Bakara Suresi 156. Ayet


Arapça

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ


Türkçe Okunuşu

Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).


Kelimeler

ellezîne ki onlar
izâ olduğu zaman
esâbet-hum onlara isabet etti
musîbetun bir musîbet
kâlû dediler
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
lillâhi (li allâhi) Allah için, Allah'a
ve ve
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
ileyhi ona
râciûne dönecek olanlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Sabır ehli mü’minlere) Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar) ız, (O’na iman ve itaat için varız) ve şüphesiz (öldükten sonra da) O'na dönücüleriz.”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali O sabredenleri ki onlar, bir musibete uğradılar mı biz Allah'ınız, gene de gerisin geriye ona döneceğiz derler.
Abdullah Parlıyan Meali Ki onların başına bir sıkıntı ve hoşa gitmeyen bir şey geldiğinde: “Bizi var eden Allah'tır veya varlığımız Allah içindir, sonunda O'na dönecek ve hesaba çekileceğiz” derler.
Ahmet Tekin Meali Sabrederek mücadeleye devam edenler, başlarına bir musibet, bir belâ geldiği zaman: “Biz ilâhî kazaya rıza için yaratılmış kullarız. Sonunda yine Allah'ın huzuruna vararak hesaba çekileceğiz" diyenlerdir.
Ahmet Varol Meali Onlar başlarına bir musibet geldiğinde: "Şüphesiz biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz" derler. [30]*
Ali Bulaç Meali Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: 'Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz.'
Ali Fikri Yavuz Meali Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine bir belâ geldiği zaman teslimiyet göstererek: “-Biz Allah'ın kuluyuz ve (öldükten sonra da) yine ona döneceğiz” derler.
Bahaeddin Sağlam Meali Öyle sabredenler ki, bir musibet başlarına geldiğinde: “Biz Allah’ın malıyız ve O’na döneceğiz” derler.
Bayraktar Bayraklı Meali Sabredenler, kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah'ın kuluyuz ve biz O'na döneceğiz” derler.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde: “Biz ancak Allah için varız ve biz sonunda O'na döneceğiz.” derler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlara bir musibet geldiğinde: "Biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.
Diyanet Vakfı Meali O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler.
Edip Yüksel Meali Ki onlara bir musibet geldiğinde, "Biz ALLAH'a aidiz ve O'na dönücüyüz," derler
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler.
Elmalılı Meali (Orjinal) ki başlarına bir musibet geldiği vakit «biz Allahınız ve nihayet ona döneceğiz» derler
Hasan Basri Çantay Meali Ki onlar kendilerine bir belâ geldiği zaman «Biz (dünyâda) Allah'ın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde de) ancak ona dönücüleriz» diyenlerdir.
Hayrat Neşriyat Meali Onlar ki, kendilerine bir musîbet geldiği zaman: “Muhakkak ki biz, Allah'a âidiz ve muhakkak ki biz, ancak O'na dönücüleriz!” derler. (2)*
İlyas Yorulmaz Meali Onlar öyle kimselerdir ki, kendilerine bir kötülük isabet ettiği zaman “Biz Allah'a aitiz ve O'na dönücüleriz” derler.
Kadri Çelik Meali O kimseler ki kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah'ınız ve elbette O'na dönücüleriz” derler.
Mahmut Kısa Meali O sabırlı müminler ki, başlarına bir imtihan olarak üzücü bir olay geldiği zaman: “Bizler zaten Allah’a aitiz ve sonunda hepimiz O’na döneceğiz. Sahip olduğumuz bütün nîmetler bize Allah’ın emânetidir ve istediği zaman elbette geri alacaktır!” derler.
Mehmet Türk Meali Ki onların başlarına bir sıkıntı geldiği zaman: “Biz, Allah için varız ve yine Ona döneceğiz.”1 derler.*
Muhammed Esed Meali ki, onların başına bir musibet gelince, “Doğrusu biz Allah'a aitiz ve muhakkak O'na döneceğiz!” derler.
Mustafa İslamoğlu Meali Onlar bir musibete uğradıklarında: “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve sonunda yine O’na döneceğiz” derler.[307]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman, «Biz Allah içiniz ve biz nihâyet ona döneceğiz,» derler.
Suat Yıldırım Meali Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musîbet geldiğinde, “Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na döneceğiz” derler. *
Süleyman Ateş Meali Ki onlara bir bela eriştiği zaman: "Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz," derler.
Süleymaniye Vakfı Meali Onlar, başlarına bir şey gelince şöyle derler: “Biz, Allah’a aitiz, biz O’nun huzuruna çıkarılacağız”.
Şaban Piriş Meali Onlar, bir musibete uğrayınca:-Biz, Allah'a aitiz ve elbette O'na döneceğiz derler.
Ümit Şimşek Meali Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Biz zaten Allah'ınız, yine Ona döneceğiz”(68) derler.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: "Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz."
M. Pickthall (English) Who say, when a misfortune striketh them: Lo! we are Allah's and Lo! unto Him we are returning.
Yusuf Ali (English) Who say, when afflicted with calamity: "To Allah We belong, and to Him is our return":-

İslam Vakti Mobil Uygulamaları