlık ve esenlik içindeyken de Allah’a secdeye çağrılmış, fakat inatla karşı koymuşlardı.
Mehmet Türk Meali (İşte o an) onların bakışları yere saplanır ve kendilerini de bir alçaklık sarar. Hâlbuki onlar, sapasağlam iken de (Allah’a) secdeye davet edilmişlerdi.1*
Muhammed Esed Meali (işte o Gün) gözleri zilletin ağırlığıyla ürkekleşip durgunlaşacaktır; çünkü hayatta iken [Allah'ın huzurunda] secde etmeye çağrılmaları [boşa gitmişti].
Mustafa İslamoğlu Meali Bakışları (gerçeğin dehşetinden)[5263] yere düşmüş, kendilerini bir zillet kuşatmıştır; zira onlar, becerebilecekleri bir haldeyken secdeye çağrılmışlardı (da reddetmişlerdi).*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Gözleri kararmış, kendilerini zillet kaplamış (bulunurlar). Halbuki onlar sapasağlam iken bu secdelere dâvet olunuyorlardı.
Suat Yıldırım Meali Gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki dünyada bedenleri sağlam, âzaları salim iken de secdeye dâvet edilirler, ama bunu yapmazlardı.
Süleyman Ateş Meali Gözleri düşük olarak yüzlerini bir zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye da'vet edilirler(fakat secde etmezler)di.
Süleymaniye Vakfı Meali Saygıyla önlerine bakacaklar, alçaklık her yanlarını saracak. Onlar bu hale gelmeden önce de secdeye çağrılmışlardı.
Şaban Piriş Meali Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüş/perişan olmuşlardır. Oysa onlar, selamette iken secdeye çağrılmışlardı.
Ümit Şimşek Meali Gözleri baygın düşmüş, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki sapasağlam iken de onlar secdeye çağrılmışlardı
Yaşar Nuri Öztürk Meali Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı.
M. Pickthall (English) With eyes downcast, abasement stupefying them. And they had been summoned to prostrate themselves while they were yet unhurt.
Yusuf Ali (English) Their eyes will be(5623) cast down,- ignominy will cover them; seeing that they had been summoned aforetime to prostate in adoration, while they were in good shape,(5624) (and had refused).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları