Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onlara; “siz de diğer insanların iman ettiği gibi iman edin, (asırlar boyu milyarlarca Müslümanın ve binlerce ulemanın icma ve ittifakla yürüdükleri Hakk yola girin) ” denildiği zaman; “Biz hiç, o bayağı ve aşağı kimseler gibi iman eder miyiz? (Biz bu dine ve davaya öylesıradan ve aklı noksan basit insanlar gibi inanıp, onlar gibi hareket edemeyiz) ” derler. Halbuki asıl ayarsız ve akılsız olanlar kendileridir, fakat (farkında değildirler, bunu) bilmezler. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlara, inanan insanlar gibi siz de inanın dendi mi, derler ki: Akılsızlar gibi biz de mi inanacağız? Bilin ki aklı az olanlar onlardır ama bilmezler. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlara “Müslümanların inandığı gibi inanın” denildiğinde “Şu beyinsizlerin inandığı gibi mi?” diye cevap verirler. Gerçekte onlardır dar görüşlü beyinsizler, ama bunu bilmezler. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlara,
“Siz de tanıdığınız insanların iman ettiği gibi iman edin, imanlarınızda samimi olun” denildiği zaman:
“O akılsızların iman ettikleri gibi mi iman edecekmişiz” derler.
Bak hele! Onlar, asıl onlar akılsızdırlar. Fakat nasıl bir akıbete uğrayacaklarını bilmiyorlar. |
Ahmet Varol Meali |
Bu kişilere: "İnsanların (gerçek mü'minlerin) iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Aşağılık kimselerin iman ettiği gibi mi iman edeceğiz?" diye söylerler. İyi bilin ki, aşağılık kimseler bizzat kendileridir ama bunu bilemiyorlar. |
Ali Bulaç Meali |
Ve (yine) onlara: 'İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin' denildiğinde: 'Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?' derler. Bilin ki, gerçekten asıl kendileri düşük-akıllılardırlar; ama bilmezler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onlara, insanların (Muhacirlerin= Mekke'den hicret eden sahabilerin ve Ensar'ın = Medine'li Ashab'ın) iman ettiği gibi, siz de iman edin, denildiği zaman (kendi aralarında): “-Biz, akılsız cahillerin iman ettiği gibi iman edermiyiz?” derler. Doğrusu akılsızlar, sefihler onlardır ve lâkin bilmezler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlara “İnsanların inandığı gibi inanın” denildiğinde, “Bu aptallar gibi mi inanıyoruz? (Biz daha iyi inanıyoruz.)” derler. Kesin olarak bilinsin ki; onlar aptalların ta kendileridir. Fakat kendi durumlarını bilmiyorlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlara, “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin!” dendiğinde, “Biz hiç beyinsizlerin iman ettikleri gibi iman eder miyiz!” derler. Biliniz ki, beyinsizler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlara: “(Mü'min) insanların inandıkları gibi siz de iman edin” denildiğinde ise: “Biz de şu dar kafalıların inandığı gibi mi iman edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl dar kafalılar hiç şüphesiz (onların) kendileridir. Fakat bunu bilmezler. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onlara "Müslümanların inandığı gibi siz de inanın" denilince de, "Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?" derler; iyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler.[11] İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.* |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit «Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!» derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler). |
Edip Yüksel Meali |
Kendilerine, "Şu halkın inandığı gibi inanın," denildiğinde, "Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız," derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yine bunlara nâsın iyman ettiği gibi iyman edin denildiği zaman «ya biz o süfehanın iyman ettikleri gibi mi iyman ederiz?» derler, ha doğrusu süfeha kendileridir ve lâkin bilmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onlara «insanların (müslümanların) inandığı gibi inanın» denilince «Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?» derler. Dikkat et ki (asıl) beyinsizler hiç şüphesiz kendileridir. Fakat bilmezler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlara: “İnsanların (mü'minlerin) îmân ettiği gibi îmân edin!” denildiği zaman ise: “Biz, sefihlerin (beyinsizlerin) îmân ettiği gibi mi inanıyoruz?”(4) derler. Dikkat edin! Muhakkak ki sefih olanlar ancak onlardır, fakat bilmiyorlar.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlara “(Doğru inanan) İnsanların inandığı gibi inanın” denildiği zaman ”Aşağı, basit seviyedeki insanların inandığı gibi mi inanacağız?” derler. Halbuki basit, aşağılık seviyesinde olan kendileri olduğu halde, onlar bunu bilmiyorlar. |
