Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Yani artık kesinlikle biliniz ve iman ediniz ki, Hz. Muhammed’deki) Göz (asla) kayıp-şaşmadı ve (sınırı da) aşmadı. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Gözü, ne kaydı, ne haddini aştı. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Dikkat edin! O peygamberin gözü ne kaydı, ne de başka yöne çevrildi. |
Ahmet Tekin Meali |
Melekler âlemini görürken, aklı ve gözü sorumluluğunun ötesine kaymadı ve edep sınırını aşmadı. |
Ahmet Varol Meali |
Göz kaymadı ve (sınırı) aşmadı da. |
Ali Bulaç Meali |
Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Hz. Peygamber Aleyhisselâm gördüğü ahvali tam gördü de) göz ne kaydı, ne de aştı. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Göz (Muhammed’in gözü,) ne kaydı ne de yanlış gördü. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
11,12,13,14,15,16,17,18. Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Peygamberin) gözü (gördüğünden) kayıp şaşmadı ve (sınırı) aşmadı. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Gözü oradan ne kaydı ve ne de onu aştı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.[510]* |
Diyanet Vakfı Meali |
Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. |
Edip Yüksel Meali |
Göz şaşmadı, sınırı da aşmadı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Göz, ne şaştı ne aştı |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Peygamberin) göz (ü, gördüğünden) ağmadı, (onu) aşmadı da. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(O haşmetli makamda Muhammed'in) göz(ü) ne kaydı, ne de haddini aştı. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bundan dolayı gözü aldanmamış ve gördüğüne isyan etmemişti. |
Kadri Çelik Meali |
Gözü kayıp şaşmadı ve taşkınlık etmedi. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve bu, kesinlikle bir yanılsama, bir hayal değildi; Muhammed bu olayı yaşarken, gözleri ne yanıldı, ne de sınırı aştı. |
Mehmet Türk Meali |
(Peygamberin) gözü, görme sınırını aşmadı, 1o da (gördüklerinden dolayı) sarsılmadı. * |
Muhammed Esed Meali |
[Dikkat edin,] göz ne kaydı, ne de (başka yöne) çevrildi: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Gönül gözü ne şaştı ve kamaştı ne de haddi aştı:[4781]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Göz ne çevrildi ve ne de tecavüz etti. |
Suat Yıldırım Meali |
Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, aşmadı da. * |
Süleyman Ateş Meali |
(Muhammed'in) Göz(ü) şaşmadı ve azmadı. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Gözü bir yere kaymadı, söylenenin dışına da çıkmadı. |
Şaban Piriş Meali |
Göz, ne şaştı; ne aştı. |
Ümit Şimşek Meali |
Göz ne şaştı, ne haddinden aştı.(5)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı. |
M. Pickthall (English) |
The eye turned not aside nor yet was overbold. |
Yusuf Ali (English) |
(His) sight never swerved, nor did it go wrong! |