Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Bâtıl şeylere (ve boş heveslere) dalanlarla birlikte (hareket ederdikve boş işlere) dalıp-kapılıp giderdik.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve boş laflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Boş ve anlamsız şeylere dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik. |
Ahmet Tekin Meali |
“Boş işlerle, bâtılla oyalanıp duruyor bilgisizce ileri geri konuşuyorduk.” |
Ahmet Varol Meali |
(Sapıklıklara) dalanlarla beraber biz de dalardık. |
Ali Bulaç Meali |
'(Batıla ve tutkulara) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Batıla dalanlarla beraber dalıyorduk, |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve dalanlarla beraber (boş şeylere) daldık. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
43,44,45,46,47. Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: “İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Bâtıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
“Asılsız ve bozguncu konuşmalara dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Batıla dalanlarla biz de dalardık." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” |
Diyanet Vakfı Meali |
(Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk, |
Edip Yüksel Meali |
"Biz, boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Batakçılarla dalar giderdik |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Biz de (baatıla) dalanlarla beraber dalardık», |
Hayrat Neşriyat Meali |
“(Bâtıla) dalanlarla berâber (biz) de dalardık.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Biz faydasız ve boş işler yapanlarla beraber, faydasız işlerle uğraşırdık.” |
Kadri Çelik Meali |
“(Batıla) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Böylece,boş şeylere dalan diğer günahkârlarla birlikte, dünyanın aldatıcı zevklerine dalıp giderdik.” |
Mehmet Türk Meali |
45,46,47. (Bir de): “Ölüm bize gelinceye kadar, (bâtıla) dalanlarla beraber (kendimizden geçer) biz de dalar giderdik, din gününü de yalanlardık.” derler. |
Muhammed Esed Meali |
ve kendilerini günaha kaptıran [diğer] günahkarlar ile birlikte günaha dalmıştık; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
üstelik (günaha) dalanlarla birlikte biz de dalardık;[5437]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve biz bâtıla dalanlar ile beraber dalan kimseler olmuştuk.» |
Suat Yıldırım Meali |
Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık. |
Süleyman Ateş Meali |
Boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Dünyaya dalanlarla dalar giderdik. |
Şaban Piriş Meali |
Batıla dalanlarla biz de dalıyorduk. |
Ümit Şimşek Meali |
“Bâtıla dalanlarla biz de dalıp gitmiştik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Boş lakırdılara dalanlarla dalar giderdik." |
M. Pickthall (English) |
We used to wade (in vain dispute) with (all) waders, |
Yusuf Ali (English) |
"But we used to talk vanities with vain talkers;" |