Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Andolsun ki, bundan önce Adem’e ahit (tavsiye ve talimat) vermiştik. Fakat o (bunların bir kısmını) unuttu. Biz onda (tam ve sağlam) bir azim (sebat ve kararlılık) bulmadık. (Çünkü uyarılarımızı unutup arzularına yönelmişti.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Andolsun ki daha önce Âdem'le de ahitleşmiştik de unutmuştu ve onu, bilerek, isteyerek günah işleyen bir adam olarak da bulmamıştık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Andolsun biz daha önce de, Adem'e buyruğumuzu ulaştırmıştık. Fakat O bunu unuttu. O'nu bilerek isteyerek günah işleyen biri olarak veya yasakladığımız şeye karşı sabır ve dirençli bulamadık. Yani yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli olamadı. |
Ahmet Tekin Meali |
Andolsun, daha önce de, Âdem'e yerine getirmesi gereken emirler ve tavsiyeler vahyetmiştik. O bunları unuttu. Biz onda bir azim, kararlı bir davranış, bir gayret bulamadık. |
Ahmet Varol Meali |
Andolsun biz daha önce Adem'e ahid vermiştik ancak o unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık. [7]* |
Ali Bulaç Meali |
Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Doğrusu bundan önce Adem'e (bu ağaçtan yeme diye) emr ettik de unuttu. Biz onda, bir sabır ve sebat bulmadık. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Şüphesiz Biz, daha önce Âdem’e de tavsiye de bulunduk. Fakat Âdem unuttu. Biz onda bir kararlılık görmedik. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun ki, daha önce Âdem'e emretmiştik, fakat unuttu; onu gayretli de bulamadık.[320]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz vaktiyle Âdem'e (o yasak ağacın meyvesinden) yememesini tembih ettik. Fakat (o bu tembihimizi) unuttu. (Biz) onda güçlü irade bulamadık (bir isyan kastı ve emrimizde sebat da bulmadık). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
And olsun ki daha önce Âdem'e ahd vermiştik, fakat unuttu, onu azimli bulmadık. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Diyanet Vakfı Meali |
Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık. * |
Edip Yüksel Meali |
Geçmişte Adem'den söz almıştık; ancak unuttu. Biz onda bir azim ve kararlılık görmedik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Filhakıka bundan evvel Âdeme ahid verdik de unuttu ve biz onda bir azim bulmadık |
Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun biz bundan evvel Âdeme de vahy (ve emr) etmişizdir. Fakat unutdu o. Biz onda bir azim bulmadık. |
Hayrat Neşriyat Meali |
And olsun ki, daha önce Âdem'e (yasaklandığı o ağaçtan yememesi için) emir vermiştik; fakat (o bunu) unuttu. (Biz) onda bir azim (bir isyan kasdı ve emrimizde sebat)da bulmadık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Ademe (insana) daha önceden bir takım vaatlerde bulunmuştuk ve adem bunları unuttu. Biz ademi (insanı) yeterince azimli bulmadık. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz biz bundan önce Âdem'e ahit (emir) vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Mahmut Kısa Meali |
Gerçekten Biz, vaktiyle Âdem’den de söz almıştık fakat o, insani bir özellik olarak, verdiği sözü çabucak unutuverdi; doğrusuonda, emrimize bağlılık konusunda, yeterli bir gayret ve kararlılık göremedik. Şöyle ki: |
Mehmet Türk Meali |
Yemin olsun Biz, (ağaçtan yemeden) önce Âdem’den söz almıştık.1 Fakat o, (bunu) unuttu. Ve Biz, onda bir kararlılık bulamadık. * |
Muhammed Esed Meali |
VE GERÇEK ŞU Kİ, biz Âdem'e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; 102 ne var ki o bunu unuttu; o'nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli bulmadık. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
VE doğrusu Biz Âdem’e, her şeyden önce, talimatımıza (uygun bir fıtrat) nakşetmiştik;[2641] fakat o buna yabancılaştı;[2642] dolayısıyla Biz onu bu hususta kararlılık sahibi bulmadık.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Kasem olsun ki, bundan evvel Âdem'e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve O'nun için bir azm bulmadık. |
Suat Yıldırım Meali |
Doğrusu Biz daha önce Âdem'e de vahiy ve emir vermiştik, ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık. * |
Süleyman Ateş Meali |
Andolsun biz, önceden Adem'e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebat) bulmadık. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Vaktiyle Âdem’e bir görev yükledik ama unuttu[*]. Onda bir kararlılık bulamadık.* |
Şaban Piriş Meali |
Daha önceleri biz, Adem'e öğüt vermiştik, Fakat onu unuttu. Onu azimli bulmadık. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz daha önce Âdem'e de buyruğumuzu iletmiştik. Fakat o bunu unutuverdi. Doğrusu Biz onda bir azim bulmadık.(13)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun, biz daha önce Âdem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık. |
M. Pickthall (English) |
And verily We made a covenant of old with Adam, but he forgot, and We found no constancy in him. |
Yusuf Ali (English) |
We had already, beforehand,(2640) taken the covenant of Adam, but he forgot: and We found on his part no firm resolve.* |