Bakara Suresi 25. Ayet


Arapça

وَبَشِّرِ الَّذِين آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِّزْقاً قَالُواْ هَذَا الَّذِي رُزِقْنَا مِن قَبْلُ وَأُتُواْ بِهِ مُتَشَابِهاً وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve beşşirillezîne âmenû ve amilûs sâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl(kablu) ve utû bihî muteşâbihâ(muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).


Kelimeler

ve beşşir ve müjdele
ellezîne âmenû âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
ve amilû ve yaptılar
es sâlihâti salih ameller, nefsi tezkiye edici
enne olduğunu
lehum cennâtin onlar için cennetler vardır
tecrî akar
min tahti-hâ onun altından
enhâru nehirler
kullemâ her zaman, her defa
ruzikû rızıklandırılırlar
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
min semeretin ürünlerden, mahsullerden, meyvelerden
rızkan rızık
kâlû dediler
hâzellezî (hâzâ ellezî) bu ki (o şey)
ruzık-nâ biz rızıklandırıldık
min kablu önceden, daha önce
ve utû ve verildi
bi-hi muteşâbihan ona benziyen, ona benzer
ve lehum ve onlar için (vardır)
fî-hâ ezvâcun orada eşler
mutahharatun temiz olan, temiz
ve hum ve onlar
fî-hâ hâlidûne orada devamlı kalacak olanlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm!) İman edip salih amellerde bulunanları müjdele! Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce (dünyada iken) de rızıklandığımızdır" diye (sevinip ferahlayacaklardır) . Bu, onlara (dünyadakine) benzer olarak sunulmuş (sonsuz ihsan ve ikramlarımızdır) . Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara müjde ver: Onlar içindir kıyılarından ırmaklar akan bahçeler. Orada bir meyveyle rızıklandılar mı bundan önce de bunu tatmıştık derler, onları dünyadakilere benzetirler. Onlara, dünyadakilere benzer rızıklar sunulur. Orada tertemiz eşler de var onlara, orada ebedi kalırlar.
Abdullah Parlıyan Meali İman etmiş olup, bu imanın gereği olan doğru ve faydalı işler yapanlara müjdele ki, ağaç ve köşklerinin altlarından ırmaklar akan cennetler onlarındır. Onlara ne zaman rızık olarak oradan bazı meyveler tattırılsa, “Bunlar bize daha önce verilenlerin aynısıymış” derler. Bu rızık onlara bazı yönlerden dünyadakine benzer olarak verilmiştir. Onlar orada tertemiz eşler bulacaklar ve orada ebedî olarak kalacaklardır.
Ahmet Tekin Meali İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele: Onlara, altlarından ırmaklar akan cennet konakları var. Orada kendilerine ikram edilen herhangi bir meyvadan yediklerinde: “Bu, daha önce tattığımız şeydir" derler. Kendilerine dünyadakine benzer yiyecekler sunulacaktır. Onlar için orada, Cennet'te tertemiz, devamlı temiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî yaşarlar.
Ahmet Varol Meali İman edip de salih ameller işleyenleri ise, altından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Her ne zaman kendilerine oradan rızık olarak bir meyve verilse: "Bu bizim daha önce (dünyada) rızıklandığımız şeydir" derler. Orada onlara böyle birbirinin benzer şeyler verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır.
Ali Bulaç Meali (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: 'Bu daha önce de rızıklandığımızdır' derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, kendileri için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz Meali (Habibim), iman edip sâlih ameller işleyenlere (şunu) müjdele: Onlar için, (ağaçları) altından ırmaklar akar (her türlü meyvalarla süslenmiş) cennetler var. Kendilerine, ne zaman, onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse (her def'asında): “Bu, daha önce (dünyâda) bizim yediğimiz şeydir.” diyecekler ve o rızık (dünyâdakine) benzer olarak kendilerine sunulacak. Onlar için orada tertemiz zevceler de var ve onlar, o cennette ebedî olarak kalıcıdırlar.
Bahaeddin Sağlam Meali Bu gruplar içinde iman edip iyi işler (amel-i Salih) yapanları müjdele ki; onlar için altlarında nehirler akan cennetler vardır. O cennetlerin meyvelerinden onlara verildikçe; “Bu daha önce de yediğimiz şeylerdir” derler. (Yani, Cennet meyveleri alışılmış yiyeceklerdir. İnsan alıştığı yiyecekten daha çok lezzet alır.) Ve o rızık onlara değişik yapılarda sunulur. (Yani alışılmışın yanında yenilenmenin lezzetini de alırlar.) Ve onlar için temiz hanımlar vardır. Onlar orada ebedidirler.
