Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler (ikaz ve irşad edici hikmetli çareler) alıp (gereğini yerine getirdi) . Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, Esirgeyendir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Âdem, Rabbinden bazı sözler belledi de Allah tövbesini kabul etti. Şüphe yok ki o, bütün tövbeleri kabul eder, rahimdir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Derken Adem, Rabbinden tevbeye götürücü sözler belleyip aldı ve O'na yalvardı. Allah da O'nun tevbesini kabul etti. Çünkü tevbeyi çokça kabul eden ve kullarına çokca acıyan O'dur. |
Ahmet Tekin Meali |
Âdem, Rabbinden ikaz, uyarı ifade eden vahiyler aldı, günah işlemekten vazgeçip Rabbine itaate yöneldi, tevbe etti. Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenini veren, koruyan, kontrol eden Rabbi, Âdem'in tevbesini kabul etti. O insanları tevbeye, itaate sevkeden ve tevbeleri kabul edendir, engin merhamet sahibidir.* |
Ahmet Varol Meali |
Adem daha sonra Rabbinden bazı sözler öğrendi (ve onlarla Rabbine tevbe etti), Rabbi de onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir ve çok rahmet sahibidir. |
Ali Bulaç Meali |
Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı. O'na yalvarıp tevbe etti. O da tevbesini kabul buyurdu. Çünkü tevbeyi çok çok kabul eden asıl esirgeyici O'dur. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Âdem (sorumluluk dünyasına inen insanoğlu), Rabbinden bir kısım kelimeler (prensipler veya mesajlar) aldı. Allah onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah tevbeleri çabuk kabul eden ve çok acıyandır.* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler alıp öğrendi. Allah da tövbesini kabul etti. Çünkü Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir.[15]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı (tevbe ve istiğfarla ilgili kelimeler öğrendi) ve (onlarla) Rabbine tevbe etti, O'da tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Adem, Rabbi'nden emirler aldı; onları yerine getirdi. Rabb'i de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. |
Diyanet Vakfı Meali |
Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.* |
Edip Yüksel Meali |
Adem, Rabb'inden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O, yönelişlere karşılık verendir, Rahim'dir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti. O da) tevbesini kabul etti. Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
derken Adem rabbından bir takım kelimeler telâkkı etti yalvardı, o da tevbesini kabul buyurup ona yine baktı, Filhakika odur ancak öyle tevvab öyle rahîm |
Hasan Basri Çantay Meali |
Derken Âdem Rabbinden kelimeler belleyip aldı (Ona yalvardı). O da Tevbesini kabul etdi. Çünkü tevbeyi en çok kabul eden, asıl esirgeyen odur. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Nihâyet Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler(4) aldı (ve onlarla yalvardı, tevbe etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini kabûl etti. Çünki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (merhameti bol olan) ancak O'dur.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Adem, Rabbinden kelimeler (bağışlanmayı dileyen duayı) öğrendi. Sonra Rabbine pişmanlığını (tövbesini) arz etti. Çünkü O tövbeleri kabul eden, kullarına acıyan ve esirgeyendir. |
Kadri Çelik Meali |
Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı da Rabbi bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir, merhameti bol olandır.* |
Mahmut Kısa Meali |
Bunun üzerine, Âdemyaptığına pişman oldu, nasıl tövbe edeceğini kendisine öğreten Rabb’inden hikmetli sözler alıp öğrendi ve “Ey Rabb’imiz, biz kendimize zulmettik! Eğer bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen, mutlaka kaybedenlerden olacağız (7. A’râf: 23)!” diyerek O’na yalvardı. Böylece, Allah da onu bağışladı. Çünkü O, tövbeleri kabul edendir, çok merhametlidir.
Aslında İblîs de bir günah işlemişti, Âdem de. Fakat İblîs günahında diretirken, Âdem günahının ezikliğini yüreğinde hissederek Rabb’i karşısında boyun büküp suçunu itiraf etti. İblîs’in yaptığı gibi kibre kapılmadı, günahını bir başka günahla telâfî yoluna da gitmedi, aksine, içtenlikle tövbe ederek Rabb’inin sonsuz merhametine sığındı. İşte bu yüzden Âdem, bir “Peygamber”; İblîs ise “şeytan” oldu.
Derken Âdem, asıl yaratılış gayesi olan halîfelik görevini yerine getirmek üzere, cennetten çıkarılıp yeryüzüne gönderildi. Bu, “işlediği günahın cezasını çekmek” için değildi. Çünkü zaten tövbesi kabul edilmiş, suçu da bağışlanmıştı. |
Mehmet Türk Meali |
Âdem, hemen Rabbinden (birtakım) kelimeler alarak (tevbe etti)1 ve (Allah da) onun tevbesini kabul buyurdu. Şüphesiz Allah, tevbeleri çok kabul eden ve pek merhametli olandır.* |
Muhammed Esed Meali |
Derken Âdem Rabbinden [yol gösterici] sözler aldı. Ve (Allah) o'nun tevbesini kabul etti: çünkü yalnız O'dur tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Fakat Âdem Rabbinden aldığı birtakım kelimelere sarıldı,[74] (Allah) da onun tevbesini kabul etti:[75] çünkü O, evet O’ydu tevbeleri kabul etme makamında olan, her işinde merhamet sahibi olan.[76]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Âdem, Rabb-i Azîm'i tarafından bir kısım kelimeler telakkî etti. Onun üzerine tevbe eyledi. Tevbeleri ziyâdesiyle kabul eden, pek ziyâde merhamet sahibi olan ise ancak o Rabb-i Kerîm'dir. |
Suat Yıldırım Meali |
Büyük pişmanlık duyan Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler öğrenip onlara göre hareket etti. Rabbine yalvardı. Allah da tövbesini kabul etti. Zaten O tövbeyi kabul eder, merhameti boldur. * |
Süleyman Ateş Meali |
Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı (onlarla amel edip Rabbine yalvardı, O da) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeyi çok kabul eden(kulunun günahından geçen)dir, çok esirgeyendir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Âdem Sahibinden (Rabbinden) uyarılar aldı[*] (ve tevbe etti). Sahibi (Rabbi) de tevbesini kabul etti. Dönüş yapanı (tevbe edeni) kabul eden, ikramı bol olan O’dur.* |
Şaban Piriş Meali |
Adem, Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi. Bunun üzerine, Rabbi de tevbesini kabul etti. Nitekim O, tevbeleri daima kabul eden ve merhametli olandır. |
Ümit Şimşek Meali |
Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle tevbe etti; Rabbi de onun tevbesini kabul etti. Gerçekten de O tevbeleri kabul eden ve merhameti pek geniş olandır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar. |
M. Pickthall (English) |
Then Adam received from his Lord words (of revelation), and He relented toward him. Lo! He is the Relenting the Merciful. |
Yusuf Ali (English) |
Then learnt Adam from his Lord words of inspiration(55), and his Lord Turned towards him; for He is Oft-Returning, Most Merciful.* |