Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Yahudilerden ve her dinden münafık insanlar) İman edenlerle karşılaştıklarında "biz de iman ettik" (sizinle beraberiz) diye (yalan) söylerler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise (birbirine) : "Allah'ın size açtıklarını (açıkladıklarını), Rabbiniz katında size karşı (aleyhinize) bir belge olsun diye mi onlarla hadisleşip (Müslümanlarla konuşuverip gizli kalması gereken gerçekleri) bildirirsiniz, hâlâ akıllanmayacak (ikiyüzlü hareket etmeniz gerektiğini anlamayacak) mısınız?” demektedirler. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar, inananlarla buluştular mı inandık derler de sonra birbirleriyle yalnız kaldılar mı aklınız mı yok derler, Rabbiniz indinde sizinle çekişsinler, aleyhinize delil göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyi tutup onlara söylüyorsunuz? |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar iman etmiş olanlarla buluştuklarında, “Sizin inandığınız gibi inandık” derler; ama birbirleriyle başbaşa kaldıklarında “Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?” derler. |
Ahmet Tekin Meali |
İmân edenlerle karşılaştıkları zaman, sözde:
“Biz de imân ettik" diyorlar. Birbirleri ile tenhada bir araya geldikleri zaman:
“Rabbinizin huzurunda, aleyhinize delil olarak kullansınlar diye Allah'ın size açıkladığı hakikatleri onlara da mı söylüyorsunuz? Hiç akıllıca davranmayacak mısınız?" diyorlar. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında "biz de iman ettik" derler. Ama birbirleriyle başbaşa kaldıklarında, "Allah'ın size açmış olduğu şeylerden, bunları Rabbinizin katında size karşı bir belge olarak göstersinler diye mi söz ediyorsunuz! Aklınızı kullanmıyor musunuz!" diye konuşurlar.[13]* |
Ali Bulaç Meali |
İman edenlerle karşılaştıklarında 'İman ettik' derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: 'Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz katında aleyhinizde bir delil getirsinler diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Yahûdilerin münafıkları; müminlerle karşılaştıkları zaman; “- Biz de sizin gibi müminleriz” derlerdi. Birbirleriyle tenhada başbaşa kaldıkları vakit, ileri gelen Yahûdiler, münafıklara:”- Allah'ın size beyan buyurduğu (Rasûlüllah'a ait Tevrat'daki vasıfları), müminler, Rabbiniz katında aleyhinize delil getirsinler diye mi onlara söyleyip duruyorsunuz? buna aklınız ermiyor mu” derlerdi. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Sizinle karşılaştıklarında inandık derler. Başbaşa kaldıkları zaman: “Allah’ın size açıkladığı şeyleri, Rabbimiz katında size karşı delil olarak kullansınlar diye Müslümanlara mı anlatıyorsunuz? Aklınız yok mu?” derler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Münafıklar, müminlerle karşılaştıklarında, “İman ettik” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Allah'ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinize delil getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz?” derler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Yahudilerin ikiyüzlüleri) İnananlarla karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Kendi aralarında baş başa kaldıklarında ise: “(Ne yapıyorsunuz?) Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz. Aklınızı kullanmayacak mısınız?” derler. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnananlarla karşılaştıkları zaman, "İnandık" derlerdi; birbirleriyle yalnız kaldıklarında, "Rabbinizin katında size karşı hüccet göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığını onlara anlatıyorsunuz? Bunu akletmiyor musunuz?" derlerdi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar iman edenlerle karşılaşınca, “İman ettik” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: “Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah’ın (Tevrat’ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?” |
Diyanet Vakfı Meali |
(Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında «İman ettik» derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler. |
Edip Yüksel Meali |
İnananlarla karşılaşınca, "İnandık," derler; başbaşa kaldıklarında ise "Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH'ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz," derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?" derlerdi. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hem iyman edenlere rast geldiklerinde «amenna» derler. Birbirleriyle halvet yaptıklarında da «rabbinizin huzurunda aleyhinize huccet edinsinler diye mi tutup Allahın size açtığı hakikati onlara söylüyorsunuz? aklınız yok mu be?» dediler |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Yahudi münafıklar) îman edenlere kavuşdukları zaman «İnandık» derler. Birbirine (dönüb) halvet oldukları vakit ise (aralarındaki ileri gelenler, münafıklık eden arkadaşlarına) : «Allahın size açdığı şey'i (Resûlüllahın sıfatlarına ve sâireye dâir Tevratda öğretdiklerini) mü'minler onunla Rabbiniz katında (aleyhinizde) kuvvetli delîl getirsinler diye mi onlara söyleyib duruyorsunuz? Buna aklınız ermiyor mu?» derler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Îmân edenlerle karşılaştıkları zaman: “(Biz de) îmân ettik!” derler. Birbirleriyle baş başa kalınca da (reisleri onlara): “Allah'ın size (Tevrât'ta) açıkladığı (Muhammed'in sıfatları)nı, Rabbinizin huzûrunda size karşı onunla delil getirsinler diye mi onlara (o mü'minlere) anlatıyorsunuz? Hiç akıl erdirmez misiniz?” dediler.(3) |