Bayraktar Bayraklı Meali İman edip de yararlı iş yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlerle müjdele! Kendilerine cennette meyve nimeti verildiğinde, “Bu, daha önce de dünyada yediğimize benziyor; bunun benzeri bize verilmişti” diyecekler. Orada onların, her türlü pislikten arınmış tertemiz eşleri olacak ve orada süreli olarak kalacaklardır.
Cemal Külünkoğlu Meali İman edip faydalı ve güzel işler yapanları müjdele! Onlara altından ırmaklar akan cennetler vardır. Öyle ki, ne zaman rızık olarak orada bazı ürünler bahşedilse: “Bu, bize daha önce (dünyada) bahşedilenlerin aynısıymış” diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, (dünyadakilerin) benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri/arkadaşları da olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Diyanet Vakfı Meali İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır.*
Edip Yüksel Meali İnanıp erdemli davrananları, içlerinde ırmaklar akan cennetlerle (bahçelerle) müjdele. Kendilerine oradaki ürünlerden rızıklar sunulduğunda "Bu, daha önce bize sunulan nimetlerdir," derler. Böylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar.
Elmalılı Meali (Orjinal) iyman edip salih ameller işliyenlere ise müjdele: Kendileri için altından ırmaklar akar cennetler var, onlardan: hangi bir semereden bir rızk rızıklandıkça onlar, her def'asında «ha! bu bizim önceden merzuk olduğumuz» diyecekler ve ona öyle müteşabih olarak sunulacaklar, kendileri için orada pak, çok pak zevceler de var, hem onlar orada ebedî kalacaklar
Hasan Basri Çantay Meali (Habîbim) îmân eden, bir de güzel güzel amel (ve hareketlerde bulunan kimselere muştula ki altlarından ırmaklar akan cennetler onların. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse her defasında «ha, bu, evvelce de (dünyâda) rızıklandığımız (yediğimiz) şeydi» diyecekler Ve o rızk (renkde, şekilde) birbirinin benzeri, (fakat tatda, keyfiyyetde başka başka ve çok yüksek ve müstesna kıymetlerde) olmak üzere kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem orada onlar dâim de kalıcıdırlar.
Hayrat Neşriyat Meali (Habîbim, yâ Muhammed!) Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, şübhesiz kendileri için altlarından ırmaklar akan Cennetler olduğunu müjdele! (Onlar) ne zaman rızık olarak oradan, herhangi bir meyveden rızıklandırılsalar: “Bu, daha önce rızıklandırıldığımız şeydir” derler. Çünki bu (Cennet ni'metleri), kendilerine (dünyadaki rızıklarıyla) birbirine benzer şekilde verilir. Onlar için orada tertemiz zevceler de vardır ve onlar, orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
İlyas Yorulmaz Meali İman edip, Allah'ın belirlediği doğru işleri yapanlara, altlarından ırmakların aktığı bahçeleri müjdele. Onlar ne zaman o bahçelerin yiyeceklerinden yeseler “Bunlarla daha önce de rızıklanmıştık” derler. Onlara yediklerinin benzerleri (düyada iken) verilmişti. Ayrıca onlar için orada, tertemiz eşler var ve orada sürekli kalacaklardır.
Kadri Çelik Meali İman edip salih işler yapanlara, kendileri için altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Oradan bir meyve ile rızıklanınca, “Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir” derler. Kendilerine birbirine benzer (nimetler) verilmiştir. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve onda temelli kalıcılardır.*
Mahmut Kısa Meali İman edip güzel davranış gösterenlere müjdele; onlar için, yemyeşil ağaçlarının altından ırmaklar çağıldayan cennet bahçeleri vardır. Onlara ne zaman rızık olarak oradan bir meyve sunulsa, “Biz bunu daha önce de tatmıştık!” diyecekler. Çünkü onlara, hep birbirine benzer nîmetler verilmiştir. Âhiret nîmetleri, —çok daha lezzetli ve üstün olmakla birlikte— dünyadakilere benzeyecek ve her tadıldığında, bambaşka bir tat ve lezzette olacaktır. Ayrıca, onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar sonsuza dek orada yaşayacaklardır. İşte Allah, sizi eğitip olgunlaştırmak üzere, çeşitli misallerle size öğütler verir. Gerektiğinde sivrisinekten, karıncadan, örümcekten, arıdan söz eder. Fakat ilâhî hikmetten nasip almamış bazı câhiller, bu misallerin özünde yatan gerçekler üzerinde kafa yoracakları yerde, sırf itiraz etmiş olmak için, Allah’ın böyle ‘basit ve değersiz’ varlıklardan bahsetmesini bir eksiklik ve ayıp olarak niteliyor, içinde böyle örnekler bulunan bir kitabın ilâhî kaynaklı olamayacağını öne sürüyorlar.
