Sâd Suresi 39. Ayet


Arapça

هَذَا عَطَاؤُنَا فَامْنُنْ أَوْ أَمْسِكْ بِغَيْرِ حِسَابٍ


Türkçe Okunuşu

Hâzâ atâunâ femnun ev emsik bi gayri hisâb(hisâbin).


Kelimeler

hâzâ bu
atâu-nâ bizim atâmız, ihsanımız
femnun artık ni'metlendir, ver, lütufta bulun
ev veya
emsik tut
bi gayri olmaksızın
hisâbin hesap

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “İşte bu, Bizim sana ikramımız ve bağışımızdır. (Ey Süleyman) Artık dilediğine ver, dilediğine verme, sana hesap sorulmayacaktır. (İster dağıt, ister saklayıp elinde tut!” diye serbest bırakmıştık).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bu, bizim vergimizdir demiştik, istersen sayısız olarak sen de ihsan et; istersen elini yum, verme.
Abdullah Parlıyan Meali Ve O'na “Bu devlet ve bu saltanat bizim sana hediyemizdir. Sana verilen bu nimetlerden dilediğine hesapsız ver, veya elinde tut serbestsin” dedik.
Ahmet Tekin Meali İşte bunlar bizim ihsanımız. Artık ister başkalarına ikram et. İster elinde tut. Bunun hesabı sana sorulmayacak.
Ahmet Varol Meali Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya tut. (Bunun) bir hesabı yoktur.
Ali Bulaç Meali 'İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Biz buyurduk ki): “- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman).
Bahaeddin Sağlam Meali “Bu, Biz’im sana ikram ettiğimiz sonsuz ihsanımızdır. İster (başkasına) ver, ister tut.” (dedik.)
Bayraktar Bayraklı Meali İşte bu, bizim ihsanımızdır. “Sen onu ister dilediğine ver, ister verme, sorulmazsın” dedik.
Cemal Külünkoğlu Meali (Ve ona dedik ki: Ey Süleyman!) “Bu Bizim lütfumuzdur. Onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!”
Diyanet İşleri Meali (Eski) "İşte Bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır." dedik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik.
Diyanet Vakfı Meali «İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik.
Edip Yüksel Meali "Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut, tükenmez."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin" dedik.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bu işte, dedik: bizim atâmız artık diler kerem et, diler imsâk hisabı yok
Hasan Basri Çantay Meali (Dedik ki:) «Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)».
Hayrat Neşriyat Meali Bu bizim ihsânımızdır; artık ister (dilediğine) hesabsız olarak ver, ister tut!
İlyas Yorulmaz Meali Bunlar sana bizim bağışladıklarımız. Bunları iyilik yapmak için de verebilirsin , istediğin kadar kendi elinde de tutabilirsin.
Kadri Çelik Meali “İşte bu, bizim hesapsız ihsanımızdır. (Ey Süleyman!) Artık dilersen (başkalarına) ihsan et, dilersen de (elinde) tut.”
Mahmut Kısa Meali “Ey Süleyman!” dedik, “Bu nîmetler, Bizim sana armağanımızdır; ister onları başkalarına dağıt, istersen elinde tut, bu konuda sana hesap sorulmayacaktır.”
Mehmet Türk Meali (Ve ona Ey Süleyman!): “İşte bütün bunlar senin başkalarına hesapsızca verip vermemeyi, kendine bıraktığımız ihsanımızdır.” (dedik.)
Muhammed Esed Meali [Ve ona dedik:] “Bu Bizim hediyemizdir, onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!”
Mustafa İslamoğlu Meali (Ve ona şöyle dedik): “İşte bu Bizim ikramımızdır; artık onu ister hiçbir hesap yapmadan karşılıksız ver,[4079] istersen elinde tut!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali (Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.»
Suat Yıldırım Meali Buyurduk: “Süleyman! İşte bu, sana ihsanımızdır. İster dağıt, ister yanında tut, bu hesapsızdır. ”*
Süleyman Ateş Meali Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya verme, hesapsızdır. (dedik).
Süleymaniye Vakfı Meali Bu, bizim sana ikramımızdır; başkasına ister ver, ister verme, hesabı sorulmayacaktır.
Şaban Piriş Meali Bu, bizim hesapsız bağışımızdır. İster ver, ister tut.
Ümit Şimşek Meali “Bu bizim armağanımızdır,” dedik. “İster ver, ister tut; hesabı sorulmaz.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bu, bizim lütfumuzdur; ister ver, ister elinde tut. Hesap yok...
M. Pickthall (English) (Saying): This is Our gift, so bestow thou, or withhold, without reckoning.
Yusuf Ali (English) "Such are Our Bounties: whether thou bestow them(4196) (on others) or withhold them, no account will be asked."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları