Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(O fasıklar ki) Onu kesin olarak onayladıktan (ve hakikatin farkına vardıktan) sonra, Allah’ın ahdini (Cenab-ı Hakka verilen iman ve itaat sözlerini) bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi (akrabalık, arkadaşlık ve Hakk davayla irtibat bağlarını) ise koparırlar ve yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte bunlar hüsrana uğrayacaklardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kötülükte bulunanlar onlardır ki Allah'la ahdettikten sonra ahitlerini bozarlar. Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler, yeryüzünde bozgunculuk ederler. Onlardır ziyankarlar.* |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bu fasıklar, söz verip bağlandıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar, Allah'ın sürdürülmesini emrettiği her türlü insani ilişkiyi keserek, îmanî, ahlâkî, sosyal bağları koparıp ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayacak olanlar onlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Fâsıklar, kulluk sözleşmesinde kesin söz verdikten sonra, Allah'a verdikleri taahhüdü bozanlar, koyduğu ilâhî düzene, şeriatına aykırı hayat yaşayanlardır. Allah'ın, riayet edilmesini, birleştirilmesini, bütün olarak düşünülmesini, uygulanmasını emrettiği, bütün peygamberlerin tek davet ve tebliğ konusu İslâm dinindeki devamlılığı sağlayan hükümleri bir kenara atarak, ayrı dinler icat edenler; şer'î kuralları, şer'î düzeni, Kur'ân'ın bütünlüğünü bozarak, parçalayarak İslâm'ı tesirsiz kılmaya çalışanlardır. Yeryüzünde fesat çıkaranlardır, bozgunculuk yapanlardır. İşte asıl zarara, hüsrana uğrayanlar bunlardır.* |
Ahmet Varol Meali |
Bunlar, Allah'a vermiş oldukları sözü kesinlik kazandırdıktan sonra bozarlar; Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Zarara (hüsrana) uğrayacak olanlar da bunlardır. |
Ali Bulaç Meali |
Ki (bunlar) Allah'ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O fâsıklar ki, Allah'ın (ezelde iman ve itaat etmelerine dair) kendilerinden aldığı sözü sağlama bağladıktan sonra, O'nun ahdini bozarlar ve Allah'ın vaslını emrettiği şeyi (yakınlık ve iman bağlarını) keserler, yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar, (ebedî olarak cehenneme düşüp) ziyanda kalanlardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
O fasıklar ki; Allah’a söz verdikten sonra o sözü(*) bozarlar. Allah’ın iliştirilmesini emrettiği şeyi (sosyal ve evrensel bağları) keserler. Yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar zarar etmişlerin ta kendileridir. (İlahî mesajların nurunu göremeyip karanlıklarda kalanlardır.)* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
O fâsıklar ki, Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler; Allah'ın bitiştirilmesini emrettiği ilişkileri keser ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. Onlar manen iflâs etmiş kimselerdir.[12]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar öyle (fasıklardır) ki, (emirlerine kayıtsız şartsız bağlı kalacaklarına dair) Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın sürdürülmesini emretmiş olduğu (insani) ilişkileri keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. İşte onlar hüsrana uğrayanlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
26,27. Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşerî ve ahlâkî bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar öyle (fâsıklar) ki, Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın, ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.* |
Edip Yüksel Meali |
Onlar ki ALLAH ile yaptıkları anlaşmaya bağlılık sözü verdikten sonra onu bozarlar, ALLAH'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar kaybedenlerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar ki, söz verip andlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar. Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
ki Allahın ahdini misak ile bağlandıktan sonra bozarlar, Allahın vaslını emrettiğini kat'ederler ve yer yüzünde fesad yaparlar, işte bunlar hep o husrana düşenlerdir |
Hasan Basri Çantay Meali |
O (fâsıklar) ki Allah'ın, (Kitablarında Muhammede îman etmeleri hakkındaki ahid (ve emr) ini onu te'kid de etdikden sonra bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini emretdiği şey'i (hısımlık rabıtalarını, cem'iyyet birliğini, peygambere îmanda birleşmeyi) keserler, yer yüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar hüsrâne (maddî ve manevî en büyük zarara) uğrayanların ta kendileridir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