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed! Allah’ın istediği gibi) îman edip (inandığı) iyi işleri yaşayanlara,1 zemîninden ırmaklar akan cennetlerin,2 kendileri için olduğunu müjdele. Onlara rızık olarak o (cennetten) her bir meyve ikram edildiğinde: “işte bunlar bize daha önce (dünyadayken) rızık olarak (vâdedilen) şeylerdir.”3 diyecekler. Onlara orada birini diğerine tercih edemeyecekleri rızıklar verilecek. Onlara cennette tertemiz eşler4 de vardır ve onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.*
Muhammed Esed Meali Ama imana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara, içlerinden ırmaklar akan hasbahçelerin kendilerine ait olacağını müjdele! Onlara ne zaman rızık olarak oradan bazı ürünler bahşedilse, “Bunlar, bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış” diyecekler. Çünkü onlara o [geçmişte tadılanlar]ı hatırlatacak şeyler 17 verilecek. Onlar, orada tertemiz eşler bulacaklar ve orayı mesken edinecekler.
Mustafa İslamoğlu Meali İman eden ve bu imanla uyumlu iyilikler[41] işleyen[42] kimseleri zemininden ırmaklar akan cennetlerle müjdele! Her ne zaman oranın nimetlerinden ikram olarak onlara sunulsa, “Bunlar bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış” diyecekler. Oysa bu, o nimetlerin çağrıştırdığı belli belirsiz bir benzerlik.[43] Ve onlar için cennette tertemiz eşler olacak ve onlar orada kalıcıdırlar[44]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali İmân edip sâlih amellerde bulunanlara müjde var. Şüphe yok ki onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. Her ne vakit o cennetlerden bir meyva ile merzûk olunca diyeceklerdir ki: «Bu meyva bizim evvelce de merzûk olduğumuz bir meyvadır.» Onlara birbirine benzeyen (böyle nîmetler) verilmiş olacaktır. Ve onlar için cennetlerde tertemiz zevceler de vardır ve onlar o cennetlerde ebedî olarak kalacaklardır.
Suat Yıldırım Meali İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Öyle cennetler ki, ne zaman meyvelerinden kendilerine bir şey ikram edilirse: “Bu, daha önce de dünyada yediğimiz şey! ” diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır. *
Süleyman Ateş Meali İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine aidolduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (dünyada iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (Cennetteki bu rızık), onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.*
Süleymaniye Vakfı Meali İnanan ve iyi işleri yapanlara da müjde ver: İçinden ırmaklar akan bahçeler onlar içindir. Kendilerine hangi üründen sunulsa: “Bu bize daha önce de sunulmuştu.” derler; ama onlara onun bir benzeri verilir. Orada kusursuz hale getirilmiş [*] eşleri de olur ve ölümsüz olarak kalırlar.*
Şaban Piriş Meali İman edenler ve doğruları yapanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!.. Ne zaman oradaki meyvelerden rızıklandırılsalar:-Bu, daha önce de rızıklandığımız şey! diyecekler. O meyveler kendilerine dünyadakilerin bir benzeri olarak verilecektir ve orada onlar için tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.
Ümit Şimşek Meali İman edip güzel işler yapanlara müjdele: Onların, altından ırmaklar akan bahçeleri olacak. O bahçelerden ne zaman rızık olarak bir meyveyle nasiplenecek olsalar, “Bu daha önce bize verilen rızık” derler; çünkü o rızık, benzer şekilde onlara verilmiştir.(11) Onların orada tertemiz eşleri olacak; ve onlar orada ebedî kalacaklar.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali İman edip hayra/barışa yönelik işler yapanlara şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyveden bir rızık olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızıklandırıldığımız şey!" Bu rızık onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır.
M. Pickthall (English) And give glad tidings (O Muhammad) unto those who believe and do good works; that theirs are Gardens underneath which rivers flow; as often as they are regaled with food of the fruit thereof, they say: This is what was given us aforetime; and it is given to them in resemblance. There for them are pure companions; there for ever they abide.
Yusuf Ali (English) But give glad tidings to those who believe and work righteousness, that their portion is Gardens, beneath which rivers flow. Every time they are fed with fruits therefrom, they say: "Why, this is what we were fed with before," for they are given things in similitude; and they have therein companions pure (and holy)(44); and they abide therein (forever).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları