Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
O’nun (Resulüllah’ın) bu gördüğünü gönlü yalanlamamış (vicdanı da doğrulamıştı. Bütün bu yaşananlar şeytani kuruntular ve hayali kurgular olamazdı). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Gönlü, gördüğünü yalanlamadı. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Kulunun kalbi, gördüğünü yalanlamadı. |
Ahmet Tekin Meali |
Muhammed'in aklı, kalbi, çıplak gözle gördüklerinin aksini düşünmedi, söylemedi. |
Ahmet Varol Meali |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Ali Bulaç Meali |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Hz. Peygamber, mi'raçta gözü ile) gördüğünü, kalbi tekzib etmedi. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Kalp (Muhammed’in kalbi,) gördüğünde tanımamazlık etmedi (hemen tanıdı.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
11,12,13,14,15,16,17,18. Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Peygamberin gözlerinin) gördüğünü, kalbi yalanlamadı. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. |
Diyanet Vakfı Meali |
10, 11. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Edip Yüksel Meali |
Gördüğünü gönlü yalanlamadı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Gözün gördüğünü kalb tekzib etmedi |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onun gördüğünü kalb (i) yalana çıkarmadı. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Gözleriyle) gördüğünü, kalb(i) yalanlamadı. |
İlyas Yorulmaz Meali |
(Muhammed'in) Gözüyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Kadri Çelik Meali |
Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Mahmut Kısa Meali |
Muhammed’in gözünün gördüğü hiçbir şeyi, kalbi yalanlamadı. Açık ve net olarak gördüğü bu görkemli varlığın, Allah’tan vahiy getiren Cebrail olduğu konusunda en ufak bir şüpheye kapılmadı. |
Mehmet Türk Meali |
10,11. O anda (Cebrail, Allah’ın) kuluna gönderdiği her vahyi vahyetti. Gözünün gördüğünü de gönlü yalanlamadı. |
Muhammed Esed Meali |
[Kulunun] kalbi gördüğünü yalanlamadı: 7 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Gördüğünü gönül yalanlamadı:[4776]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. |
Suat Yıldırım Meali |
Gözlerinin gördüğünü kalbi yalan saymadı. |
Süleyman Ateş Meali |
Gönül gördüğünde yanılmadı (yalan söylemedi, gerçeği gördü). |
Süleymaniye Vakfı Meali |
(Muhammed’in) Gördüğünü gönlü yalanlamadı. |
Şaban Piriş Meali |
Gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Ümit Şimşek Meali |
Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kalp yalanlamadı gördüğünü. |
M. Pickthall (English) |
The heart lied not (in seeing) what it saw. |
Yusuf Ali (English) |
The (Prophet´s) (mind and) heart in no way falsified(5091) that which he saw.* |