Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"Bilinen vaktin gününe kadar (sana fırsat tanınmıştır) ." |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Bilinen vaktin gününe dek. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Zamanı yalnız benim tarafımdan bilinen güne kadar.” |
Ahmet Tekin Meali |
“Belirlenmiş vaktin günü gelinceye kadar sana mühlet verildi.” |
Ahmet Varol Meali |
Bilinen zamanın (dolacağı) güne kadar". |
Ali Bulaç Meali |
'Bilinen vaktin gününe kadar.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Katımda belli kıyamet vakti gününe kadar...” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
80, 81. Allah: “Sen kesinlikle, o malum vakte kadar mühlet verilmişlerden olacaksın.” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
80,81. Allah, “İşte o belli vaktin geleceği güne kadar sen süre verilenlerdensin” dedi. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
80,81. Allah buyurdu ki: “Haydi sen, o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar sana mühlet verilenlerdensin (izinlisin).” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
80,81. Allah: "Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın" dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
80,81. Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” |
Diyanet Vakfı Meali |
80, 81. Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. |
Edip Yüksel Meali |
"Bilinen vaktin gününe kadar." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Malûm vakıt gününe kadar |
Hasan Basri Çantay Meali |
«(Bence) ma'lûm olan zamanın (bir) gününe kadar». |
Hayrat Neşriyat Meali |
80,81. (Allah:) “Haydi, doğrusu sen ma'lûm vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin!” buyurdu. |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Bilinen kıyamet gününe kadar” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
“Bilinen vaktin gününe kadar.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Fakat Hesap Gününe kadar değil, vakti ancak Benim tarafımdan bilinen bir Güne, yani Kıyâmet Gününe kadar!”
Allah dileseydi, İblîs’i oracıkta yok edip işini bitirebilirdi. Fakat sonsuz ilim ve hikmeti gereğince, İblîs’e istediği süreyi verdi. |
Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla): “Bilinen gün gelene kadar.”1 buyurdu.2* |
Muhammed Esed Meali |
zamanı [yalnız Benim tarafımdan] bilinen Güne kadar”. 61 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(tabii ki, sadece tarafımdan) bilinen zaman dolup günü gelinceye kadar.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«O malum vakit gününe kadar.» |
Suat Yıldırım Meali |
“Sen belirli bir vakte kadar izinlisin. ” |
Süleyman Ateş Meali |
O belli vaktin gününe kadar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
O belli gün gelinceye kadar bekletileceksin.” |
Şaban Piriş Meali |
Hem de belli bir vakte kadar... |
Ümit Şimşek Meali |
“Bu süre, vakti belirlenmiş bir güne kadardır.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"O bilinen güne kadar." |
M. Pickthall (English) |
Until the day of the time appointed. |
Yusuf Ali (English) |
"Till the Day of the Time Appointed."(4233)* |