O kimseler (o fâsıklardır) ki, Allah'ın ahdini (O'na verdikleri sözü) kat'iyen kabûlünden sonra bozarlar,(2) Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi(3) (akrabâlar ve mü'minler arasındaki irtibâtı) keserler ve yeryüzünde fesad çıkarırlar. İşte onlar, zarara uğrayanların ta kendileridir.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
O fasıklar (yoldan çıkmışlar), sözleşme yaptıktan sonra, Allah'la olan anlaşmalarını bozanlar ve Allah'ın emrettiği doğrulara ulaşılmasının yollarını kesenler (engelleyenrler) olup, aynı zamanda yer yüzünde bozgunculuk yapanlardır. Böyle yapmakla kendilerine yazık etmiş olanlar işte bunlardır. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar Allah'la yaptıkları sözleşmeyi sözleştikten sonra bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde fesat çıkarırlar. Hüsrana uğrayanlar işte onlardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar, Allah ile yaptıkları antlaşmayı —hem de onuyeminlerle pekiştirmelerine rağmen— bozarlar. Allah tarafından iç dünyalarına yerleştirilen doğruluk ve iyiliğe çağıran sesi duymazlıktan gelir, bile bile kötülüğü tercih ederler. Allah’ın adıyla yemin ederek verdikleri sözlerden cayar, hiçbir ahit ve antlaşma tanımazlar. Bir de, Allah’ın varedilmesini emrettiği ilişkileri kesip atarlar. Akraba, komşu, yoksul, yetim ve yardıma muhtaç kimselere gereken ilgi ve yakınlığı göstermek gibi tüm bağlantıları, ilişkileri kesmeye çalışırlar. Ayrıca, insan ile vahiy arasındaki ilgiyi, bağı ve bütünlüğü keserek insanı köksüz, temelsiz, başıbozuk bir varlık haline getirmeye çalışırlar. Ve yeryüzünde fitne ve bozgunculuk çıkarırlar.
İşte, dünyada da âhirette de kaybedenler bunlardır. |
Mehmet Türk Meali |
O Allah’a (yaratılışlarında) verdikleri (tevhit) sözünü bozan, Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri yerine getirmeyen ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaran o (fasıklar)1 var ya; işte onlar, gerçekten kendilerine yazık eden kimselerdir.* |
Muhammed Esed Meali |
onlar ki, [fıtratlarına] yerleştirildikten sonra Allah'a karşı taahhütlerini 19 bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi koparıp ayırırlar ve yeryüzünü fesada verirler: İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar ki (fıtrat) sözleşmesinden[47] sonra Allah’ın (aldığı) sözü bozarlar, Allah’ın kurulmasını emrettiği bağları kesip koparırlar ve yeryüzünde ahlâkî çürümeye neden olurlar[48], işte bunlardır hüsrana uğrayanlar!* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
O kimseler ki Hak Teâlâ'nın ahdini tevsik (yemin ile te'kit) ettikten sonra bozarlar. Bitişmesini emretmiş olduğu şeyi kesiverirler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar, işte hâsîr olanlar onlardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Bu fâsıklar o kimselerdir ki, Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın, kurulmasını istediği bağları koparır ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte bunlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. [2, 63] |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar ki, söz verip bağlandıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar, Allah'ın, birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; işte ziyana uğrayanlar onlardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Fâsıklar, Allah’a verdikleri sözün kesinleşmesinden sonra Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayırarak [1] ve tabii düzeni bozarak sözlerinden cayanlardır. [2] Zarar edenler işte onlardır.* |
Şaban Piriş Meali |
Ki onlar, Allah ile yapılan sözleşmeyi kabul ettikten sonra bozanlar, Allah'ın, birleştirilmesini emrettiği şeyi parçalayanlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlardır. İşte kaybedecek olanlar onlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
O fâsıklar, sözleştikten sonra Allah'ın ahdini(13) bozarlar; Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler;(14) yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar, hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlar ki, Allah'a verdikleri ahdi, onunla anlaşıp bağlandıktan sonra bozar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keser ve yeryüzünde bozgun çıkarırlar. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. |
M. Pickthall (English) |
Those who break the covenant of Allah after ratifying it and sever that which Allah ordered to be joined, and (who) make mischief in the earth: Those are they who are the losers |
Yusuf Ali (English) |
Those who break Allah.s Covenant(45-A) after it is ratified, and who sunder what Allah Has ordered to be joined, and do mischief on earth: These cause loss (only) to themselves.* |