Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Farklı isim ve sistemler altında çeşitli şekillerde) Faiz (riba) yiyenler, (ve faiz ekonomisini yürütenler; dünyada asla ayakta duramayacak, onurlu ve huzurlu yaşayamayacak, kıyamet günü ise) ancak şeytan çarpmış (sara nöbetine yakalanmış) olanın kalkışı gibi, (Allah’ın kahrına uğramış) olmaktan başka (bir tarzda) kalkamayacaklardır. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden (faizi helâl görmelerinden ve faize fetva üretmelerinden) dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmiş (dönemdeki uygulamaları ve kazandıkları) kendisine kalır (ve bağışlanır; bundan sonraki) işi(nin başarısı ve bereketi) de Allah'a aittir. Kim de (cahili sisteme) geri dönerek (faizli muameleye devam ederse), artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. * |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Faiz yiyenler, ancak Şeytan tarafından çarpılmış gibi bir hale geliverirler. Bu da onların, alışveriş de faiz almaya benzer, onun eşidi demelerindendir. Allah, alışverişi helal etti, faizi haram. Rabbinden kendisine öğüt verilen, faizden vazgeçerse eskiden aldıkları ona aittir, işi de Allah'a ait. Fakat bundan sonra gene tutup faiz alanlar, ateş ehlidir, orada da ebedi kalırlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Faiz yiyenler ancak şeytanın dokunup sersemlettiği kimseler gibi davranırlar. Çünkü onlar: “Alışveriş de, bir tür faizdir” derler, halbuki Allah alışverişi helal sayarken, faizi haram kılmıştır. Kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, artık geçmişteki günahları veya ana sermayesi veya geçmişte aldığı faizler kendisine aittir. Ve onun hakkında karar vermek, artık Allah'a kalır. Kim de faize tekrar geri dönerse; içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum olanlar işte böyleleridir. |
Ahmet Tekin Meali |
Ribâ, fâiz geliri yiyenler, kesinlikle şeytanın çarptığı, cinnet nöbetindeki kimseler gibi, toplumda huzur ve düzen bozucu davranırlar; kıyamet günü, cinnet nöbeti geçirenler gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu ceza onlara:
“Alışverişe dayalı kazanç elde etme düzeni de kesinlikle fâizciliğe dayalı gelir elde etme düzenine benziyor" demeleri sebebiyledir. Halbuki Allah ticarî alışverişleri helâl ve meşrû kılmış, fâizciliği ve fâizi de haram kılmıştır.
Bundan böyle kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt, bir sorumluluk uyarısı üzerine, aklını kullanarak fâizciliğe son verirse; geçmişte olan kendisine, hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır.
Kim de tekrar fâizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktirler. Onlar, orada ebedî kalırlar. |
Ahmet Varol Meali |
Faiz yiyenler, (kabirlerinden) ancak kendisini şeytan çarptığından deliye dönmüş bir adamın kalkışı gibi kalkarlar. Bu durum onların "alışveriş de faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal faizi ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faiz yeme işine) son verirse onun geçmişte aldıkları kendinedir. Onun işi ise Allah'a aittir [57]. Kim de yine (faiz almaya) dönerse işte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada sonsuza kadar kalıcıdırlar.* |
Ali Bulaç Meali |
Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: 'Alım-satım da ancak faiz gibidir' demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Fâiz yiyen kimseler, kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa, mezarlarından öylece kalkarlar. Bu halde olmaları; “-alış-veriş, aynen faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl ve fâizi (ribâyı) haram kılmıştır. Bundan böyle kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelip fâiz yemekten sakınırsa daha önce aldığı faiz ona bağışlanır; geri alınmaz ve bundan sonra onun işi (affedilişi) Allah'a aiddir. Kim de, haram olan bu ribâyı helâl diye yemeğe dönerse, işte onlar cehennemliktirler; o ateşte ebedî olarak kalacaklardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Faiz yiyenler, ancak, delilikten dolayı şeytanın hırpaladığı kişinin ayağa kalkması gibi, (kabirlerinden) kalkacaklardır. Çünkü onlar: “Alışveriş de faiz gibidir” dediler. Hâlbuki Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Artık kim, Allah’tan ona bir öğüt geldikten sonra hemen sonra yaptığına son verirse, geçmişte kalan onundur. Yargısı da Allah’a kalmıştır. Kim, bu faizciliğe geri dönerse, işte onlar ateşe layık ve ehildirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır.* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Faiz yiyenler, şeytanın çarptığı kimselerin kalkması gibi kalkarlar/davranırlar. Bu hal onların, “Alım satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah'a kalır; faize geri dönenlere gelince, içinde süreli kalacakları cehennemin yâranı onlardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Faiz yiyenler mahşerde (kabirlerinden) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkar. Bu, onların: “Alışveriş de zaten faiz gibidir” demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen (faizden) vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah'a kalır. Kim de tekrar (faize) geri dönerse, işte onlar ateş ehlidirler ve orada ebedi olarak kalacaklardır. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, "Zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. |
Edip Yüksel Meali |
Tefecilikle para yiyenler, şeytanın çarptığı kimse gibi ayağa kalkarlar. Bu, onların, "Tefecilik alışveriş gibidir," demelerinden ötürüdür. Halbuki ALLAH alışverişi helal, tefeciliği ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de vazgeçerse, geçmişte kazandıklarını tutabilir; işi de ALLAH'a kalmıştır. Devam edenler ise cehennem halkıdır ve orada sürekli kalırlar.* |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Riba yiyen kimseler şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa öyle kalkarlar, bu işte onların «beyi' tıpkı riba gibidir» demeleri yüzünden, halbuki Allah bey'i halâl kıldı ribayı haram, bundan böyle her kim Rabbı tarafından kendine bir öğüt gelir de ribadan vaz geçerse artık geçmişi ona ve hakkında hüküm Allaha aiddir, her kim de döner yeniden alırsa işte onlar eshabı nardırlar, hep orada kalacaklardır |
Hasan Basri Çantay Meali |
Ribâ (faiz) yiyenler kendilerini şeytan çarpmış (birer mecnun) dan başka bir halde (kabirlerinden) kalkmazlar. Böyle olması da onların: «Alım satım da ancak ribâ gibidir» demelerindendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl, ribâyı (faizi) haram kılmışdır. (Bundan böyle) kim Rabbinden kendisine bir öğüt gelib de (faizden) vaz geçerse geçmişi ona, ve işi (hakkındaki hüküm) de Allaha âiddir. Kim de tekrar (faize) dönerse onlar o ateşin yaranıdırlar ki orada onlar (bir daha çıkmamak üzere) ebedî kalıcıdırlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ribâ (fâiz) yiyenler (kabirlerinden), ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin, cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar! Bu, şübhesiz onların: “Alış-veriş (de) ancak fâiz gibidir” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, fâizi ise haram kıldı!(1) O hâlde kim kendisine Rabbinden bir nasîhat gelir de (fâizden) vazgeçerse, artık geçmişte olan(İslâm'a girmeden önce aldıkları) kendisinindir. Onun işi (hakkındaki hüküm) ise Allah'a âiddir. Kim de (helâl sayarak fâize) dönerse, işte onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Faiz yiyenler, (hesap gününde) şeytanın çarpmış olduğu insanların sersemliğinde, ayağa kalkanlar gibi kalkacaklardır. Çünkü “Faiz de alışveriş gibidir” dediler. Halbuki Allah alışverişi helal etmiş, faizi yasaklamıştır. Kime Rabbinden öğüt (ayetler) gelirde, (yapa geldiği faizi yemekten) vazgeçerse, yaptıkları geride bırakmış olur ve işi Allah'a kalmıştır. Kimde faiz yemeye devam ederse (dönerse), artık onlar ateşe girecek olanlardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Kadri Çelik Meali |
Faiz yiyenler ancak şeytan çarpmış kimse gibi yaşarlar. Bu, onların, “Zaten alışveriş de faiz gibidir” demelerindendir. Oysa Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faizcilikten) geri durursa, geçmişi kendisinedir ve onun işi Allah'a aittir. Kim de (faizciliğe geri) dönerse, işte onlar ateş ehlidir ve onlar onda temelli kalıcılardır. |
Mahmut Kısa Meali |
İnsanların acil paraya ihtiyaç duydukları zayıf anlarını fırsat bilerek, verdikleri borç karşılığında fâiz alıp insafsızca tefecilik yapanlar, yani ribâ yiyenler, mahşer gününde kabirlerinden ancak şeytan çarpmış ve cinnet geçirmiş kimsenin kalktığı gibi perişan bir hâlde kalkacaklardır. Bunun sebebi:
“Sizin helâl gördüğünüz kâr ortaklığına dayalı borçlanmalar ve her türlü ticâret ve kira gelirleri de tıpkı fâiz gibidir. Eğer fâiz almak haramsa, bunların da haram olması gerekir. Zira ikisinde de sermayenin para kazanması söz konusudur!” demeleridir.
Dikkat edilirse, kâfirler, fâizin ticâret gibi helâl olduğunu ifâde etmek için “Faiz ticâret gibidir.” demeleri gerekirken, sanki iktisadi hayatın vazgeçilmez unsuru fâizmiş de, yasaklığı tartışılan konu ticâretmiş gibi, “Ticâret fâiz gibidir.” diyorlar.
Oysa Allah ticâreti helâl, fâizi haram kılmıştır. Çünkü fâiz, ticârî faaliyetlerden tamamen farklıdır.
O hâlde, her kim kendisine Rabb’inden bir öğüt ulaşır dao öğüdü dinleyip tefecilikten, fâizcilikten vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir. Bu ayet inmeden önce fâiz yoluyla elde ettiği kazanç kendisinden geri alınmayacaktır. Onun âhiretteki durumu ise Allah’a kalmıştır. Allah, tövbesindeki samîmiyete ve tövbe ettikten sonraki davranışlarına göre ona hak ettiği karşılığı verecektir.
Fakat kim de Allah’ın emrini hiçe sayarak yeniden fâizciliğe dönerse, işte onlar da cehennem halkıdır ve sonsuza dek orada kalacaklardır!
Faizden vazgeçmeyenler, bunun cezasını sadece âhirette görecek de değiller: |
Mehmet Türk Meali |
Fâiz yiyenler (âhirette) ancak şeytan çarpmış (deli)ler gibi kalkarlar.1 Bu, onların: “alış veriş de fâiz2 gibidir.” demelerinden dolayıdır. Hâlbuki Allah, alış verişi helâl, fâizi ise haram kılmıştır. Kim, kendisine Rabbinden bir öğüt gelir gelmez (fâiz yemekten) vazgeçerse geçmişte aldığı fâizler onun kendisine,3 hakkındaki karar da Allah’a aittir. Fakat kim de (fâize) geri dönerse işte onlar, içerisinde sürekli olarak kalmak üzere cehenneme gideceklerdir.* |
Muhammed Esed Meali |
FAİZ yiyenler, 262 şeytanın çarptığı kimseler gibi davranırlar; çünkü onlar “Alışveriş de bir tür faizdir!” 263 derler -halbuki Allah alışverişi helal ve faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler 264 ve hemen [faizden] vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah'a kalır; ona, [faize] geri dönenlere gelince; içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum olanlar işte böyleleridir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
FAİZ yiyen kimseler, başka değil sadece aklını çelmek için şeytanın dokunduğu[522] kimse gibi hareket ederler: Çünkü onlar “Alışveriş de faiz gibidir” derler. Oysa Allah alışverişi helâl, faizi[523] haram kılmıştır. Her kim Rabbinden kendisine nasihat gelir gelmez bu işe son verirse, evvelki kazançları ona, onun hakkında karar vermek de Allah’a kalır. Her kim de dönerse, işte onlar ateş ashabıdırlar; onlar orada kalıcıdırlar.[524]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
