Sâd Suresi 63. Ayet


Arapça

أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ


Türkçe Okunuşu

Ettehaznâhum sıhriyyen em zâgat anhumul ebsâr(ebsâru).


Kelimeler

ettehaznâ-hum onları ittihaz ettik, onları ..... edindik
sihriyyen sihir, alay, eğlence
em yoksa, veya
zâgat meyletti, kaydı
an-hum onlardan
el ebsâru görme hassaları (gözler)

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Oysa biz onları bir alay konusu edinip (aşağılamıştık) ; yoksa gözler mi onlardan kaydı (dikkatlerimizden mi kaçtı) ?"
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onları alaya alırdururduk, yoksa gözümüzden mi kaçtılar?
Abdullah Parlıyan Meali Kendileriyle alay ettiğimiz kişiler yoksa onlar burada da, biz mi göremiyoruz?”
Ahmet Tekin Meali “Alay konusu yaptıklarımız onlar değil miydi? Yoksa buralarda onları gözden mi kaçırdık?”
Ahmet Varol Meali Biz onları alaya almıştık. Yoksa gözler onlardan kaydı mı?
Ali Bulaç Meali Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?'
Ali Fikri Yavuz Meali Biz onları eğlenceye (alaya) alırdık. Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı (da kendilerini göremiyoruz)?”
Bahaeddin Sağlam Meali Onları alaya mı aldık! Yoksa gözlerimiz mi onları görmüyor? (Neden Cehennemde değiller!)
Bayraktar Bayraklı Meali “Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa onları gözden mi kaçırdık?”
Cemal Külünkoğlu Meali 62,63. (Cehennemliklerin hepsi inananları kastederek şöyle derler: “Dünyada kendilerini değersiz saydığımız birtakım adamları burada neden görmüyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik. Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi (kendilerini göremiyoruz)?”
Diyanet İşleri Meali (Eski) "Onları alaya alırdık; yoksa şimdi gözlere görünmezler mi?"
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?”
Diyanet Vakfı Meali Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık?
Edip Yüksel Meali "Onlarla alay edip durduk. Yoksa onları gözlerimizden mi kaçırdık?"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Onları eğlence yerine tutmuştuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydı mı?"
Elmalılı Meali (Orjinal) Onları eğlence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler?
Hasan Basri Çantay Meali «Biz onları eğlence edinirdik. Yoksa gözler (imiz) onlardan uzaklaşıb kaydı mı»?
Hayrat Neşriyat Meali “Onları alaya alıyorduk; yoksa (buradalar da) gözler(imiz) mi onlardan kaydı?”
İlyas Yorulmaz Meali “Dünyada iken onlarla eğleniyorduk. Yoksa gözler onları görmez mi oldu?” derler.
Kadri Çelik Meali “Biz onları alaya alırdık (da hata mı ettik); yoksa gözler mi onlardan kaydı (da göremiyoruz)?”
Mahmut Kısa Meali “Oysa onlarla alay eder dururduk; sahi nerede bunlar, yoksa burada bir yerdeler de, gözümüzden mi kaçtılar?”
Mehmet Türk Meali 62,63. Ve: “Bize ne oluyor da (dünyada) kötülerden saydığımız, kendileriyle alay ettiğimiz adamları (burada) göremiyoruz. Yoksa onları gözden mi kaçırdık?” derler.
Muhammed Esed Meali [ve] kendileriyle alay ettiklerimizin? 51 Yoksa [onlar burada da] biz mi göremiyoruz?
Mustafa İslamoğlu Meali Bir de onları alaya almıştık, değil mi? Yoksa (buradalar da), gözden kaybolup saklandılar mı?”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Biz onları maskaraya alırdık. Yoksa onlardan gözler kaydımı?»
Suat Yıldırım Meali 62, 63. Azgınlar: “Neden acaba, derler, dünyada kendilerini değersiz saydığımız birtakım adamları burada görmüyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi kendilerini göremiyoruz? ”
Süleyman Ateş Meali Hani onlarla alay ederdik. Yoksa gözler(imiz) mi onlardan kaydı, (onları gözden mi kaçırdık)?
Süleymaniye Vakfı Meali Onları hep hafife alırdık; yoksa gözümüzden mi kaçırdık?”
Şaban Piriş Meali Onlarla alay ederdik. Yoksa şimdi gözler mi onları görmek istemiyor?
Ümit Şimşek Meali “Halbuki biz onlarla eğlenirdik. Yoksa gözümüzden mi kaçtılar?”
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Onları alaya alırdık; yoksa gözler onlardan kaydı mı?"
M. Pickthall (English) Did we take them (wrongly) for a laughing stock, or have our eyes missed them?
Yusuf Ali (English) "Did we treat them (as such) in ridicule, or have (our) eyes failed to perceive them?"

İslam Vakti Mobil Uygulamaları