İlyas Yorulmaz Meali |
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, bizde iman ettik derler. Kendileri gibilerle baş başa kaldıklarında “Rabbinizin yanında sizinle çekişsinler diye, Allah'ın size açıkladığı konuları, onlara haber mi veriyorsunuz. Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?” derler. |
Kadri Çelik Meali |
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İman ettik” derler. Birbirleriyle yalnız kaldıklarında, “Rabbinizin katında size karşı delil göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığını onlara söylüyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” derler. |
Mahmut Kısa Meali |
İnananlarla karşılaştıkları zaman:
“Biz de inanıyoruz, çünkü Hz. Muhammed’in taşıdığı niteliklere sahip bir Peygamberin geleceği, bize önceden Tevrat’ta zaten müjdelenmişti!” derler. Fakat birbirleriyle baş başa kalınca, liderleri, bu sözü söyleyenleri kınayarak:
“Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Allah’ın size bildirdiği bilgileri, mesela Muhammed’in Peygamberliğini müjdeleyen Tevrat ayetlerini, MüslümanlarlaRabb’inizin huzurunda yapacağınız tartışmalarda size karşı delil olarak kullansınlar da böylece halkın desteğini kazansınlar diye mi onlara anlatıyorsunuz? Ne diye ellerine koz veriyorsunuz? Böyle yapmakla, sahip olduğunuz makâmın, servetin elinizden gideceğini ve insanların gözündeki itibarınızın ayaklar altına düşeceğini hiç düşünmüyor musunuz?” derler. |
Mehmet Türk Meali |
Onlar, Müslümanlarla karşılaştıkları zaman: “Biz de îman ettik.” derler. Fakat birbirleriyle baş başa kalınca: “Allah’ın size açıkladıklarını, Rabbinizin katında aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi o (Müslümanlara) anlatıyorsunuz? Siz, bunu hâlâ anlamayacak mısınız?”1 derler.* |
Muhammed Esed Meali |
Nitekim, imana ermiş olanlarla buluştuklarında, “[Sizin inandığınız gibi] inanıyoruz!” derler; ama birbirleriyle başbaşa kaldıklarında, “Rabbinizin kelâmını 62 size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?” derler. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar, îman edenlerle buluştuklarında “îman ettik” derler, birbirleriyle baş başa kaldıklarındaysa (akıl hocaları, “îman ettik” diyenlere) “Rabbinizin katında size karşı bir koz olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açtığı şeyi onlara haber veriyorsunuz? Bu kadarını düşünemiyor musunuz?” derler.[146]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar, mü'minlere mülâki oldukları zaman, «Biz de imân ettik,» derler. Ve bunların bazıları diğer bazıları ile tenha kalınca da derler ki: «Allah'ın size açtığını o müslümanlara haber verir misiniz, ki onunla Rabbiniz nezdinde size karşı hüccet ikame etsinler. Sizin buna aklınız ermiyor mu?» |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında «Biz de iman ettik» derler. Kendi aralarında kaldıklarında ise: «Ne yapıyorsunuz? derler, Rabbinizin huzurunda aleyhinize hüccet edinsinler diye mi tutup Allah'ın size açtığı gerçeği onlara söylüyorsunuz? Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz? » |
Süleyman Ateş Meali |
İnananlara rastladıkları zaman: "İnandık" derler; birbirleriyle yalnız kaldıkları zaman: "Allah'ın size açtığını onlara söylüyorsunuz ki, onu Rabbiniz katında sizin aleyhinizde delil olarak mı kullansınlar? Aklınızı kullanmıyor musunuz?" derler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Allah’ın Kitabına inanıp güvenenlerle karşılaşınca “Biz ona güveniriz!” derler. Birbirleriyle baş başa kalınca da şöyle derler: “Allah’ın size gösterdiği şeyi (o Kitabın doğruluğunu) ne diye onlara söylüyorsunuz? Sahibinizin (Rabbinizin) katında size karşı delil getirsinler diye mi? Hiç aklınızı çalıştırmaz mısınız?” [*]* |
Şaban Piriş Meali |
İnananlarla karşılaştıkları zaman “inandık” derler, birbirleriyle yalnız kaldıklarında:- Rabbiniz'in yanında size karşı delil getirsinler diye mi, Allah'ın size açıkladığını onlara anlatıp duruyorsunuz? Bunu akıl etmiyor musunuz? derlerdi. |
Ümit Şimşek Meali |
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “Biz de inandık” derler. Baş başa kaldıklarında ise, birbirlerine, “Yoksa,” derler, “Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açtıklarını(42) onlara anlatıyorsunuz: Hiç akıl etmiyor musunuz?”* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık!" derler. Baş başa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah'ın size açtığını, Rabbiniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?" |
M. Pickthall (English) |
And when they fall in with those who believe, they say: We believe. But when they go apart one with another they say: Prate ye to them of that which Allah hath disclosed to you that they may contend with you before your Lord concerning it? Have ye then no sense? |
Yusuf Ali (English) |
Behold! when they meet(83) the men of Faith, they say: "We believe": But when they meet each other in private, they say: "Shall you tell them what Allah hath revealed to you, that they may engage you in argument about it before your Lord?"- Do ye not understand (their aim)?* |