O kimseler ki, ribâyı yerler, onlar kalkamazlar, ancak şeytanın çarpmış olduğu delirmiş bir şahıs gibi kalkarlar. Bu ise onların, «Alış veriş muamelesi tıpkı ribâ gibidir,» demeleri sebebiyledir. Halbuki, Allah Teâlâ ticâreti helâl, ribâyı ise haram kılmıştır. İmdi her kim ki, kendisine Rabbinden bir mev'ize gelir de ribâya nihâyet verirse, evvelce aldığı, kendisinedir ve onun hükmü Allah Teâlâ'yadır. Ve her kim tekrar ribâya dönerse işte onlar cehennem ehlidirler, onlar orada ebedî kalacaklardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Faiz yiyenler tıpkı şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların “Alış veriş de faiz gibidir. ” demelerindendir. Halbuki Allah alış verişi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah'a aittir. Her kim tekrar faizciliğe başlarsa, işte onlar cehennemliktir, hem de orada ebedî kalacaklardır. {KM, Çıkış 22, 24; Levililer 25, 36-37; Tesniye 23, 20}* |
Süleyman Ateş Meali |
Riba yiyenler, ancak şeytanın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: "Alışveriş de riba gibidir." demelerinden ötürüdür. Oysa Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kime Rabbi'nden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarakribadan) vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi de Allah'a kalmıştır. (Allah onu affeder). Kim tekrar (ribaya) dönerse onlar ateş halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Faiz yiyenler, şeytanın aklını çeldiği[*] kimsenin tavrından farklı tavır göstermezler. Bu (şeytanca tavır) onların “Alım-satım, tıpkı faizli işlem gibidir.” demeleridir. Allah, alım-satımı helâl, faizli işlemi haram kılmıştır. Kime Sahibinden (Rabbinden) bir öğüt ulaşır da faiz almayı bırakırsa, önceden aldıkları kendine kalır. Onun işi Allah’a aittir. Kim de devam ederse, onlar cehennem ahalisidir, orada ölümsüz olarak kalacaklardır.* |
Şaban Piriş Meali |
Faiz yiyenler, “alışveriş, faiz gibidir” demeleri dolayısıyla, ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve o da (faize) son verirse, geçmişi kendisine, işi Allah'a aittir. Kim de tekrar (faizciliğe) dönerse, işte bunlar cehennem ashabıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Faiz yiyenler, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu, onların “Alışveriş de faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Oysa Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt ulaşır ve o da bundan vazgeçerse, evvelce almış olduğu kendisine aittir; işi ise Allah'a kalmıştır. Her kim tekrar faize dönecek olursa, öyleleri de ateş ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardır.(137)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysaki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada. |
M. Pickthall (English) |
Those who swallow usury cannot rise up save as he ariseth whom the devil hath prostrated by (his) touch. That is because they say: Trade is just like usury; whereas Allah permitteth trading and forbiddeth usury. He unto whom an admonition from his Lord cometh, and (he) refraineth (in obedience thereto), he shall keep (the profits of) that which is past, and his affair (henceforth) is with Allah. As for him who returneth (to usury) Such are rightful owners of the Fire. They will abide therein. |
Yusuf Ali (English) |
Those who devour usury(324) will not stand except as stand one whom the Evil one by his touch Hath driven to madness(325). That is because they say: "Trade is like usury(326)," but Allah hath permitted trade and forbidden usury. Those who after receiving direction from their Lord, desist, shall be pardoned for the past; their case is for Allah (to judge); but those who repeat (The offence) are companions of the Fire: They will abide therein (for ever).* |