Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Böylece Biz, onun emriyle istediği yere (havada) kolayca akıp giden rüzgârı (özel olarak yaptığı hava araçlarını taşımak, Hz. Süleyman’ı ve yakın adamlarını kısa zamanda hedefine ulaştırmak üzere) onun buyruğu altına verdik (Hava gücünü ve akımını ona tâbi kıldık). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve ona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bunun üzerine rüzgarı O'nun emrine verdik ki, O'nun emriyle istediği yöne doğru, tatlı tatlı eserdi. |
Ahmet Tekin Meali |
Bunun üzerine, biz rüzgârı onun faydalanması için koyduğumuz kurala boyun eğdirdik. Onun yaptığı plan dahilinde, ulaşması gereken hedefe doğru kolayca akar giderdi. |
Ahmet Varol Meali |
Böylece biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşak bir şekilde akıp gidiyordu. |
Ali Bulaç Meali |
Böylece rüzgarı emrine verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Bunun üzerine rüzgârı onun emrine bağlı kıldık; emriyle istediği yere rahatça akar giderdi. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Bunun üzerine ona rüzgârı musahhar kıldık. Nereye gitmek istese, onun emriyle rüzgâr o tarafa eserdi. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bunun üzerine biz, rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı esiyordu. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Böylece rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
36,37,38. Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Rüzgâr, onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi. |
Diyanet Vakfı Meali |
36, 37, 38. Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. |
Edip Yüksel Meali |
Bunun üzerine komutuyla hareket eden rüzgarı onun emrine verdik. Dilediği yere yağmur yağdırırdı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bunun üzerine ona rüzgârı müsahhar ettik, emriyle istediği yere yumuşacık cereyan ederdi |
Hasan Basri Çantay Meali |
Bunun üzerine biz de ona rüzgârı müsahhar etdik ki bu, onun emriyle, onun dilediği yere yumuşacık akar giderdi. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik; onun emriyle istediği yere yumuşak olarak akıp giderdi. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Uğradığı yerlerin uzaklığı bir ay olan rüzgarı, Süleyman'ın emrine verdik. |
Kadri Çelik Meali |
Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz de buna karşılık, emrettiği yöne doğru yumuşacık eserek dilediği yere bolluk ve bereket götüren rüzgarları onun hizmetine verdik. |
Mehmet Türk Meali |
36,37,38. Bunun üzerine Biz, emriyle dilediği yöne tatlı tatlı esen rüzgârı, yapı ustası ve dalgıçlık yapan şeytanları ve diğerlerini, (ihanet etmemeleri için) demir halkalarla bağlı olarak onun emrine verdik. |
Muhammed Esed Meali |
Bunun üzerine 34 rüzgarı o'nun emrine verdik ki o'nun direktifi ile istediği yöne doğru kolayca essin; 35 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bunun ardından rüzgârı ona âmâde kıldık ki, onun emriyle (çalışan gemileri) istediği yöne doğru kolayca yüzdürebilsin;[4077]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O'nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi. |
Suat Yıldırım Meali |
Biz rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi. [21, 81] |
Süleyman Ateş Meali |
Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bunun üzerine rüzgarı emrine verdik; onun belirlediği tarafa tatlı tatlı eserdi. |
Şaban Piriş Meali |
Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik ki, onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı eserdi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi. |
M. Pickthall (English) |
So We made the wind subservient unto him, setting fair by his command whithersoever he intended. |
Yusuf Ali (English) |
Then We subjected the Wind(4193) to his power, to flow gently to his order, Whithersoever he willed,-* |