Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz onları (kâinatı, dünyayı ve insanları) yalnızca Hakk ile (vahdet ve kudretimizi göstermek ve imtihan etmek amacı ile) yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler (ve gerçeği merak etmezlerdi). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Biz onları ancak değişmez bir gerçek ve şaşmaz bir düzen içinde yarattık, fakat çoğu bu gerçeği bilmezler. |
Ahmet Tekin Meali |
Onları, ancak haklı bir gerekçe ile hikmete dayalı olarak hesaplı bir düzen içinde yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler. |
Ahmet Varol Meali |
Biz onları ancak hak üzere yarattık. Ama onların çoğu bilmezler. |
Ali Bulaç Meali |
Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Ancak bunları (iman ve itaatı gerektiren) hak için yarattık; fakat onların, (Mekke kâfirlerinin) çoğu bilmezler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz onları, ancak hak ve hakikat ile yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Biz onları, gerçek bir amaç için yarattık. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu (bunun böyle olduğunu) bilme(k istemez)ler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık, ama insanların çoğu bilmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. |
Edip Yüksel Meali |
Biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. Ne var ki onların çoğu bilmezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
İkisini de ancak hak sebebiyle yarattık ve lâkin pek çokları bilmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Biz bunları hakkın ikaamesine sebeb olmakdan başka (bir hikmetle) yaratmadık. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onları ancak hak ile yarattık; fakat onların çoğu bilmiyorlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Her ikisini de yalnızca gerçek, doğru bir amaç için yaratmışızdır. Fakat onların pek çoğu bunları bilmiyorlar. |
Kadri Çelik Meali |
Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler. |
Mahmut Kısa Meali |
Tam tersine, her ikisini de ancak hak, hukuk ve adâlet esaslarına göre, belli bir hikmet ve amaç doğrultusunda ve şaşmaz kanunlara bağlı mükemmel bir sistem hâlinde, yani hak olarak yarattık; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez. |
Mehmet Türk Meali |
Biz, o ikisini şaşmaz (kural)larla yarattık. Ancak o (kâfirlerin) çoğu, bunu bilmiyorlar. |
Muhammed Esed Meali |
Bunların hiç birini [derunî bir] hakikatten yoksun yaratmış değiliz: 22 ama çoğu bunu anlamaz. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
lakin bunları, başka değil sadece gerçek bir amaç uğruna yarattık;[4455] ne var ki onların çoğu bunu bilmiyor.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İkisini de yaratmadık, ancak Hakk'a mukarin olarak yarattık, fakat onların birçokları bilmezler. |
Suat Yıldırım Meali |
Evet, onları hak ve hikmetle, ciddî maksat ve gayelerle yarattık, ama onların çoğu bunu anlamazlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Onları sadece gerçek bir sebeple, (hikmetli bir gaye ile) yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Biz bütün bunları ciddi bir kararla yarattık ama onların çoğu bunu bilmezler. |
Şaban Piriş Meali |
Onları ancak hak ile yarattık. Fakat, onların çoğu bilmez. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz onları ancak hak ve hikmetle yarattık; lâkin çokları bunu bilmiyor. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar. |
M. Pickthall (English) |
We created them not save with truth; but most of them know not. |
Yusuf Ali (English) |
We created them not except for just ends: but most of them do not understand.* |