Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Beni İsrail, hani) Bulutları üzerinize gölge yapıp (sizleri kavurucu çöl ortamında serinletmiş) ve size (gökten hazır) kudret helvası ve bıldırcın (eti) indirmiş, “Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin” (demiştik) . Ama onlar (isyan ve nankörlüğe yönelmekle) Bize zulmetmediler, lâkin kendi nefislerine zulmetmiş olmaktalardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Bulutla gölgelendirmiştik sizi. Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik. Onlar, zulmü bize etmediler, kendilerine ettiler. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve bulutların sizi gölgeleriyle rahatlatmasını sağladık, ayrıca “Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın” diyerek kudret helvası ve bıldırcın da gönderdik. Onlar işledikleri bu günahlarla zulmü bize değil kendilerine ettiler. |
Ahmet Tekin Meali |
Çölde geçirdiğiniz hayat sırasında, üstünüze o bulutu gölge yaptık. Size, sebeplerini-şartlarını oluşturarak hazırladığımız kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden, helâlinden, sağlıklısında ve lezizinden yeyiniz, dedik. Onlar emrimize isyan etmekle, nimetlere nankörlük etmekle, bize zulmetmediler. Fakat onlar kendilerine, birbirlerine yazık ediyorlardı, zulmediyorlardı. |
Ahmet Varol Meali |
Üzerinize bulutları göndererek sizi gölgelendirdik. Size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar (nankörlükleriyle) bize zulmetmediler ancak kendi kendilerine zulmettiler. |
Ali Bulaç Meali |
Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Tîh sahrâsında (güneşin ateşinden korunmak için) üstünüze bulutla gölge yaptık ve size kudret helvası ile bıldırcın gönderdik ve bu helâl rızkımızdan yeyin, dedik. Onlar itâat etmemekle bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmetmişlerdi. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve bulutu size gölgelik yaptık. Üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size verdiğimiz rızıktan yiyin dedik. (Fakat onlar şükretmiyorlardı.) Böylece Bize değil, yalnızca kendi nefislerine zulmediyorlardı. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik de, “Verdiğimiz iyi nimetlerden yiyiniz” dedik. Hakikatte onlar bize değil, sadece kendilerine kötülük ettiler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Ve (Tih çölünde, Sina'da sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutları gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın (kuşu) indirdik. “Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin” dedik. (Buna rağmen isyan ettiler ama onlar nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, kendi kendilerine zulmettiler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, fakat kendilerine yazık ediyorlardı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bulutu üstünüze gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. “Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin” (dedik). Onlar (verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, fakat kendilerine zulmediyorlardı. |
Diyanet Vakfı Meali |
Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı. |
Edip Yüksel Meali |
Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için menna ve bıldırcın indirmiştik: "Size verdiğimiz iyi rızıklardan yiyin." Fakat onlar bize değil, sadece kendilerine zulmediyorlardı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık, ve size ihsan ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin, diye üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Onlar, bize zulmetmediler, lakin kendi nefislerine zulmediyorlardı. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve üstünüze o bulutu gölgelik çekdik, ve «size kısmet ettiğimiz hoş rızıklardan yeyin» diye üzerinize hem kudret helvası, hem bıldırcın indirdik, zulmü, bize etmediler lâkin kendilerine ediyorlardı. |
Hasan Basri Çantay Meali |
Ve («Tîh» de güneşin sıcaklığından korunmanız için) üstünüze (ince bir) bulutu gölge yapmış, size (orada) kudret helvasiyle yelve kuşunu indirmiş, «Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden (en temiz ve halâl olanlarından) yeyin» (onları gizlice saklayıb ve biriktirib de nankörlük ve tama'kârlık etmeyin demişdik). Onlar (o nankörlükleriyle) bize zulmetmemişler, fakat kendi kendilerine zulmetmişlerdi. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hem (Tih çölünde) üzerinizi bulutlarla gölgeledik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Ve:) “Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!” (dedik). Artık (onlar) bize zulmetmediler; fakat (aslında) kendilerine zulmediyorlardı. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bulutları üzerinize gölgeler yapmış, size (bizden bir ikram olarak) helva ve bıldırcın vermiştik. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin. (Şunu bilsinler ki) Onlar bize zulmetmiyor, kendi kendilerine zulmediyorlar. |
Kadri Çelik Meali |
Sizi bulutla gölgelendirdik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyin” dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmedicilerdi. |
Mahmut Kısa Meali |
Çöllerin kavurucu sıcağından sizi korumak için bulutları üzerinize gölgelik yapmış ve “Size verdiğimiz güzel nîmetlerden yiyin!” diyerek size kudret helvası ve bıldırcın göndermiştik. Sizi gökten çiğ damlası gibi dökülen, yerden mantar gibi biten tatlı bir gıda ve bıldırcın etleriyle beslemiştik.
