Meryem Suresi 4. Ayet


Arapça

قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا


Türkçe Okunuşu

Kâle rabbî innî ve henel azmu minnî veştealer re’su şeyben ve lem ekun bi duâike rabbî şakıyyâ(şakıyyen).


Kelimeler

kâle dedi
rabbî Rabbim
in-nî muhakkak ki ben
vehene zayıfladı, güçsüzleşti
el azmu kemik
min-nî benden
ve işteale ve tutuştu, yayıldı
er re'su baş
şeyben ağararak (saçın ağarması)
ve lem ekun ve ben olmadım
bi duâi-ke sana dua etmek ile
rabbî Rabbim
şakıyyen şâkî

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu (saçlarım ağarıverdi) ; ben Sana dua etmekle hiç mutsuz olmadım (mahrum bırakılmadım) ” demişti.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçımsakalım ağardı, parılparıl parlamada başım sanki ve sana ne dua etmişsem mahrum olmadım ben.
Abdullah Parlıyan Meali şöyle demişti: “Ey Rabbim! Doğrusu artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı, ama şimdiye kadar sana yönelttiğim hiçbir duamın, cevapsız bırakıldığını da asla görmedim.
Ahmet Tekin Meali “Rabbim, benim kemiklerim, zayıflayıp gevşedi. Saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.” dedi.
Ahmet Varol Meali Demişti ki: "Rabbim! Doğrusu benim kemiklerim zayıfladı, başım iyice ağardı. Rabbim! Ben sana dua etmekle de hiç mahrum olmadım,
Ali Bulaç Meali Demişti ki: 'Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım.'
Ali Fikri Yavuz Meali Şöyle demişti: “-Ey Rabbim, doğrusu ben (o kimseyim ki), benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmadım.
Bahaeddin Sağlam Meali Şöyle dedi: “Ey Rabbim! Benim kemiklerim zayıfladı, başım ihtiyarlık yangınıyla tutuşmuştur. Ve sana ettiğim duadan hiç bedbaht olmadım. (Duam daima kabul oldu.)
Bayraktar Bayraklı Meali “Ey Rabbim,” dedi, “Vücudumda kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ey Rabbim, sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.”
Cemal Külünkoğlu Meali 3,4. Hani O, Rabbine gizlice seslenip şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! (şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Şöyle demişti: "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O, şöyle demişti: “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım.”
Diyanet Vakfı Meali Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.
Edip Yüksel Meali "Rabbim," dedi, "Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Şöyle demişti: "Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım."
Elmalılı Meali (Orjinal) Demişti: yarab işte ben artık kemik gevşedi benden, ve baş bembeyaz alev aldı, sana duâ ile ise rabbım hiç bir zaman bedbaht olmadım
Hasan Basri Çantay Meali Demişdi ki: «Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemiğim yıpradı. Başımın saçı tutuşdu. Ey Rabbim, ben Sana düâ etme (m neticesinde) etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım».
Hayrat Neşriyat Meali Şöyle demişti: “Rabbim! Gerçekten ben (o hâldeyim ki) kemik(lerim) benden gevşedi (zayıfladı); (ihtiyarlıktan) baş(ım), beyaz alev aldı (saçlarım ağardı); Rabbim! Sana duâ (etmek) ile hiçbir zaman mahrûm olmadım.”(2)*
İlyas Yorulmaz Meali “Ey Rabbim! Yaşlılıktan kemiklerim gevşedi, saçlarıma tamamen ak düştü. Rabbim! Beni davetinle uyarmandan dolayı, sana karşı asla isyankar (şaki) olmadım.”
Kadri Çelik Meali “Rabbim!” dedi, “Şüphesiz benim kemiklerim gevşedi, (bedenimdeki şu) baş, yaşlılık aleviyle tutuştu (ağardı); ben sana dua etmekle (hiç bir zaman) azgın olmadım.”
Mahmut Kısa Meali “Ey Rabb’im!” diye yalvarmıştı, “Doğrusu, ihtiyarlıktan kemiklerim iyice gevşedi, saçlarıma aklar düştü. Sana duamda, Ya Rab! asla bedbaht olmadım! Ne zaman Sana el açıp yalvardıysam, hep dualarıma icabet ettin, bugüne kadar elimi hiç boş çevirmedin.”
Mehmet Türk Meali “Ey Rabbim! Şüphesiz benim gücüm kuvvetim kalmadı, saçım başım ağardı ve ey Rabbim! Şimdiye kadar sana duâ edip de duâmın kabul edilmediği hiç olmadı.”1 dedi.2*
Muhammed Esed Meali şöyle demişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Ama şimdiye kadar, ey Rabbim, Sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı. 4
Mustafa İslamoğlu Meali şöyle yalvarmıştı: “Rabbim! Benden (iş) geçti, kemiklerim eridi, başa ak düştü;[2456] ama (ey) Rabbim, sana dua edip de eli boş kaldığım hiç olmadı.[2457]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Demişti ki: «Yarabbi! Muhakkak benim kemiklerim zayıflaştı, başımın tüyü de tutuştu ve Rabbim! Sana ne dua ettim ise mahrum kalmadım.»
Suat Yıldırım Meali “Ya Rabbî, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbî, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım. ”
Süleyman Ateş Meali Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'a ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'a ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin).
Süleymaniye Vakfı Meali “Rabbim (Sahibim)!” demişti, “Kemiklerim zayıfladı, saçlarım iyice ağardı. Sana yaptığım dua sayesinde bugüne kadar hiç bunalmadım.
Şaban Piriş Meali Rabbim, dedi şüphesiz kemiklerim zayıfladı, baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Rabbim, sana ettiğim dualarda hiç bir şeyden mahrum olmadım.
Ümit Şimşek Meali “Rabbim,” demişti. “Artık benim kemiklerim yıprandı; başım ihtiyarlık aleviyle tutuştu. Sana dualarımda da, ey Rabbim, mahrum kaldığım hiç olmadı.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma/senin için çağrı yapma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht/zorluk ve şiddet yanlısı olmadım."
M. Pickthall (English) Saying: My Lord! Lo! the bones of me wax feeble and my head is shining with grey hair, and I have never been unblest in prayer to Thee, my Lord.
Yusuf Ali (English) Praying: "O my Lord! infirm indeed are my bones, and the hair of my head doth glisten with grey: but never am I unblest, O my Lord, in my prayer(2458) to Thee!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları