Bakara Suresi 17. Ayet


Arapça

مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ


Türkçe Okunuşu

Meseluhum ke meselillezistevkade nârâ(nâren), fe lemmâ edâet mâ havlehu zeheballâhu bi nûrihim ve terekehum fî zulumâtin lâ yubsirûn(yubsirûne).


Kelimeler

meselu-hum onların misali, onların durumu
ke gibi
meseli misal, durum
ellezi ki o
istevkade ateş yaktı, tutuşturdu
nâren ateş
fe o zaman, böylece
lemmâ olduğu zaman
edâet aydınlattı
olmadı
havle-hu onun etrafı, çevresi
zehebe giderdi
allâhu Allah
bi ile, ... e
nûri-him onların nuru, nurları, aydınlığı, ışığı
ve ve
tereke-hum ve onları terketti, bıraktı
içinde, vardır
zulumâtin zulmet, karanlıklar
lâ yubsirûne onlar görmüyorlar, görmezler,

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Bunların (münafıkların) misali, (karanlıkta) ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini (biraz) aydınlattığı (ve tam da zulümattan kurtulduğunu sandığı bir) anda, Allah onların aydınlığını giderip (hidayetlerini karartır) ve (artık) göremez (bakar kör) bir şekilde karanlıklar içinde bırakıp (kendi hallerine terk ediverir).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlar, bir ateş yakıp ışıklanmak isteyen kimseye benzerler. Ateş, çevrelerindeki şeyleri aydınlattı mı Allah, nurlarını alıverir de onları karanlıklarda bırakır, görmezler.
Abdullah Parlıyan Meali Onların hali, bir ateş yakan kimsenin haline benzer ki; o ateş çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların ışığını alıp, zifiri karanlıkta bırakıvermiştir.
Ahmet Tekin Meali Münâfıkların hakka davet sırasında Muhammed'e takındıkları tavır, müjde (veya uyarı) ateşi yakarak insanları bilgilendiren bir haberciye kuşkucu-ikiyüzlü yaklaşan kimselerle ilgili söylenen darb-ı mesele benziyor. Şöyle ki, Muhammed'in, toplumların değişimi-dönüşümü için getirdiği esasları, Kur'an ayetleri ve sünnet ayan-beyan açıklarken, münafıkların düşmanca iki yüzlü tavır takınmaları, Kur'anı ve Sünneti anlamazlıktan gelmeleri sebebiyle Allah önlerini aydınlatan, hak ve hakikati gösteren nuru onlardan uzaklaştırıyor. Onları şüphe, nifak ve inkâr karanlıklarında bırakıyor. Ne doğruyu, hakkı görebiliyorlar, ne de hayrı şerden ayırt edebiliyorlar.*
Ahmet Varol Meali Bunların örneği ateş yakan bir adamın örneği gibidir ki, her ne zaman bu ateş o kişinin etrafını aydınlatsa Allah bunların gözlerinin nurunu alır da, hiçbir şeyi göremez halde karanlığın içinde kalırlar. [3]*
Ali Bulaç Meali Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakır.
Ali Fikri Yavuz Meali Onların hâli, o kimsenin hâli gibidir ki, o (korkulu bir sahrada) ateş yaktı da çevresini aydınlattığı zaman, tam o sırada Allah nurlarını giderip kendilerini karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. (İşte münafıkların hâli de böyledir. Dünyada selâmet ve emniyet üzere olduklarını sanırlar, fakat öldükleri zaman kendilerine korku ve azâb gelir.)
Bahaeddin Sağlam Meali Onların örneği şu adam gibidir ki; bir ateş tutuşturmak ister; ateş etrafını aydınlatınca Allah onların (göz) nurunu alır, onları karanlıklar içinde bırakır. Onlar öylece göremezler.
Bayraktar Bayraklı Meali Onların durumu, bir ateş yakan kimseye benzer. O ateş yanıp etrafını aydınlattığında, Allah hemen onların aydınlığını giderir ve onları hiçbir şey göremeyecekleri karanlıklar içinde bırakır.
Cemal Külünkoğlu Meali Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumu gibidir. Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada, görmesinler diye Allah, ışıklarını alıp onları zifiri karanlığa gömer.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlar, çevresini aydınlatmak için ateş yakan kimseye benzerler ki, Allah ışıklarını yok edince, onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakmıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir.
Diyanet Vakfı Meali Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler.*
Edip Yüksel Meali Durumları, ateş yakan kimselerin şu durumuna benzer: Ateş çevrelerini aydınlatmaya başlayınca ALLAH onların ışığını giderir ve onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler.
Elmalılı Meali (Orjinal) bunların meseli şunun meseline benzer ki bir ateş yakmak istedi, vaktaki çevresindekileri aydınlattı, tam o sırada Allah nurlarını gideriverip kendilerini zulmetler içinde bıraktı, artık bunlar görmezler
Hasan Basri Çantay Meali Onların haali bir ateş yakanın haali gibidir ki o (ateş) çevresindekileri aydınlatınca Allah ışıklarını giderib (söndürüb) kendilerini karanlıklar içinde, görmez (ve şaşkın kimse) ler haalinde bırakıvermişdir.
Hayrat Neşriyat Meali Onların (o münâfıkların) misâli, (karanlıkta) ateş yakan kimsenin hâli gibidir. Derken (o ateş) etrâfını aydınlatınca, Allah onların nûrunu giderdi ve onları karanlıklar içinde görmez bir hâlde bıraktı.
İlyas Yorulmaz Meali Onların misali, (içlerinden) birisinin bir ateş yakıp ta, ateş çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlıklarını giderip de, onları karanlıklar içerisinde bıraktığında, hiçbir şey göremeyen kimselerin durumuna benzerler.
Kadri Çelik Meali Onların örneği ateş yakan, ateş etraflarını aydınlatınca Allah'ın nurlarını yok ettiği ve onları (hiçbir şeyi) göremedikleri karanlıklarda terk ettiği kimsenin örneği gibidir.
Mahmut Kısa Meali Onların durumu, ateş yakıp etrafı güzelce aydınlatmaya çalışan bir adamın çevresinde toplanıp, ateşin aydınlığından istifade eden insanların hâline benzer. Bu örnekte ateş yakan kişi Hz. Muhammed; yaktığı ateş de, güneş gibi parlak mesajıyla inkâr ve cehâlet karanlıklarını yok eden Kur’an’dır: Ateş alev alev yanıp etrafını aydınlatmaya başlayınca, adâlet ve doğruluk ilkelerine dayalı İslâm sistemi topluma egemen olmaya başlar. Bu durum, adâlete susamış mazlum halkı sevince boğarken, karanlık ortamda her türlü zulüm ve haksızlığı yapmaya alışmış olan zâlimleri çileden çıkarır. Herkes gibi ışığı gören ve başlangıçta iman etme imkânına sahip olan bu insanlar; kibir, ihtirâs, kıskançlık, çıkarcılık gibi sebeplerle ilâhî mesaja karşı düşmanca tavır takınırlar. Kan ve gözyaşıyla beslenen kölelik düzenlerinin sarsılmaya başladığını görünce de, ışığa karşı amansız bir savaş başlatırlar. Bunun üzerine, Allah’ın insan için varettiği yaratılış kanunları devreye girer: Allah, bu nankörlerin gözlerinin nurunu ve hakîkatigörme yeteneklerini ellerinden geri alarak, onları karanlıklar içinde bırakır ve böylece, ışık kaynağının yanı başında, kopkoyu inkâr karanlığına gömülürler. Öyle ki, artık en apaçık delilleri, en açık mucizeleri bilegörmezler.
Mehmet Türk Meali Bu (münâfık)ların durumu,1 (karanlıkta) ateş yakan, tam ateş etrafını aydınlatınca da Allah’ın görme duyularını alarak2 kendilerini hiçbir şeyi göremeyecekleri koyu bir karanlıkta bıraktığı kimsenin durumu, gibidir.*
Muhammed Esed Meali Onların hali, ateş yakan öyle kimselerin haline benzer ki, o (ateş), çevrelerini aydınlatır aydınlatmaz Allah, göremesinler diye onların ışığını alıp onları zifiri karanlığa gömer;
Mustafa İslamoğlu Meali Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: O kişi bir meş’ale tutuşturdu;[33] Alevler etrafını aydınlatır aydınlatmaz Allah (gözlerinin) nurunu alıverdi ve kendilerini karanlıklar içinde bıraktı; artık göremezler:[34] *
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onların meseli, ateş yakmış kimsenin meseli gibidir ki, o ateş vaktâ ki çevresindekilerini aydınlattı.Hak Teâlâ hemen onların nûrunu giderdi, onları zulmetler içinde görmez bir halde bıraktı.
Suat Yıldırım Meali Bunların durumu, aydınlanmak için ateş yakan bir kimsenin durumuna benzer. Ateş çevresini aydınlatır aydınlatmaz. Allah onların gözlerinin nurunu giderir ve karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar. [63, 3]
Süleyman Ateş Meali Onların durumu, tıpkı şuna benzer ki, (aydınlanmak için) bir ateş yakmak istedi. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz, Allah onların nurunu giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler.
Süleymaniye Vakfı Meali Tıpkı bir meşale yakmak isteyen kişiye benzerler. Meşale çevresini aydınlatınca sanki Allah, gözlerini kör etmiş ve onlan karanlıklar içinde bırakmış da bir şey göremez hale gelmişlerdir. [*]*
Şaban Piriş Meali Onların hali, çevresini aydınlatmak için ateş yakan kimsenin haline benzer. Ateş çevresindekileri aydınlattığı sırada Allah onun ışığını giderir ve onları karanlıklar içerisinde görmez bir halde bırakır.
Ümit Şimşek Meali Onların hali, ateş yakan kimsenin durumu gibidir. Ateş parlayıp da çevresini aydınlatınca, Allah onların nurunu alıp onları karanlıkta bırakmış, birşey göremez olmuşlardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler.
M. Pickthall (English) Their likeness is as the likeness of one who kindleth fire, and when it sheddeth its light around him Allah taketh away their light and leaveth them in darkness, where they cannot see,
Yusuf Ali (English) Their similitude is that of a man(38) who kindled a fire; when it lighted all around him, Allah took away their light and left them in utter darkness. So they could not see.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları