Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Sabır ehli mü’minlere) Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar) ız, (O’na iman ve itaat için varız) ve şüphesiz (öldükten sonra da) O'na dönücüleriz.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
O sabredenleri ki onlar, bir musibete uğradılar mı biz Allah'ınız, gene de gerisin geriye ona döneceğiz derler. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ki onların başına bir sıkıntı ve hoşa gitmeyen bir şey geldiğinde: “Bizi var eden Allah'tır veya varlığımız Allah içindir, sonunda O'na dönecek ve hesaba çekileceğiz” derler. |
Ahmet Tekin Meali |
Sabrederek mücadeleye devam edenler, başlarına bir musibet, bir belâ geldiği zaman:
“Biz ilâhî kazaya rıza için yaratılmış kullarız. Sonunda yine Allah'ın huzuruna vararak hesaba çekileceğiz" diyenlerdir. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar başlarına bir musibet geldiğinde: "Şüphesiz biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz" derler. [30]* |
Ali Bulaç Meali |
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: 'Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine bir belâ geldiği zaman teslimiyet göstererek: “-Biz Allah'ın kuluyuz ve (öldükten sonra da) yine ona döneceğiz” derler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Öyle sabredenler ki, bir musibet başlarına geldiğinde: “Biz Allah’ın malıyız ve O’na döneceğiz” derler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sabredenler, kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah'ın kuluyuz ve biz O'na döneceğiz” derler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde: “Biz ancak Allah için varız ve biz sonunda O'na döneceğiz.” derler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onlara bir musibet geldiğinde: "Biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz" derler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. |
Diyanet Vakfı Meali |
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. |
Edip Yüksel Meali |
Ki onlara bir musibet geldiğinde, "Biz ALLAH'a aidiz ve O'na dönücüyüz," derler |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
ki başlarına bir musibet geldiği vakit «biz Allahınız ve nihayet ona döneceğiz» derler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Ki onlar kendilerine bir belâ geldiği zaman «Biz (dünyâda) Allah'ın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde de) ancak ona dönücüleriz» diyenlerdir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlar ki, kendilerine bir musîbet geldiği zaman: “Muhakkak ki biz, Allah'a âidiz ve muhakkak ki biz, ancak O'na dönücüleriz!” derler. (2)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar öyle kimselerdir ki, kendilerine bir kötülük isabet ettiği zaman “Biz Allah'a aitiz ve O'na dönücüleriz” derler. |
Kadri Çelik Meali |
O kimseler ki kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah'ınız ve elbette O'na dönücüleriz” derler. |
Mahmut Kısa Meali |
O sabırlı müminler ki, başlarına bir imtihan olarak üzücü bir olay geldiği zaman:
“Bizler zaten Allah’a aitiz ve sonunda hepimiz O’na döneceğiz. Sahip olduğumuz bütün nîmetler bize Allah’ın emânetidir ve istediği zaman elbette geri alacaktır!” derler. |
Mehmet Türk Meali |
Ki onların başlarına bir sıkıntı geldiği zaman: “Biz, Allah için varız ve yine Ona döneceğiz.”1 derler.* |
Muhammed Esed Meali |
ki, onların başına bir musibet gelince, “Doğrusu biz Allah'a aitiz ve muhakkak O'na döneceğiz!” derler. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar bir musibete uğradıklarında: “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve sonunda yine O’na döneceğiz” derler.[307]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman, «Biz Allah içiniz ve biz nihâyet ona döneceğiz,» derler. |
Suat Yıldırım Meali |
Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musîbet geldiğinde, “Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na döneceğiz” derler. * |
Süleyman Ateş Meali |
Ki onlara bir bela eriştiği zaman: "Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz," derler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlar, başlarına bir şey gelince şöyle derler: “Biz, Allah’a aitiz, biz O’nun huzuruna çıkarılacağız”. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar, bir musibete uğrayınca:-Biz, Allah'a aitiz ve elbette O'na döneceğiz derler. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Biz zaten Allah'ınız, yine Ona döneceğiz”(68) derler.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: "Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz." |
M. Pickthall (English) |
Who say, when a misfortune striketh them: Lo! we are Allah's and Lo! unto Him we are returning. |
Yusuf Ali (English) |
Who say, when afflicted with calamity: "To Allah We belong, and to Him is our return":- |