Bakara Suresi 253. Ayet


Arapça

تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ اللّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَاتٍ وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِن بَعْدِهِم مِّن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَلَكِنِ اخْتَلَفُواْ فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلُواْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ


Türkçe Okunuşu

Tilker rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhıl kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu maktetelellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumul beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).


Kelimeler

tilke bu
er rusulu resûller
faddalnâ biz faziletli kıldık, üstün kıldık
ba'da-hum onların bir kısmı
alâ ba'din diğerlerinin üzerine, diğerlerine
min-hum onlardan
men kimse, kişi
kelleme allâhu Allah konuştu
ve rafea ve yükseltti
ba'da-hum onların bir kısmı
derecâtin dereceler
ve âteynâ ve biz verdik
îsâ ibne meryeme Meryem oğlu İsa
el beyyinâti beyyineler, açık kanıtlar
ve eyyednâ-hu ve biz onu destekledik
bi rûhi el kudusi Ruh'ûl Kudüs ile
ve lev şâe allâhu ve eğer Allah dileseydi
mâ iktetele öldürmezler (karşılıklı, birbirlerini)
ellezîne min ba'di-him onlardan sonrakiler
min ba'di sonradan, sonra
mâ câet-hum onlara gelen şey
el beyyinâtu beyyineler, açık deliller, açık
ve lâkini ve lâkin, fakat
ihtelefû ayrılığa, ihtilâfa düştüler
fe min-hum artık onlardan, o zaman onlardan
men âmene kimi îmân etti, Allah'a ulaşmayı diledi
ve min-hum ve onlardan (onların bir kısmı)
men kefere kimi inkâr etti
ve lev şâe allâhu ve eğer Allah dileseydi
mâ iktetelû öldürmezler (karşılıklı, birbirlerini)
ve lâkinne allâhe ve lâkin, fakat Allah
yef'alu yapar
mâ yurîdu dilediği şeyi

