Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Eğer dilersek onları (derin sularda) batırır-boğarız da; bu durumda ne onların imdat çığlıklarına yetişen olabilirdi, ne de kurtulabilirlerdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Eğer dilersek, onları suda boğarız da, kimse de yardımlarına gelemez. İşte o zaman onlar için bir kurtuluş da yoktur. |
Ahmet Tekin Meali |
Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olursa onları denizde boğarız. O zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne onlar kurtulur, ne de kurtarılır. |
Ahmet Varol Meali |
Dilesek onları (suda) boğarız. Bu durumda ne onların imdatlarına yetişen olur, ne de kurtarılırlar. |
Ali Bulaç Meali |
Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne kurtulabilirler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İstesek onları batırırız (suyun kaldırma kuvvetini kaldırırız veya başka bir sebeple;) o zaman ne yardıma çağrılacak kimse bulurlar ne de kurtarılırlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Dilersek onları suda boğarız. Hiçbir kimse de onlara yardım edemez ve kurtarılamazlar da. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
43,44. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha yaşasınlar diye (hayatta kalırlar). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. |
Edip Yüksel Meali |
Dileseydik onları boğardık; ne bir çığlıklarına yetişen olurdu, ne de kurtulabilirlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Dilersek onları gark da ederiz o vakıt ne onlara feryadcı vardır, ne de onlar kurtarılırlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hâlbuki dilersek onları suda boğarız; o zaman ne kendilerine imdâd eden olur, ne de onlar kurtarılırlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Eğer biz dileseydik onları suda boğardık, sonra yardım çığlıklarına cevap veren olmazdı ve onlar kurtarılamazdı da. |
Kadri Çelik Meali |
Eğer dilersek onları batırır da boğarız. Bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de onlar kurtulabilirler. |
Mahmut Kısa Meali |
Eğer dilesek, onları sulara batırıp boğabiliriz de işte o zaman ne imdatlarına koşan olur, ne de azâbımızdan kurtulabilirlerdi! |
Mehmet Türk Meali |
Eğer dilersek onları batırıveririz de onların imdadına kimse yetişemez ve kimse de onları (yok olmaktan) kurtaramaz. 1* |
Muhammed Esed Meali |
dilersek onları suda boğabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez: işte [o zaman] onlar için bir kurtuluş yoktur, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İstersek onları suda boğabiliriz; bu takdirde imdatlarına kimse yetişemez ve onlar kurtarılamazlar da;[3957]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler. |
Suat Yıldırım Meali |
Şayet dileseydik onları boğardıkNe feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı. |
Süleyman Ateş Meali |
Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden) olur, ne de kurtarılırlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Batma şartlarının oluştuğunu görsek[*] onları batırırız. Ne yardımlarına koşan olur, ne de kurtarılırlar.* |
Şaban Piriş Meali |
Eğer istersek onları suda boğarız. Onlara bir yardımcı da bulunmaz, kendi kendilerine de kurtulamazlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Dilesek onları boğarız da ne yardımlarına koşan olur, ne bir kurtuluş yolu bulunur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar. |
M. Pickthall (English) |
And if We will, We drown them, and there is no help for them, neither can they be saved; |
Yusuf Ali (English) |
If it were Our Will,(3990) We could drown them: then would there be no helper (to hear their cry), nor could they be delivered,* |