Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Şurası muhakkak ki (inkârcıların ve münafıkların), onların çoğu üzerine o (İlahi) söz (dünyada gazap, ahirette azap) Hakk olmuştur; (çünkü) artık inanmıyorlar (ve inanmayacaklardır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Andolsun ki onların çoğu hakkında şu söz gerçekleşmiştir: Onlardır inanmayanlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bu, Allah peygamber tanımazların pek çoğuna karşı Allah'ın gazap sözü mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü onlar iman etmezler. |
Ahmet Tekin Meali |
Andolsun ki, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur'ân'a itibar etmedikleri için Allah'ın hükmü, ceza kararı, o gaflet içinde olanların çoğunun üzerinde, doğruluğu tartışılmayan haklı, gerekçeli, âdil bir hükümdür. Onlar iman etmeyecekler. |
Ahmet Varol Meali |
Andolsun ki onların çoğu üzerinde söz hak olmuştur. Onlar artık iman etmezler. |
Ali Bulaç Meali |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Doğrusu çoğunun üzerine azap gerçekleşmiştir. (Çünkü imanı istemiyecekleri, Allah tarafından biliniyor) artık onlar iman etmezler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Andolsun! Onların çoğunun kader mürekkebi kurumuştur. Onlar asla iman etmezler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun ki, onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Andolsun ki, onların çoğu üzerine (inkâr ve isyanlarından dolayı) o söz (azap emri) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
And olsun ki, hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir, bunun için artık inanmazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. |
Diyanet Vakfı Meali |
Andolsun ki onların çoğu cezayı hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. |
Edip Yüksel Meali |
Çoklarının inanmıyacağına dair söz gerçekleşmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Celâlim hakkı için daha çoklarına karşı söz hakkolmuştur da onlar iymana gelmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun ki bunların çoğunun üzerine o söz hak olmuşdur. Artık bunlar îman etmezler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Celâlim hakkı için, onların çoğunun üzerine (azab husûsundaki) söz hak olmuştur; artık onlar (küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân etmezler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Elbette ki onların pek çoğunun üzerine (Rabbinin vaat ettiği hesap günü) gerçekleşecek. Zaten onlar buna inanacak değiller. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur; artık onlar inanmazlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Gerçek şu ki, zalimlere vaad edilen ilâhî azap, onların çoğu için artık kaçınılmaz olmuştur; çünkü onlar, hakikati pekâlâ bildikleri hâlde, imana gelmezler. Şöyle ki: |
Mehmet Türk Meali |
Yemin olsun onların çoğu hakkındaki “artık onlar inanmayacaklar”1 sözü doğru çıkmıştır.2* |
Muhammed Esed Meali |
Onların çoğuna karşı [Allah'ın gazap] sözü mutlaka gerçekleşecektir: 5 çünkü onlar iman etmezler. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Doğrusu, onlardan birçoğu hakkındaki söz tahakkuk etmiştir: artık iman etmezler.[3930]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Andolsun ki, onların birçokları üzerine o söz (o azap emri) hak olmuştur. Artık onlar imân etmezler. |
Suat Yıldırım Meali |
Onların çoğunun hakkında ilahî hüküm hak olarak kesinleşti. Artık imân etmezler onlar. . . |
Süleyman Ateş Meali |
Andolsun onların çoğuna o söz (cinlerden ve insanlardan bir kısmını cehenneme dolduracağım, sözü) hak oldu; artık onlar inanmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlardan çoğu, bunun gerçek anlamda Allah’ın sözü olduğunu anladıkları halde inanmıyorlar[*].* |
Şaban Piriş Meali |
Çoğu için buyruk gerçekleşmiştir, onlar iman etmezler. |
Ümit Şimşek Meali |
Onların çoğu için Allah'ın sözü bir hak olmuştur; artık iman etmezler.(2)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler. |
M. Pickthall (English) |
Already hath the word proved true of most of them, for they believe not. |
Yusuf Ali (English) |
The Word is proved true(3947) against the greater part of them: for they do not believe.* |