Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Hakka diretmeleri ve hayra hıyanetleri sebebiyle onların) Önlerinden (manevi) bir perde ve arkalarından (manevi) bir perde çektik de, (böylece) onları(n görüş alanını) kapattık (ve gönül ekranlarını kararttık) ; artık bunlar (imani ve Kur'ani gerçekleri) göremez (ve kavrayamaz durumdalardır.) * |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve önlerine bir set çektik, arkalarına bir set ve gözlerini bağladık da bu yüzden onlar, görmezler. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Hem önlerine, hem arkalarına birer set çekmişiz ve böylece kendilerini sarıp kuşatmışız da, artık baksalar da göremezler. |
Ahmet Tekin Meali |
Önlerinden, sağlarından, sollarından ve arkalarından setler çektik. Onları sardık. Artık, baksalar da göremezler. |
Ahmet Varol Meali |
Onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çektik. Böylece onları örtüverdik. Artık görmezler. |
Ali Bulaç Meali |
Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Biz onların önlerine (ahiret işlerine) bir engel, arkalarına (dünya işlerine) bir engel çekip kendilerini sarmışız da artık onlar (hakkı) göndermezler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Önlerine bir sed, arkalarına da bir sed yapmışız (onları kuşatmışız.) Gözlerine perde çekmişiz, artık onlar asla göremezler.* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları çepeçevre kuşattık. Artık göremezler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz, onların hem önlerine bir set, hem de arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık onlar görmezler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Önlerine ve arkalarına sed çekmişizdir. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. |
Diyanet Vakfı Meali |
Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler. * |
Edip Yüksel Meali |
Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık göremezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık görmezler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(İsyanlarındaki ısrarları yüzünden) önlerinden bir sed, arkalarından da bir sed çektik de onları(n gözlerini) perdeledik; artık onlar görmezler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Önlerine ve arkalarına bir engel koyduk ve onları çepe çevre kuşattık. Artık göremezler. |
Kadri Çelik Meali |
Biz onların önlerine bir sed, arkalarına da bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler. |
Mahmut Kısa Meali |
Onların önlerine ve arkalarına, kendi ürünleri olan önyargı, haset, bencillik gibi engeller koyduk ve mal hırsı, dünya tutkusu ile onları çepeçevre kuşattık; işte bu yüzden, bağnazlıktan, taassuptan kurtulup da gerçeği göremezler. Geçmiş olaylardan ders alıp da günahlardan vazgeçmez, gelecekte kendilerini bekleyen tehlikelerden sakınmazlar. Dolayısıyla; |
Mehmet Türk Meali |
Biz onların önlerinden ve arkalarından birer set çekerek (basiretlerini) örtüverdik de onlar (bu yüzden Hakkı) görmezler. |
Muhammed Esed Meali |
önlerine ve arkalarına setler çektik 8 ve göremesinler diye üzerlerine perdeler geçirdik: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Yine (adeta) önlerinden ve arkalarından birer set çekmiş ve gözlerini perdelemişizdir de, artık görememektedirler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve Biz onların önlerinde bir sed ve arkalarında bir sed vücuda getirdik, öylece onları sarıverdik. Artık onlar göremezler. |
Suat Yıldırım Meali |
Hem önlerinden hem arkalarından bir set yaparak, öylesine çepeçevre sardık ki, artık hiç göremezler onlar. . . |
Süleyman Ateş Meali |
Önlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çektik de onları kapattık; artık görmezler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sanki önlerine bir engel, arkalarına da bir engel koyup onları kuşatmışız da göremiyorlar[*].* |
Şaban Piriş Meali |
Önlerine bir set, arkalarına da bir set çekerek onları bürüdük de artık göremezler. |
Ümit Şimşek Meali |
Önlerine bir sed, arkalarına bir sed çekip onları öyle bir kuşattık ki, birşey görecek halleri yoktur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler. |
M. Pickthall (English) |
And We have set a bar before them and a bar behind them, and (thus) have covered them so that they see not. |
Yusuf Ali (English) |
And We have put a bar in front of them(3949) and a bar behind them, and further, We have covered them up; so that they cannot see.* |