Kadri Çelik Meali |
Onlara, “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin” denilince, “Beyinsizlerin iman ettiği gibi mi iman edelim?” derler. İyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler. |
Mahmut Kısa Meali |
Yine onlara, “Gelin şu ikiyüzlülükten vazgeçin ve diğer mümin insanların inandığı gibi siz de hak dine yürekten iman edin! Bırakın artık şu kibir ve inâdı da, vahyin sesine kulak vererek Hakk’ın emrine teslim olun!” denildiği zaman, “Ne yani, şu akılsızların inandığı gibi mi inanalım? Sınırsız zevk ve eğlence içinde hayatı doyasıya yaşamak varken; doğruluk, erdemlilik, fedâkârlık gibi safsatalarla ne diye keyfimizi bozalım? Hem o dar kafalı, yobaz insanlarla aynı inancı paylaşmak bizim gibi üstün kişiliklere yakışır mı?” derler.
İyi bilin ki, onlar gerçekten akılsızların ta kendileridir; ne var ki, bunun bilincinde değiller. |
Mehmet Türk Meali |
Ve (yine) o (münâfıklara): “Siz de şu insanların îman ettiği gibi îman edin.” denilince; “Biz de şu budalaların1 îman ettikleri gibi mi îman edelim?”2 derler. Şunu iyi bilin ki, gerçekten asıl budalalar kendileridir. Fakat onlar bunu asla anlayamayacaklar.* |
Muhammed Esed Meali |
Onlara: “Diğer insanların inandığı gibi inanın!” denildiğinde, “(Şu) dar kafalıların inandığı gibi mi?” diye cevap verirler. Gerçekte onlardır dar kafalılar, ama bunu bilmezler! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Kendilerine “Siz de insanların inandıkları gibi inanın!” denildiğinde, “Ya biz, ahmakların inandıkları gibi mi inanıyoruz?” dediler. Bakın![29] Onlar var ya onlar, gerçekten de ahmaktırlar; lâkin bunu bile bilmiyorlar.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onlara: «Siz de nâsın imân ettiği gibi imân edin,» denilince derler ki: «Biz o sefihlerin imân ettiği gibi imân eder miyiz?» Muhakkak biliniz ki sefih olan ancak kendileridir. Fakat bilmezler. |
Suat Yıldırım Meali |
Ne zaman onlara: “Şu güzel insanların iman ettiği gibi siz de iman edin. ” denilse “Yani o beyinsizlerin inandıkları gibi mi inanalım? ” derler. Asıl beyinsizler kendileridir de farkında değiller. |
Süleyman Ateş Meali |
Onlara: "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" dense, "O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler kendileridir; fakat bilmezler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlara: ‘Allah’a, diğer insanların güvendiği gibi güvenin.” denince: “O akılsızların güvendiği gibi mi güveneceğiz?” derler. Dikkat edin, asıl akılsızlar onlardır ama bilmezler. |
Şaban Piriş Meali |
-Siz de insanların inandığı gibi inanın! denilince:-Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım? derler. Dikkat edin! Asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlara “Siz de herkesin inandığı gibi inanın” dendiğinde, “O beyinsizler gibi mi inanalım?” derler. Oysa beyinsizlerin tâ kendisi onlardır; lâkin bunu da bilmezler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlara, "İnsanların inandığı gibi siz de inanın" dendiğinde, "Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı?" derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar. |
M. Pickthall (English) |
And when it is said unto them: Believe as the people believe, they say: Shall we believe as the foolish believe? Are not they indeed the foolish? But they know not. |
Yusuf Ali (English) |
When it is said to them: "Believe as the others believe:" They say: "Shall we believe as the fools believe?" Nay, of a surety they are the fools, but they do not know(36).* |