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (İbret ve hikmet dersi olarak anlattığımız) İşte bu elçiler (yok mu, onların) ; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. (Örneğin) Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet) ler, birbirleriyle çarpışıp öldürmezlerdi. Ancak (ihtiras ve iktidar yüzünden) ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkâr etti. Allah dileseydi (takdir etmeseydi) birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini İşleyendir. (Ve her işi hikmetli ve adaletlidir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali O peygamberlerden bazısını bazısına üstün ettik. Onlardan Allah'la konuşan var, bazılarının da derecelerini yüceltmiştir. Meryemoğlu İsa'ya apaçık deliller verdik, onu, RuhulKudüs'le kuvvetlendirdik. Allah dileseydi onlardan sonrakiler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra artık birbirlerini öldürmezlerdi. Ama gene de aykırılığa düştüler. İçlerinde inanan var, inanmayan var. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, fakat Allah dilediğini, dilediği gibi yapar.
Abdullah Parlıyan Meali Biz elçilerin bazılarına diğerlerinden farklı meziyetler lutfettik. Allah onlardan kimiyle konuştu, kimini de daha üst derecelere yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik. O'nu Cebrail ile destekledik. Eğer Allah dileseydi bunların arkasından gelen toplumlar, kendilerine açık belgeler geldikten sonra, artık birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi inandı, kimi de Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ederek kâfir olmuş oldu. Ne var ki, Allah dilediğini yapandır.
Ahmet Tekin Meali O görevlendirdiğimiz rasullerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlar-dan bazılarıyla Allah konuştu. Bazılarının da mertebelerini, makamlarını yükseltti. Meryem'in oğlu Îsâ'ya ayan beyan âyetler, mûcizeler verdik. Onu, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî ve ekonomik düzeni içeren, ihyâ eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile destekledik. Eğer Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun ol-saydı, bu peygamberlerden sonra gelen ümmetleri, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra öldüresiye birbirlerine girmezlerdi. Fakat ayrı baş çekerek kasıtlı ihtilâfa çıkardılar. İçlerinden kimi Allah'a ve peygamberlerine iman etti. Kimi de Allah'ı ve peygamberlerini inkâr etti. Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı öldüresiye birbirlerine girmezlerdi. Fakat Allah istediği kanunları koyuyor, her an iradesinin tecellisini icraya devam ediyor.*
Ahmet Varol Meali İşte biz bu peygamberlerin bazılarını bazılarına üstün kıldık. Onların içinde Allah'ın kendileriyle konuştukları vardır. Bazılarını ise derecelerle yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da açık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kuds ile destekledik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler kendilerine açık belgeler geldikten sonra birbirleriyle çarpışmazlardı. Ama onlar ayrılığa düştüler; kimisi iman etti, kimisi de inkar etti. Allah dileseydi onlar birbirleriyle çarpışmazlardı. Ama Allah istediğini yapar.
Ali Bulaç Meali İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkâr etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.
Ali Fikri Yavuz Meali Bu (sûrede sözü geçen) peygamberlerin bir kısmını, kendilerine verilen özelliklerle diğerlerinden üstün kıldık. O peygamberlerden, (arada vasıta olmadan) Allah'ın sözleştiği (Hz. Mûsâ gibi) peygamber var! ve bazılarını da derece bakımından Allah yükseklere çıkarmıştır. Meryem'in oğlu Îsa'ya o açık mûcizeleri verdik ve kendisini melek (Cebrâil aleyhisselâm) ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, peygamberlerden sonra gelen ümmetler, kendilerine hidayete ulaştırıcı o apaçık mûcizeler ve deliller geldikten sonra birbirini öldürmezlerdi. Fakat ihtilâfa (ayrılığa) düştüler. Sonunda kimi iman etti, kimi de küfre saptı. Yine Allah dileseydi birbirinin kanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediği şeyi yapar.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte o peygamberlerin bazılarını, diğerlerinden üstün kıldık. Allah bazılarıyla (direkt) konuştu, bazılarının derecelerini yüceltti. Meryemoğlu İsa’ya da mucizeler verdik. Onu Ruh-ul Kudüs ile takviye ettik. Eğer Allah dileseydi, onların arkalarından gelen (o ehl-i kitap,) kendilerine mucizeler geldikten sonra, kavga etmezlerdi. Fakat ihtilafa düştüler. Bazıları inanmışken, bazıları münkirdir. Eğer Allah dileseydi, dövüşmezlerdi. Fakat Allah, istediğini yapar.
Bayraktar Bayraklı Meali O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmıyla konuşmuş, bazılarını derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik ve onu Rûhulkudüs/Cebrail ile güçlendirdik. Allah dileseydi, o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de bazıları iman etti, bazıları da inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşamazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.
Cemal Külünkoğlu Meali İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını (verdiğimiz özelliklerle) diğerlerinden üstün kıldık. İçlerinden, Allah'ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık belgeler verdik ve onu Rûh-ul Kudüs (kutsal ilham/Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi bunların arkasından gelenler kendilerine açık belgeler indikten sonra artık birbirlerini öldürmezlerdi. Ama (her şeye rağmen) ayrılıp sürtüştüler. Kimi iman etti, kimi inkârcı oldu. Eğer Allah dileseydi (onları iradeleriyle baş başa bırakmasaydı), onlar birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak Allah ne isterse onu yapar (Onları kendi iradeleriyle baş başa bırakır). *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan Allah'ın kendilerine hitabettiği, derecelerle yükselttikleri vardır. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs'le destekledik. Allah dileseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkâr edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah dilediğini yapar.[69]*
