Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ya da (henüz Sen hayatta iken) kendilerine va'ad ettiğimiz şeyi Sana gösterip (onları cezalandıracağız) ki, Biz gerçekten onlara karşı Muktedir durumdayız. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz, yani senin gözlerinin önünde, onları azaba uğratırız. Şüphesiz biz onların hakkından geliriz. |
Ahmet Tekin Meali |
Yahut da, onları tehdit ettiğimiz azâbı sana gösteririz. Kesinkes bizim onları cezalandırmaya gücümüz yeter. |
Ahmet Varol Meali |
Yahut onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Şüphesiz bizim onlara gücümüz yeter. |
Ali Bulaç Meali |
Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Veya onlara vaadettiğimiz azabı sana göstersek, şüphesiz Biz onların hakkından gelebiliriz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Yahut onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
41,42. (Ey Resulüm!) Biz seni onların arasından (vefat ettirip) yanımıza alsak da, onlardan yine (yaptıkları kötülüklerin karşılığını vererek) intikamı alacağız. Yahut onlara vaad ettiğimiz azabı, dünyada sana göstereceğiz. Çünkü onlara karşı biz her zaman güçlüyüz. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
41,42. Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Yahut da, onlara yaptığımız tehdidi sana gösteririz ki, bizim onlara gücümüz yeter. |
Diyanet Vakfı Meali |
Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter. |
Edip Yüksel Meali |
Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Yahut da onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yâhud onlara yaptığımız vaîdi sana gösterirsek şübhe yok ki biz ona da muktediriz |
Hasan Basri Çantay Meali |
Yahud onlara va'd (ve tehdîd) etdiğimiz (azâb) ı (senin hayâtında) behemehal kendine göstereceğiz. Çünkü biz onların üstünde iktidar saahibleriyiz. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Yâhut onlara va'd ettiğimiz (azâb)ı sana (hayâtında) gösteririz; çünki şübhesiz biz, onların üzerine muktedir olanlarız. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Veyahut, onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösterirsek ki, bizim buna gücümüz yeter. |
Kadri Çelik Meali |
Ya da onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter. |
Mahmut Kısa Meali |
Yâhut onlara söz verdiğimiz azap vaadini gerçekleştirerek, bu dünyada zafer ve başarıyı sana hemen göstersek de sonuç aynı olacak: Her hâlükârda sana mükâfâtını, zâlimlere de cezalarını mutlaka vereceğiz! Çünkü Biz, onlar üzerinde tam bir otoriteye sahibiz! Unutma, bu dinin sahibi Benim; senin görevin ise, sadece mesajı tebliğ etmekten ibarettir. |
Mehmet Türk Meali |
Ya da (dilersek) onlara vâdettiğimiz (azabı) sana gösteririz. Çünkü onlara azap etmeye Bizim gücümüz, elbette yeter. |
Muhammed Esed Meali |
ve onlara vaad ettiğimiz şeyi yerine getirdiğimizi [bu dünyada] sana göstersek de [göstermesek de] -onlar üzerinde kesin bir otoriteye sahibiz! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
istersek, onları tehdit ettiğimiz (azabı) sana da gösteririz:[4396] Her durumda Biz, elbette onları alt edecek bir güce sahibiz.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Yahut onlara vaadettiğimizi sana göstereceğizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onların üzerlerine muktedirleriz. |
Suat Yıldırım Meali |
41, 42. Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da, yine onlardan müminlerin intikamını alırız. Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz. |
Süleyman Ateş Meali |
Yahut onları uyardığımız şeyi sana gösteririz (senin gözlerinin önünde onları azaba uğratırız); bizim onlara gücümüz yeter. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlara söz verdiğimiz azabı sana gösterebiliriz de. Çünkü kıskıvrak elimizdedirler. |
Şaban Piriş Meali |
Onlara vaadettiğimizi sana göstersek de.. Elbette biz, onlara güç yetiririz! |
Ümit Şimşek Meali |
Yahut onlara vaad ettiğimiz şeyi sana da gösteririz. Nasıl olsa Bizim onlara gücümüz yeter. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz. |
M. Pickthall (English) |
Or (if) We show thee that wherewith We threaten them; for lo! We have complete command of them. |
Yusuf Ali (English) |
Or We shall show thee that (accomplished) which We have promised them: for verily We shall prevail over them. |