Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Onlara uyan çıkarcı ve kolaycı halk yığınları ise:) "Hayır, sizler var ya; asıl size bir merhaba yok (siz rahat yüzü görmeyin) . Çünkü bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz (dünyada siz bizi aldatıp peşinizden sürüklediniz) . Bu cehennem ne kötü bir durak (başımıza neler getirdiniz) diye (çıkışacaklardır.) " |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar da hayır diyecekler, asıl siz, rahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza bunu, gerçekten de karar edilecek ne kötü yer. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Dünyada onlara uyanlar feryat edecekler: “Hayır, asıl sorumlu sizsiniz siz. Rahat yüzü görmeyin, bunu başımıza siz getirdiniz, ne kötü bir yer burası.” |
Ahmet Tekin Meali |
Tâbi olanlar ise, kendilerini isyana sevk eden, cehenneme sokan liderlerine:
“Asıl rahat yüzü görmeyecek, işleri kolay olmayacak olan sizsiniz. Bu azâbı başımıza getiren de sizsiniz. Ne kötü bir yer burası.” derler. |
Ahmet Varol Meali |
Derler ki: "Aksine siz rahatlık görmeyin. Bunu bizim başımıza siz getirdiniz. (Bu) ne kötü bir durak!" |
Ali Bulaç Meali |
(Onlara uyanlar) Derler ki: 'Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) bizim önümüze siz sürdünüz. Ne kötü bir durak.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Yardakçılar elebaşlarına şöyle) derler: “- Hayır, asıl siz rahatlık görmeyin. Bu azabı bizim önümüze siz getirdiniz. Bakın ne kötü karargâh!” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar elebaşlarına: “Siz oraya giresiniz, siz rahat görmeyesiniz, siz orayı bize sundunuz. Orası ne kötü bir mekândır” derler ve şöyle devam ederler: |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Önderlere uyanlar ise, “Asıl siz rahat yüzü görmeyiniz! Bizi buraya süren sizsiniz. Burası ne kötü bir yerdir!” derler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
60,61. (Kendilerine uyanlar da:) “Hayır, asıl size merhaba yok! Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü bir yerdir! Ey Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır” diyecekler. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
(Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler. |
Edip Yüksel Meali |
Onlar da derler ki, "Aslında siz hoş gelmediniz. Bizi bu duruma siz soktunuz; ne kötü bir son!" |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
59,60. Şu: bir alay: maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Tâbi' olanlar rüesâya) derler: «Hayır, siz, asıl rahat (huzur) görmeyin. Bunu bizim önümüze siz getirdiniz. (Bakın) ne çirkin durum»! |
Hayrat Neşriyat Meali |
(O elebaşlarına uyanlar ise:) “Hayır! (Asıl) siz rahat yüzü görmeyin! Bunu bizim başımıza siz takdîm ettiniz (siz getirdiniz). Artık o ne kötü karargâhtır!” derler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar da “Asıl size rahatlık olmasın. Çünkü siz çirkin ve yanlış olanları bize teklif edip, yapmamız için önümüze getiriyordunuz. Bunlar ne kötü kararlarmış.” |
Kadri Çelik Meali |
(Zalimlere uyanlar ise,) “Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir!” derler. |
Mahmut Kısa Meali |
Buna karşılık onlar, “Asıl siz rahat yüzü görmeyin!” diye cevap verecekler, “Bunu başımıza getiren sizsiniz; sizi adım adım izledik, fakat bizi getirdiğiniz yere bakın, ne korkunç bir yer burası!” |
Mehmet Türk Meali |
(Azgınlara uyanlar): “Esas siz rahat yüzü görmeyin. Çünkü bunu başımıza getiren sizsiniz. (Meğer burası) ne kötü bir yermiş.” derler. |
Muhammed Esed Meali |
[Ve] onlar, [ayartılmış olanlar,] feryad edecekler: “Hayır, asıl [sorumlu] sizsiniz! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz: Ne kötü bir yer burası!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(Körü körüne izleyenler ise), “Hayır, (sorumlu) sizsiniz! Asıl siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza siz sardınız ve gele gele en berbat yeri (buldunuz)!” diyerek |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
(Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» |
Suat Yıldırım Meali |
Tâbi olanlar, onlara: “Hayır, asıl size merhaba olmasın, rahat yüzü görmeyin sizler! Bu azabı bize getiren sizsiniz. O ne kötü yerdir! ” derler. |
Süleyman Ateş Meali |
(Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
(Yeni gelenler öncekilere) “Rahat yüzü görmemeyi asıl hak eden sizlersiniz. Bu suçu önce siz işlediniz... Burası da ne kötü konaklama yeri böyle!” derler. |
Şaban Piriş Meali |
(Orada, birbirleriyle tartışacaklar, kendilerinin cehennemlik olmalarına sebep olan kimselere lanetler yağdıracaklar.) -Hayır, siz rahat yüzü görmeyin. Onu siz bizim önümüze getirdiniz derler. Ne kötü karar. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar ise “Asıl siz rahat yüzü görmeyin,” derler. “Bu âkıbeti siz bize hazırladınız. Ne kötü bir yer burası!” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!" |
M. Pickthall (English) |
They say: Nay, but you (misleaders), for you there is no word of welcome. Ye prepared this for us (by your misleading). Now hapless is the plight. |
Yusuf Ali (English) |
(The followers shall cry to the misleaders:) "Nay, ye (too)! No welcome for you! It is ye who have brought this upon us!(4215) Now evil is (this) place to stay in!"* |