Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Andolsun onlar, Onun konuklarından da (şehvetle) murad almak için baskı yapmaya (girişmişlerdi) . Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın" (dedik ve sonlarını getirdik). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azabımı ve korkutuşlarımın sonucunu. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Hatta Lût'tan, genç delikanlılar şeklinde gelen melek misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler de, biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. Artık tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar Lût'un misafirlerine göz koydular. Ânında biz onların gözlerini silme kör ettik.
“Haydi azâbımı, sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılarımı dinlememenin cezasını tadın.”dedik.* |
Ahmet Varol Meali |
Andolsun ki onlar onun konuklarına tecavüze kalkıştılar. Biz de gözlerini silme kör ettik. "Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımı." |
Ali Bulaç Meali |
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. 'İşte azabımı ve uyarmamı tadın.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Ve onun (meleklerden ibaret) misafirlerine, (kendi aralarında icra etmekte oldukları kötü işle) tecavüze kalkıştılar. Biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. “- Şimdi azabımı ve peygamberimin tehdidlerini tadın.” dedik. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onun misafirleri olan meleklere tecavüz etmek istediler. Biz hemen gözlerini kör ettik. “Azabımı ve uyarılarımı(n sonuçlarını) tadın!” dedik. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun ki, onlar Lût'tan misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler. Bunun üzerine biz de onların gözlerini kör ettik. “Cezamı ve uyarımı tadın!” dedik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Andolsun ki, onlar onun (melek olarak gelen) misafirlerine karşı (cinsel anlamda) kötülük yapmayı planlamışlardı. Biz de onların gözlerini silme kör ettik ve: “Haydi, azabımı ve uyarılarımı(n kötü sonucunu) tadın (bakalım)!” (dedik). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik). * |
Edip Yüksel Meali |
Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve onun müsafirlerinden kâm almağa kalkıştılar, biz de gözlerini siliverdik de tadın bakalım dedik azâbımı ve inzarlarımı? |
Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun ki onlar müsâfirlerine (bile) kötülük yapmayı kasd etmişlerdi. Biz de gözlerini silme kör ediverdik. «İşte, (dedik,) azabımı ve tehdîdlerimi (n akıbetini) tadın». |
Hayrat Neşriyat Meali |
And olsun ki ondan (Lût'un kendisinden), misâfirlerinden (murâd almak üzere)talebde bulundular; bunun üzerine (biz de) onların gözlerini silme kör ettik: “Haydi tadın azâbımı ve korkutmalarımı!” (dedik). |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar, Lut'un misafirlerine de tecavüz etmeyi istediler. Bizde gözlerini kör ettik ve “Artık azabımı ve uyarıların karşılığını tadın” dedik. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz onlar, onun konuklarından da murat almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. “İşte azabımı ve uyarıp korkutmamı tadın.” |
Mahmut Kısa Meali |
Derken, yakışıklı birer delikanlı sûretindeki azap meleklerini şehre gönderdik. Lut, kim olduklarını bilmediği bu “tanrı misafirlerini” evinde ağırladı. Fakat durumu haber alan şehir halkı, onun misafirlerini tâciz etmeye kalkıştılar; Biz de onların gözlerini kör ettik ve “Azâbımı ve uyarılarımı dinlememenin cezasını tadın bakalım!” dedik. |
Mehmet Türk Meali |
(Bir de) onlar, onun konuklarından istifâde etmeye kalkıştılar. Biz de onların gözlerini kör ettik. Ve: “Benim azabım ve uyarılarım nasılmış? Tadın bakalım!” (dedik.) |
Muhammed Esed Meali |
ve hatta o'ndan misafirlerini [kendilerine] teslim etmesini istediler: 20 bunun üzerine onları (gerçeği) görmekten yoksun bıraktık: 21 “Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!” [diye seslendik.] |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Daha beteri arzularını onun misafirleriyle tatmin etmek için onunla çekiştiler;[4824] bunun üzerine Biz de gözlerini kör ettik[4825] (ve dedik ki):“O halde azabımı da tadın, uyarılarımı da!”* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Andolsun ki, o misafirlerinden dolayı O'ndan mutalebede bulunmuşlardı. Artık Biz de onların gözlerini silip kör ettik, «Haydin azabımı ve tehditlerimi tadın!» (deyiverdik). |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar Lût'un misafirlerine karşı niyetlerini bozdular, onlarla yalnız kalmak için gidip gidip geldiler. Biz de gözlerini silme kör ettik. Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimi! [11, 77-83; 15, 61-74] {KM, Tekvin 19, 11}* |
Süleyman Ateş Meali |
Onun (güzel delikanlılar şeklinde görünen melek) konuklarından murad almağa kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik: "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Üstelik Lut’un konuklarını elde etmeye çalışıyorlardı ki gözlerini kör ediverdik: “Şimdi uyarıların ardından gelen azabımın tadına varın.” |
Şaban Piriş Meali |
Onlar, Lût'un misafirlerinden murat almak istemişlerdi. Biz de onların gözlerini kör ettik.-Şimdi tadına bakın azabımın ve tehdidimin! |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar Lût'un konuklarına kötülük etmeye niyetlendiler; Biz de onların gözlerini kör ettik, “Tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu” dedik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı? |
M. Pickthall (English) |
They even asked of him his guests for an ill purpose. Then We blinded their eyes (and said): Taste now My punishment after My warnings! |
Yusuf Ali (English) |
And they even sought to snatch away his guests(5157) from him, but We blinded their eyes. (They heard:) "Now taste ye My Wrath and My Warning."* |