Yâsîn Suresi 19. Ayet


Arapça

قَالُوا طَائِرُكُمْ مَعَكُمْ أَئِن ذُكِّرْتُم بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ مُّسْرِفُونَ


Türkçe Okunuşu

Kâlû tâirikum meakum, e in zukkirtum, bel entum kavmun musrifûn(musrifûne).


Kelimeler

kâlû dediler
tâiri-kum sizin uğursuzluğunuz
mea-kum sizinle beraber
e
in eğer
zukkirtum size hatırlatıldı
bel hayır, bilâkis
entum sizi
kavmun bir kavim, bir topluluk
musrifûne müsrifler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Elçiler) Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizinle beraberdir (huysuzluğunuz ve huzursuzluğunuz kendi küfrünüz ve kötülükleriniz sebebiyledir) . Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradığınızı zannetmektesiniz) ? Hayır, siz ölçüyü taşıran (israfa ve isyana kayan) bir kavimsiniz."
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlar da, uğursuzluğunuz demişlerdi, kendinizden; öğüt verilirse de mi yapacaksınız bunu? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.
Abdullah Parlıyan Meali Buna karşı peygamberler şöyle cevap verdiler: “Bir uğursuzluk, bir huzursuzluk, bir yanlışlık varsa, bu sizdendir. Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız? Hayır, siz kendilerine yazık eden bir toplumsunuz.”
Ahmet Tekin Meali Peygamberler: “- Sizin uğurlu ve uğursuz saydıklarınız, hayırdan ve şerden payınz, rızkınız, nerede olursanız olun kendi iradî tercihlerinizden kaynaklanmaktadır. Size tebliğ yapıldı, öğüt verildi diye mi, uğursuzluğa, kıtlığa uğradınız? Doğrusu siz, meşruiyet sınırlarını aşan, ağır-adaletsiz hükümler içeren kurallar koyup uygulayan, cahilce davranan bir toplumsunuz.” dediler.
Ahmet Varol Meali (Elçiler) dediler ki: "Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz çok ileri giden bir topluluksunuz".
Ali Bulaç Meali Dediler ki: 'Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Elçiler) dediler ki: “- Uğursuzluğunuz yanınızdadır. Nasihat edilirseniz mi (bunu uğursuzluğa yoruyorsunuz ve bizi tehdit ediyorsunuz)? Doğrusu siz, haddi aşmış bir kavimsiniz.”
Bahaeddin Sağlam Meali “Uğursuzluk sizin içinizdedir. (Hak ve hakikat) mesajının size gelmesinden uğursuzluk mu gelir? (Fakat siz gerçekleri gören bir toplum değil) belki israf içinde yuvarlanıyorsunuz.”
Bayraktar Bayraklı Meali Peygamberler dediler ki: “Uğursuzluk şüphesiz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa ve aşırılığa sapmış bir topluluksunuz.”
Cemal Külünkoğlu Meali Elçiler de: “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz!” dediler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Elçiler: "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi? Hayır; siz, aşırı giden bir milletsiniz" demişlerdi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler.
Diyanet Vakfı Meali Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
Edip Yüksel Meali Dediler ki, "Uğursuzluğunuz sizden kaynaklanmaktadır. Size uyarıda bulunulduğu için mi? Siz gerçekten sınırı aşan bir topluluksunuz."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz."
Elmalılı Meali (Orjinal) Dediler: sizin şum kuşunuz beraberinizde, ya... nasıhat edilirseniz öyle mi? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavmsınız
Hasan Basri Çantay Meali (Onlar da): «Sizin uğursuzluğunuz, dediler, kendi berâberinizdedir. Size nasıyhat edilirse mi? Hayır, siz haddi aşıb taşanlar güruhusunuz».
Hayrat Neşriyat Meali (Elçiler:) “Uğursuzluğunuz sizinle berâberdir. Size nasîhat verildiği için mi(uğursuzluk sayıyorsunuz)? Hayır! Siz haddi aşan bir kimseler topluluğusunuz” dediler.
İlyas Yorulmaz Meali Elçiler “Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraber (kendi tutumunuzdan). Gerçekler size hatırlatıldı diye mi? (taşlayacaksınız) Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.
Kadri Çelik Meali Dediler ki: “Uğursuzluğunuz, sizinle birliktedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz.”
Mahmut Kısa Meali Buna karşı elçilerimiz, “Sizin uğursuzluğunuz, sizinle beraberdir! Başınıza gelen kötülükler, bizzat sizden kaynaklanıyor!” diye cevap verdiler, “Size güzelce öğüt verildi diye mi siyasi, ekonomik, toplumsal, ekolojik… buhranlara, felaketlere uğradınız? Hayır; gerçekte siz, ilâhî buyrukları reddeden, hak hukuk tanımayan ve her türlü ahlâkî sınırı aşan azgın bir toplum olduğunuz için bunca felaketlere uğruyorsunuz!”
Mehmet Türk Meali (O elçiler de): “Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. (Siz) uyarıldığınızdan dolayı mı (uğursuzluğa uğradığınızı zannediyorsunuz?) Hayır, bilakis siz, ölçüyü kaçıran bir toplum olduğunuzdan dolayı (uğursuzluğa uğradınız.)” dediler.
Muhammed Esed Meali [Elçiler] şöyle cevap verdiler: “Kaderiniz, iyi de kötü de olsa, sizinle birlikte [olacak]tır! 13 [Hakikati] can kulağıyla dinlemeniz isteniyorsa [bu sizce kötü bir şey mi?] Hayır, fakat siz kendinize yazık etmiş bir toplumsunuz!” 14
Mustafa İslamoğlu Meali (Elçiler) dediler ki: “Uğurunuz/uğursuzluğunuz size bağlı. Ne yani, size öğüt verildi diye mi (böyle oldu)? Hayır, asıl haddi aşmış[3938] bir toplum olduğunuz için.”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali (Elçiler de) Dediler ki: «Sizin şeametiniz sizinle beraberdir. Siz öğüt verildiğiniz halde de mi öyle şeamette bulunuyorsunuz? Hayır. Siz müsrifler olan bir kavimsiniz.»
Suat Yıldırım Meali Resuller cevap verdiler: “Uğursuzluğunuz sizinle beraber, çünkü siz imânsızsınız, irşâd edildiniz diye mi böyle söylüyorsunuz? Haddi aşan toplumun tekisiniz siz! ”
Süleyman Ateş Meali (Elçiler) Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır siz aşırı giden bir kavimsiniz."
Süleymaniye Vakfı Meali Elçiler dediler ki, “sizi parçalayan sizde olandır. Doğrular hatırlatıldı diye paramparça oldunuz öyle mi[*]? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz.”*
Şaban Piriş Meali -Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Sizi uyardık diye mi? Hayır, siz aşırı giden bir toplumsunuz, dediler.
Ümit Şimşek Meali Elçiler dediler ki: “Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Yoksa size öğüt verilmesini mi uğursuzluk sayıyorsunuz? Aslında siz haddini aşmış bir toplumsunuz.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."
M. Pickthall (English) They said: Your evil augury be with you! Is it because ye are reminded (of the truth)? Nay, but ye are froward folk?
Yusuf Ali (English) They said: "Your evil omens are with yourselves:(3964) (deem ye this an evil omen). If ye are admonished? Nay, but ye are a people transgressing all bounds!"(3965)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları