Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(İşte) Rablerinden salavât (bağışlanma ve fazilet) ve rahmet bunların üzerinedir ve bunlar hidayete erenlerin ta kendileridir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Öyle kimselerdir onlar ki Rablerinden yarlıganma ve rahmet onlara. Onlardır doğru yolu bulanlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
İşte Rablerinden bağışlama ve rahmet onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
İşte onlar, Rablerinden övgüye, bağışlanmaya ve rahmete mazhar olanlardır. Onlar, işte onlar doğru yolu bulan, İslâm'ı yaşayarak sebat edenlerdir. |
Ahmet Varol Meali |
İşte böylelerine Rablerinden bağışlanma ve rahmet vardır. Doğru yol üzere olanlar da bunlardır. |
Ali Bulaç Meali |
Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O teslimiyet gösterip Rablerine sığınanlar üzerine, Rablerinden mağfiret, rahmet (ve cennet) vardır; ve işte onlar, hidayete ermiş olanlardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Bunlar için Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet (başarı) vardır. Ve bunlar doğru yolu bulanlardır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İşte Rablerinden af ve rahmet onlaradır ve doğru yola girenler de onlardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
İşte Rablerinden bağışlanma ve rahmet onların üzerinedir ve doğru yolu bulanlar da onlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. O'nun yolunda olanlar da onlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.* |
Edip Yüksel Meali |
İşte onlara, Rab'lerinden destek ve rahmet vardır. Onlar doğruya ulaşanlardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
işte onlar, rablarından salâvat-ü rahmet onlara ve işte hidayete erenler onlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onlar (o teslîmiyyet ve istircâı gösterenler yok mu?) Rablerinden mağfiretler ve rahmet hep onların üzerindedir ve onlar doğru yola erdirilenlerin ta kendileridir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
İşte onlara Rablerinden mağfiretler ve bir rahmet vardır. Hidâyete erenler de işte ancak onlardır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
İşte böyleleri, Rableri tarafından yardım ve hoşgörü (salavat), aynı zamanda bol nimetle (rahmet) karşılanır. İşte doğru yolda olanlar onlardır. |
Kadri Çelik Meali |
Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. Hidayeti bulanlar da onlardır. |
Mahmut Kısa Meali |
İşte, Rablerinin rahmet, nîmet ve bereketleri hep onlarla birliktedir; doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.
Şimdi de, en çetin imtihânlar karşısında bile yılmadan, yıkılmadan sabretmesini bilen bir mümin hanımın ibret verici kıssasına kulak verin:
Hz. İbrahim, Allah’ın emri gereğince, eşi Hacer’i ıssız Mekke vadisine bırakıp gitmişti. Kızgın çölde tek başına kalan Hacer, yavrusu İsmail’e su bulabilmek amacıyla Safa ile Merve tepeleri arasında defalarca koşuşturmuş ve nihâyet Allah, yerden tatlı, güzel ve özel bir su çıkararak ona yardım etmişti. İşte, Allah’a olan güven ve umudunu yitirmeden, sabırla mücâdele etmenin sembolü olan bu fedâkâr annenin anısına, Safâ ile Merve arasında sa’yetmek, yani hızlı adımlarla yedi defa gidip gelmek, İbrahim (a)’dan kalan hac ibadetinin bir bölümü olarak o gün hâlâ uygulanmaktaydı. Fakat zamanla müşrikler, buna birtakım şirk unsurları katmışlardı. Bu yüzden, yaptıkları bütün ibâdetlerin mutlaka Kur’an ve Sünnet kaynaklı olmasına özen gösteren Müslümanlar, bu ibâdeti yapıp yapmamakta tereddüde düşmüşlerdi. Bunun üzerine, aşağıdaki ayetler nâzil oldu: |
Mehmet Türk Meali |
İşte, Rablerinin en büyük affı1 ve merhameti bunların üzerinedir ve gerçekten dosdoğru yolda olanlar da bunlardır.2* |
Muhammed Esed Meali |
İşte Rablerinin nimetleri ve lütfu onlar içindir ve doğru yol üzerinde olanlar işte onlardır! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İşte bunlar, Rablerinin sürekli destek[308] ve bağışına mazhar olanlardır. Doğru yolda olanlar da bunlardır.[309]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
işte onlar için Rableri tarafından mağfiretler ve rahmet vardır. Hidâyete erenler de onlardır. |
Suat Yıldırım Meali |
İşte Rab'leri tarafından bol mağfiret ve rahmete mazhar olanlar onlardır. Doğru yolu bulanlar da ancak onlardır. |
Süleyman Ateş Meali |
İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sahiplerinin (Rablerinin) sürekli desteği[*]ve iyiliği onlaradır. Doğru yolda olanlar onlardır.* |
Şaban Piriş Meali |
Onlara, Rab'lerinden bir mağfiret ve rahmet vardır. Hidayete ermiş olanlar, işte onlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
İşte onlar için Rablerinden bağışlanmalar ve bir rahmet vardır. Ve onlar, doğru yola ermiş olanların tâ kendileridir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar. |
M. Pickthall (English) |
Such are they on whom are blessings from their Lord, and mercy. Such are the rightly guided. |
Yusuf Ali (English) |
They are those on whom (Descend) blessings from Allah, and Mercy, and they are the ones that receive guidance. |