Zuhrûf Suresi 47. Ayet


Arapça

فَلَمَّا جَاءهُم بِآيَاتِنَا إِذَا هُم مِّنْهَا يَضْحَكُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ câehum bi âyâtinâ izâhum minhâ yadhakûn(yadhakûne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
lemmâ olduğu zaman
câe-hum onlara geldi
bi âyâtinâ âyetlerimizi
izâ-hum o zaman onlar
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
yadhakûne gülüyorlar, alay ediyorlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Fakat (Musa) onlara ayetlerimizle (mucizelerimiz ve emirlerimizle) geldiği zaman, (bir de ne görsün,) onlar bunlara (alay edip) gülüyorlardı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.
Abdullah Parlıyan Meali Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar.
Ahmet Tekin Meali Mûsâ onlara âyetlerimizi, mûcizelerimizi getirince, o sırada mûcizelerle alay ederek güldüler.
Ahmet Varol Meali Fakat, onlara ayetlerimizi getirince bir de ne görsün: Onlarla alay ediyorlar.
Ali Bulaç Meali Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Ali Fikri Yavuz Meali Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.
Bahaeddin Sağlam Meali Musa, ayetlerimizi onlara getirince, alaya alıp gülmeye başladılar.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.
Cemal Külünkoğlu Meali Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!
Diyanet Vakfı Meali Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.
Edip Yüksel Meali Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler
Hasan Basri Çantay Meali Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!
Hayrat Neşriyat Meali Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.
İlyas Yorulmaz Meali Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, birden bire onlar, o ayetlere gülüp alay ettiler.
Kadri Çelik Meali Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.
Mahmut Kısa Meali Fakat Mûsâ apaçık delillerimizle onların karşısına çıkınca,Firavun ve adamları, bu mûcizeler ile alay etmeye başladılar.
Mehmet Türk Meali Fakat (Mûsa) onlara mûcizelerimizi getirince onlar başladılar, o mûcizelerimizle (alay edip) gülmeğe.
Muhammed Esed Meali Ama önlerine [mucizevî] işaretlerimizi getirince, 40 hemen onları alaya aldılar,
Mustafa İslamoğlu Meali Fakat ardından, onların önüne mucizevî âyetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.[4400]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.
Suat Yıldırım Meali O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.
Süleyman Ateş Meali Onlara ayetlerimizi getirince onlar o ayetlerle alay edip gülmeğe başladılar.
Süleymaniye Vakfı Meali Onlara belgelerimizi getirince hemen gülüverdiler.
Şaban Piriş Meali Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.
Ümit Şimşek Meali Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
M. Pickthall (English) But when he brought them Our tokens, behold! they laughed at them.
Yusuf Ali (English) But when he came to them with Our Signs, behold they ridiculed them.(4650)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları