Sâd Suresi 60. Ayet


Arapça

قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا فَبِئْسَ الْقَرَارُ


Türkçe Okunuşu

Kâlû bel entum, lâ merhaben bikum, entum kaddemtumûhu lenâ, febi’sel karâr(karâru).


Kelimeler

kâlû dediler
bel hayır, bilâkis
entum sizi
lâ merhaben merhaba yok
bi-kum size, sizin için
entum sizi
kaddemtumû-hu onu siz takdim ettiniz
lenâ bizim
fe bi'se oysa ne kötü
el karâru karar yeri, yerleşme mekânı, karar kılınan yer

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Onlara uyan çıkarcı ve kolaycı halk yığınları ise:) "Hayır, sizler var ya; asıl size bir merhaba yok (siz rahat yüzü görmeyin) . Çünkü bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz (dünyada siz bizi aldatıp peşinizden sürüklediniz) . Bu cehennem ne kötü bir durak (başımıza neler getirdiniz) diye (çıkışacaklardır.) "
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlar da hayır diyecekler, asıl siz, rahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza bunu, gerçekten de karar edilecek ne kötü yer.
Abdullah Parlıyan Meali Dünyada onlara uyanlar feryat edecekler: “Hayır, asıl sorumlu sizsiniz siz. Rahat yüzü görmeyin, bunu başımıza siz getirdiniz, ne kötü bir yer burası.”
Ahmet Tekin Meali Tâbi olanlar ise, kendilerini isyana sevk eden, cehenneme sokan liderlerine: “Asıl rahat yüzü görmeyecek, işleri kolay olmayacak olan sizsiniz. Bu azâbı başımıza getiren de sizsiniz. Ne kötü bir yer burası.” derler.
Ahmet Varol Meali Derler ki: "Aksine siz rahatlık görmeyin. Bunu bizim başımıza siz getirdiniz. (Bu) ne kötü bir durak!"
Ali Bulaç Meali (Onlara uyanlar) Derler ki: 'Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) bizim önümüze siz sürdünüz. Ne kötü bir durak.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Yardakçılar elebaşlarına şöyle) derler: “- Hayır, asıl siz rahatlık görmeyin. Bu azabı bizim önümüze siz getirdiniz. Bakın ne kötü karargâh!”
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar elebaşlarına: “Siz oraya giresiniz, siz rahat görmeyesiniz, siz orayı bize sundunuz. Orası ne kötü bir mekândır” derler ve şöyle devam ederler:
Bayraktar Bayraklı Meali Önderlere uyanlar ise, “Asıl siz rahat yüzü görmeyiniz! Bizi buraya süren sizsiniz. Burası ne kötü bir yerdir!” derler.
Cemal Külünkoğlu Meali 60,61. (Kendilerine uyanlar da:) “Hayır, asıl size merhaba yok! Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü bir yerdir! Ey Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır” diyecekler. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) (Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der.
Diyanet Vakfı Meali (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
Edip Yüksel Meali Onlar da derler ki, "Aslında siz hoş gelmediniz. Bizi bu duruma siz soktunuz; ne kötü bir son!"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!"
Elmalılı Meali (Orjinal) 59,60. Şu: bir alay: maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak
Hasan Basri Çantay Meali (Tâbi' olanlar rüesâya) derler: «Hayır, siz, asıl rahat (huzur) görmeyin. Bunu bizim önümüze siz getirdiniz. (Bakın) ne çirkin durum»!
Hayrat Neşriyat Meali (O elebaşlarına uyanlar ise:) “Hayır! (Asıl) siz rahat yüzü görmeyin! Bunu bizim başımıza siz takdîm ettiniz (siz getirdiniz). Artık o ne kötü karargâhtır!” derler.
İlyas Yorulmaz Meali Onlar da “Asıl size rahatlık olmasın. Çünkü siz çirkin ve yanlış olanları bize teklif edip, yapmamız için önümüze getiriyordunuz. Bunlar ne kötü kararlarmış.”
Kadri Çelik Meali (Zalimlere uyanlar ise,) “Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir!” derler.
Mahmut Kısa Meali Buna karşılık onlar, “Asıl siz rahat yüzü görmeyin!” diye cevap verecekler, “Bunu başımıza getiren sizsiniz; sizi adım adım izledik, fakat bizi getirdiğiniz yere bakın, ne korkunç bir yer burası!”
Mehmet Türk Meali (Azgınlara uyanlar): “Esas siz rahat yüzü görmeyin. Çünkü bunu başımıza getiren sizsiniz. (Meğer burası) ne kötü bir yermiş.” derler.
Muhammed Esed Meali [Ve] onlar, [ayartılmış olanlar,] feryad edecekler: “Hayır, asıl [sorumlu] sizsiniz! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz: Ne kötü bir yer burası!”
Mustafa İslamoğlu Meali (Körü körüne izleyenler ise), “Hayır, (sorumlu) sizsiniz! Asıl siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza siz sardınız ve gele gele en berbat yeri (buldunuz)!” diyerek
Ömer Nasuhi Bilmen Meali (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)»
Suat Yıldırım Meali Tâbi olanlar, onlara: “Hayır, asıl size merhaba olmasın, rahat yüzü görmeyin sizler! Bu azabı bize getiren sizsiniz. O ne kötü yerdir! ” derler.
Süleyman Ateş Meali (Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!"
Süleymaniye Vakfı Meali (Yeni gelenler öncekilere) “Rahat yüzü görmemeyi asıl hak eden sizlersiniz. Bu suçu önce siz işlediniz... Burası da ne kötü konaklama yeri böyle!” derler.
Şaban Piriş Meali (Orada, birbirleriyle tartışacaklar, kendilerinin cehennemlik olmalarına sebep olan kimselere lanetler yağdıracaklar.) -Hayır, siz rahat yüzü görmeyin. Onu siz bizim önümüze getirdiniz derler. Ne kötü karar.
Ümit Şimşek Meali Onlar ise “Asıl siz rahat yüzü görmeyin,” derler. “Bu âkıbeti siz bize hazırladınız. Ne kötü bir yer burası!”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!"
M. Pickthall (English) They say: Nay, but you (misleaders), for you there is no word of welcome. Ye prepared this for us (by your misleading). Now hapless is the plight.
Yusuf Ali (English) (The followers shall cry to the misleaders:) "Nay, ye (too)! No welcome for you! It is ye who have brought this upon us!(4215) Now evil is (this) place to stay in!"*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları