Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Çok çarpıcı yetenek ve güzellik sahibi (Cebrail, O’nunla Allah arasındaki vahiy taşıyıcıdır. Ve ilk vahiy sırasında Resulüllah’ı) istiva edip (kuşatmış ve İlahi mesajları anlayıp kavrayacak kıvama taşımıştır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kuvvetli biri; sonra doğruldu. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O fevkalade bir güçle donatılmış bir melek olup, o an geldiğinde kendini gerçek şekli ve hüviyeti ile gösterdi. |
Ahmet Tekin Meali |
Üstün yaratılışlı, yüksek akıl ve anlayış gücüne sahip Cebrâil, asli hüviyeti ile doğruldu. |
Ahmet Varol Meali |
O çarpıcı bir güzelliğe [1] sahiptir. Hemen doğruldu.* |
Ali Bulaç Meali |
(Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Öyle ki, görünüşü güzel olub hemen hakiki şekli üzere doğruldu; |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Üstün nüfuz sahibi (Allah,) Arş’a hâkim oldu. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
5,6,7,8,9,10. Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.[590]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
5,6,7. Bu vahyi ona müthiş güçleri olan (Cebrail) öğretti. (O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî suretine girip) doğruldu (Resül'e göründü). * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
5,6,7. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
5,6,7. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. |
Diyanet Vakfı Meali |
5, 6, 7. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu. |
Edip Yüksel Meali |
Üstün otoritenin sahibi göründü, |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bir kuvvet sahibi, hemen duruklandı |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Ki o) akıl ve re'yinde kâmil (bir melek) dir. Hemen (kendi suretine girib) doğruldu. |
Hayrat Neşriyat Meali |
5,6. Kendisine (o vahyi), kuvveleri şiddetli, mükemmel bir akla sâhib olan (Cebrâîl)öğretti. Bunun üzerine (göğe) doğruldu. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Çok güçlü bir belleğe sahip olan vahiy elçisi ufukta göründü. |
Kadri Çelik Meali |
(O) Güç sahibi (Cebrail kendi asli suretinde) dosdoğru göründü. |
Mahmut Kısa Meali |
Müthiş yeteneklerle donatılmış bir melek... İşte o melek, tüm ihtişâmıyla Muhammed’e görünmüştü. |
Mehmet Türk Meali |
6,7. (Ki o) üstün bir akıl sahibidir. 1(Cebrail Muhammed’e) gerçek şekliyle tüm ufku kaplamış bir şekilde2 göründü.3* |
Muhammed Esed Meali |
(o,) fevkalade bir güçle donatılmış [bir melektir] ki o an geldiğinde kendini gerçek şekli ve hüviyeti ile gösterdi, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
etkileyici ve tam donanımlı:[4773] Derken o (onunla) eşit düzlemde göründü![4774]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. |
Suat Yıldırım Meali |
5, 6, 7. Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. [81, 19-21]Melek kendi aslî sûretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi. |
Süleyman Ateş Meali |
Üstün akıl sahibi (melek). Doğruldu; |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sağlam yapılı olan (Cebrail) doğruldu. |
Şaban Piriş Meali |
Üstün akıl sahibidir. Hemen doğruluverdi. |
Ümit Şimşek Meali |
Ki o üstün bir akıl ve dirayete maliktir. Ona gerçek haliyle göründü. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Akıl, güzellik ve güç sahibidir. Doğrulup dikildi. |
M. Pickthall (English) |
One vigorous; and he grew clear to view |
Yusuf Ali (English) |
Endued with Wisdom: for he appeared (in stately form); |