Diyanet Vakfı Meali O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Rûhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.*
Edip Yüksel Meali O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk. Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi inandı, kimisi inkar etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'lKudüs (Cebrail) ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerininkanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediğini yapar.
Elmalılı Meali (Orjinal) O işaret olunan Resuller, biz onların bazısını bazısından efdal kıldık, içlerinden kimi var Allah kelâmına Kelim etti, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı, Meryemin oğlu İsaya da o beyyineleri verdik ve kendisini Ruhul'kudüs ile te'yid eyledik, eğer Allah dilese idi bunların arkasında kümmetler, kendilerine o beyyineler geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi, ve lâkin ıhtilâfa düştüler kimi iyman etti kimi küfür, yine Allah dilese idi birbirlerinin kanına girmezlerdi ve lakin Allah ne isterse yapar
Hasan Basri Çantay Meali (Bu sûrede zikredilen) o peygamberler (yok mu?) biz onların kimine kiminden üstün meziyyetler verdik. Allah onlardan biri ile söyleşmiş, birini de birçok derecelerle yükseltmişdir. Meryem'in oğlu İsa'ya o beyyineleri (açık âyetleri, burhanları, mu'cizeleri) biz verdik ve onu Ruhul kuds (Cebrâîl) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi onların arkasındaki (ümmet) ler, kendilerine o apaçık bürhanlar geldikten sonra, birbirini öldürmez (ler) di. Fakat ihtilâfa düşdüler. Binnetîce onlardan kimi îman etdi, kimi küfre sapdı. Eğer Allah dileseydi birbirini öldürmezlerdi. Şu var ki Allah ne dilerse yapar.
Hayrat Neşriyat Meali İşte bu peygamberler ki, (biz) onların bazı sını bazısına üstün kıldık. İçle rinden kimi var ki, Allah (onunla bizzat) ko nuşmuş, bazıla rını da dereceler le yükseltmiştir. Mer yem oğlu Îsâ'ya ise apaçık delil ler (mu'cize ler) verdik ve onu Rûhü'l-Kudüs (Cebrâîl) ile takviye ettik. Hâlbuki Allah dileseydi, onlar dan son raki ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi; fa kat (kullarını hayra ve şerre kābil kılarak, irâ de lerinde serbest bı rak tığı için) ihtilâfa düştüler. Bunun ü zerine onlardan bir kısmı îmân etti, bir kısmı da inkâretti. Hâlbuki Allah dileseydi (onlar aslâ) bir bir lerini öldürmez lerdi; fakat Allah, dilediğini yapar.
İlyas Yorulmaz Meali İşte, bu peygamberlerin bir kısmını, bir kısmından üstün yaptık. Allah onlardan bazıları ile konuştuğu gibi, bazılarını da derecelerle yükseltti. Meryem'in oğlu İsa ya açıklayıcı ayetler verdik ve onu vahiy meleği (Cebrail) ile destekledik. Allah dileseydi, elçilerden sonra gelenler, kendilerine doğru ile yanlışı ayıran açıklayıcı ayetler geldikten sonra çatışmazlardı. Fakat (kendi tercihleri ile) ayrılıklara düştüler. Onlardan iman edenler olduğu gibi, gerçekleri inkar edenler de oldu. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, fakat Allah dilediğini yapar.
Kadri Çelik Meali İşte bu peygamberler; bir kısmını, diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan Allah'ın kendilerine hitab ettiği, derecelerle yükselttikleri vardır. Ve Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik, onu Ruh'ul Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Allah dileseydi, apaçık belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi iman etti, kimi küfre saptı. Allah dileseydi (ihtilafa düştüklerinde bile) birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar.
Mahmut Kısa Meali O elçiler ki, Biz onlardan bazılarına, diğerlerinden farklı üstün özellikler bahşettik: Onlardan kimileriyle Allah bizzat konuşmuş, kimilerini de daha başka derecelerle yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık mûcizeler verdik ve onu Kutsal Ruh Cebrail’in vahiy ve ilham gücü ile destekledik. Gerçi Allah insanların irâdelerini ellerinden alıp onları zorla Hak Dine boyun eğdirmeyi dileseydi, o elçilerden sonrakiler, kendilerine apaçık mûcizeler gelmesine rağmen ayrılığa düşüp birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat Allah, onları seçimlerinde serbest bıraktı. İçlerinden bir kısmı, kendilerine bahşedilen bu özgürlük ve irâdeyi kötüye kullanınca ayrılığa düştüler; böylece kimileri inandı, kimileri de inkâr etti. Evet, Allah dileseydi birbirleriyle çatışmazlardı, fakat Allah, sizin sınırlı bilginiz ve arzularınız doğrultusunda değil, kendi sonsuz ilim ve hikmeti gereğince, dilediğini yapar.
Mehmet Türk Meali İşte Biz, bu Peygamberlerin her birine, birbirinden üstün özellikler verdik.1 Allah, onlardan bir kısmıyla konuştu, bir kısmının da derecelerini yükseltti.2 Meryem’in oğlu İsa’ya da apaçık hükümler verdik ve kendisini, Rûh’ül Kudüs3 (Cebrâîl) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi bu Peygamberlerin arkasından gelen ümmetler kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar, aralarında anlaşmazlığa düştüler ve onlardan kimileri îman etti, kimileri de kâfir oldu. Allah dileseydi kimse birbiriyle savaşmazdı.4 Ama Allah neyi dilerse onu yapar. *
Muhammed Esed Meali Bu elçilerin bazılarına diğerlerinden daha fazla meziyetler bahşettik: İçlerinden kimi ile Allah [bizzat] konuşmuş, kimini de daha üst derecelere yükseltmiştir. 243 Biz, Meryem oğlu İsa'ya hakikatin tüm kanıtlarını bahşettik ve o'nu kutsal ilham ile 244 destekledik. Ve eğer Allah dileseydi, o [elçiler]den sonra gelenler, kendilerine hakikatin bütün kanıtları geldikten sonra birbirleriyle çatışmazlardı; ancak [vaki olduğu üzere] onlar karşıt görüşlere kapıldılar ve bazıları imana ererken diğerleri hakikati inkara yöneldi. Buna rağmen Allah dileseydi, birbirleriyle çatışmazlardı. 245 Ama Allah dilediğini yapar.