Ama bunca nîmetlere karşılık nankörlük ettiler. Ancak onlar, böyle yapmakla bize değil, yalnızca kendilerine kötülük ediyorlardı. Şöyle ki: |
Mehmet Türk Meali |
Sonra sizin üzerinize bulutla gölge yaptık ve bir de size rızık olarak verdiklerimizin, temizlerinden yiyin diye (katımızdan) tatlı ve etli yiyecekler1 indirdik.2 Ama onlar, zulmü Bize yapmadılar, (bunun tersini yaparak) esasen kendilerine zulmediyorlardı.* |
Muhammed Esed Meali |
Ve bulutların sizi gölgeleri ile ferahlatmasını sağladık, ayrıca “Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın” [diyerek] kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. O soydaşlarınız [işledikleri bu günahlarla] bize hiçbir zarar vermediler, fakat [sadece] kendilerine zulmettiler. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Üzerinizdeki bulutla sizi gölgeledik, size menn ve selva ikram ettik:[110] Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin (diyerek)… Ve Bize zulmetmediler, fakat zulmettikleri yalnızca kendi benlikleriydi.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve üzerinize bulutları gölgelik kıldık. Ve üzerinize kudret helvası ile (Selva denilen) Yelve kuşunu indirdik. «Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin pâk helâl (olanlarını) yiyiniz!» dedik. Bize zulmetmiş olmadılar, ancak kendi nefislerine zulmeder oldular. |
Suat Yıldırım Meali |
Üzerinize bulutları gölge yaptık. Size kısmet ettiğimiz helâl hoş rızıklardan yiyesiniz diye kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Fakat nankörlük etmekle onlar Biz'e değil, kendilerine yazık ediyorlardı. [7, 160; 20, 80] {KM, Çıkış 13, 21; 16, 13-15} |
Süleyman Ateş Meali |
bulutu üstünüze gölgelik çektik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik: "Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin," (dedik). Ama onlar bize değil, kendi kendilerine zulmediyorlardı. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bir de bulutları üzerinize gölgelik yapmış, kudret helvası ve bıldırcın indirmiş, “Verdiğimiz rızıkların temiz ve lezzetli olanlarından yiyin.” demiştik. Onlar bize yanlış yapmadılar; yanlışı kendilerine yapıyorlardı. |
Şaban Piriş Meali |
Bulutlarla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın gönderdik.-Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin, dedik. Onlar bize değil ancak kendilerine zulmediyorlardı. |
Ümit Şimşek Meali |
Bir de sizi bulutlarla gölgeledik; size kudret helvası ile bıldırcın indirdik: size verdiğimiz güzel ve temiz rızıklardan yiyin diye. Aslında onlar Bize zulmetmiş olmadılar; kendi kendilerine kötülük edip duruyorlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik: "Rızık olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler. |
M. Pickthall (English) |
And We caused the white cloud to overshadow you and sent down on you the manna and the quails, (saying): Eat of the good things wherewith We have provided you We wronged them not, but they did wrong themselves. |
Yusuf Ali (English) |
And We gave you the shade of clouds and sent down to you Manna(71) and quails, saying: "Eat of the good things We have provided for you:" (But they rebelled); to us they did no harm, but they harmed their own souls.* |