Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ki her biri) Doruğunda-olgunlaşmış hikmet (kurallarıdır) . Fakat (bu) uyarmalar (zalimlere ve hainlere) bir yarar sağlamamıştır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Yüksek hikmet vardı, derken korkutuşlar fayda vermedi gitti. |
Abdullah Parlıyan Meali |
ki, o haberlerden her biri gayesinin doruğuna ermiş birer yüksek bilgi hazineleridir. Derken uyarılar fayda vermedi gitti. |
Ahmet Tekin Meali |
Bu Kur'ân, derin hikmetlerle dolu, sağlıklı ve ahlâklı bir toplum düzeni sağlayan, gerçekleştireceği hedefe ulaştıran bilgileri içerir. Fakat sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar inkârda ısrar edenlere fayda vermiyor.* |
Ahmet Varol Meali |
(Bunlar) üstün bir hikmettir. Ancak uyarılar yarar sağlamıyor. |
Ali Bulaç Meali |
(Ki her biri) Doruğunda-olgunlaşmış bir hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Tam bir hikmet... Fakat korkutmalar fayda vermiyor. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Son derece beliğ bir bilgi ve hikmet, (onlara geldi.) Fakat uyarılar hiçbir fayda vermiyor. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bunlar son derece hikmetli haberlerdir, ama uyarılar işe yaramıyor. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
4,5. Andolsun ki, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) alıkoyacak, son derece anlamlı ve etkili nice haberler gelmiştir. Fakat (onlara gelen) uyarılar (kendilerine) hiç fayda vermemiştir. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor! |
Diyanet Vakfı Meali |
Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir! |
Edip Yüksel Meali |
Bu üstün bir hikmettir; ancak uyarılar yarar sağlamıyor. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bir hikmeti baliga, fakat inzarlar faide vermiyor |
Hasan Basri Çantay Meali |
Ki (her biri) gaayesine ermiş bir hikmet (ve ibret) dir. Fakat (onları) tehdîd eden (bütün bu haadise) ler asla fâide vermiyor. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Bu,) tam bir hikmettir; fakat (onlara) o korkutucu (hâl)ler fayda vermiyor. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Gerçekten onların her türlü ihtiyaçlarına cevap veren hükümler (o kitapta vardı). Ama yinede uyarılar onlara fayda vermedi. |
Kadri Çelik Meali |
(Kur'an) Mükemmel bir hikmettir. Ama uyarılar yarar sağlamıyor. |
Mahmut Kısa Meali |
Hem de, mükemmel bir hikmet ve öğüt Kitabı! Ne var ki,iman etmemeye karar vermiş olanlara uyarılar fayda vermiyor. |
Mehmet Türk Meali |
(Ki bu haberlerin her biri,) en mükemmel mutlak doğru(lar)dır. Fakat bu uyarılar, (onlara) hiç fayda vermiyor. |
Muhammed Esed Meali |
(ve onlara aslında) kapsayıcı hikmet [verilmişti]: ama bütün uyarılar boşa gitti[ğinden], |
Mustafa İslamoğlu Meali |
hedefe tam ulaştıracak çapta bir hikmet; fakat uyarının hiçbir yararı olmadı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Son derecedeki bir hikmettir. Fakat bu korkutucular bir faidebahş olmuyor. |
Suat Yıldırım Meali |
Bunlar son derece üstün hikmettir. Ama ne fayda! Uyarmalar kâr etmiyor. [6, 149; 10, 101] |
Süleyman Ateş Meali |
Bunlar üstün hikmettir! Ama uyarılar fayda vermiyor. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Doğruluğu su götürmez haberlerdir bunlar. Ama uyarılar bir işe yaramıyor. |
Şaban Piriş Meali |
Tam bir adalet ile.. Fakat uyarılar bir yarar sağlamadı. |
Ümit Şimşek Meali |
Bunlar tam bir hikmet timsali haberlerdir. Fakat uyarılar onlara fayda vermiyor. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor. |
M. Pickthall (English) |
Effective wisdom; but warnings avail not. |
Yusuf Ali (English) |
Mature wisdom;- but (the preaching of) Warners profits them not. |