Mustafa İslamoğlu Meali Söz konusu elçilerden her birine diğerinden farklı meziyetler bahşettik.[465] Onlardan kimisiyle Allah konuşmuş, kimisini de yüce mertebelere çıkarmıştır.[466] Meryem oğlu İsa’ya da hakikatin apaçık belgelerini verdik ve onu mukaddes ruh ile destekledik. Eğer Allah isteseydi,[467] onların ardından gelenler, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra birbirleriyle çatışmazlardı. Ne ki onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi de inkâr etti.[468] Evet, Allah isteseydi çatışmazlardı, fakat (Allah dileğini onların tercihine bina etmeyi istedi) Nitekim Allah dilediğini yapıyor.[469]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali O resûller yok mu, Biz onların bazılarını bazıları üzerine tafdil ettik. Onlardan kimi vardır ki, Allah Teâlâ onunla mükâlemede bulunmuştur. Bazılarına da yüksek dereceler vermiştir. Meryem'in oğlu İsa'ya da beyyineler verdik ve onu Rûhu'lKudüs ile teyid eyledik. Eğer Allah Teâlâ dileseydi onlardan sonrakiler, kendilerine o beyyineler geldikten sonra birbirini öldürüp durmazlardı. Fakat ihtilâfa düştüler, artık onlardan kimi imân etti ve onlardan kimi de kâfir oldu ve eğer Allah Teâlâ dilemiş olsaydı mukatelede bulunmazlardı ve lâkin Hak Teâlâ neyi irâde ederse onu yapar.
Suat Yıldırım Meali Biz, o peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Allah onlardan bazısına hitap buyurdu, bazısını birçok derecelerle yükseltti. Meryem'in oğlu Îsâ'ya da o açık belgeleri, mûcizeleri verdik ve onu Rûhulkudüs ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, onların peşlerinden gelenler kendilerine açık delillerin gelmesine rağmen, birbirleriyle savaşmazlardı. Lâkin ihtilâfa düştüler de onlardan bir kısmı iman, bir kısmı ise inkâr etti. Şayet Allah dileseydi onlar birbirleri ile savaşmazlardı, lâkin şu var ki Allah dilediği her şeyi yapar. [17, 55]
Süleyman Ateş Meali İşte o elçilerden kimini kiminden üstün kıldık. Allah onlardan kimine konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu Îsa'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-Kudüs ile destekledik. Allah dileseydi onların arkasından gelen milletler, kendilerine açık deliller gelmiş olduktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler, onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapar.
Süleymaniye Vakfı Meali Allah, bu elçilerden kimini kimine üstün kıldı. Kimiyle konuştu, kimini birkaç basamak yükseltti. Meryem oğlu İsa’ya da açık belgeler verdi ve onu Kutsal Ruh ile destekledi.[1] Allah, tercihi (insanlara bırakmayıp) kendi yapsaydı, sonrakiler o açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşamazlardı. Ama ayrılığa düştüler; kimi inanıp güvendi, kimi âyetleri görmezlikten geldi (kâfir oldu). Tercihi Allah yapsaydı, birbirleriyle savaşamazlardı. Ama Allah dilediğini yapar.[2]*
Şaban Piriş Meali İşte, bu peygamberlerdir ki biz, onların bir kısmını bir kısmından üstün kıldık. Allah, onlardan bir kısmıyla konuşmuş ve bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da açık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l- Kudüs ile destekledik. Allah dilemiş olsaydı, kendilerine açık belgeler geldikten sonra o peygamberlerin ardından gelenler birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat, onlar ihtilafa düşüp bir kısmı iman etti, bir kısmı da kafir oldu. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat, Allah, dilediğini yapar.
Ümit Şimşek Meali İşte bu peygamberlere Biz birbirinden farklı üstünlükler verdik. Onlardan kimiyle Allah bizzat konuştu; bazılarını da derece derece yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya ise apaçık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik.(126) Eğer Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine bu kadar açık deliller ulaşmışken birbirleriyle çatışmazlardı. Lâkin anlaşmazlığa düştüler ve onlardan iman eden de oldu, inkâr eden de. Allah dileseydi onlar birbirleriyle çatışmazlardı; fakat Allah murad ettiği şeyi yapar.(127)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu Ruhul-kudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler, açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini yapıyor.
M. Pickthall (English) Of those messengers, some of whom We have caused to excel others, and of whom there are some unto whom Allah spake, while some of them He exalted (above others) in degree; and We gave Jesus, son of Mary, clear proofs (of Allah's sovereignty) and We supported him with the holy Spirit. And if Allah had so willed it, those who followed after them would not have fought one with another after the clear proofs had come unto them. But they differed, some of them believing and some disbelieving. And if Allah had so willed it, they would not have fought one with another; but Allah doeth what He will.
Yusuf Ali (English) Those messengers We endowed with gifts, some above others(289): To one of them Allah spoke(290); others He raised to degrees (of honour)(291); to Jesus the son of Mary We gave clear (Signs)(292), and strengthened him with the holy spirit(292-A). If Allah had so willed, succeeding generations would not have fought among each other, after clear (Signs) had come to them, but they (chose) to wrangle, some believing and others rejecting. If Allah had so willed, they would not have fought each other; but Allah Fulfilleth His plan(293).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları