Tâhâ Suresi 58. Ayet


Arapça

فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِّثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَّا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنتَ مَكَانًا سُوًى


Türkçe Okunuşu

Fe le ne’tiyenneke bi sıhrin mislihî fec’al beynenâ ve beyneke mev’ıden lâ nuhlifuhu nahnu ve lâ ente mekânen suvâ(suven).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
le ne'tiyenne-ke bi mutlaka sana getireceğiz
sıhrin bir sihir
misli-hî onun gibi
fec'al (fe ic'al) böylece kıl
beyne-nâ ve beyne-ke bizimle senin aranda (seninle bizim aramızda)
mev'ıden vaadedilen
lâ nuhlifu-hu onda ihtilâf etmeyelim
nahnu biz
ve lâ ente ve sen yapma
mekânen konum, yer
suven şartların eşit olduğu bir yer, uygun bir yer

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Madem öyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tespit et, bizim de, senin de (muhalefet edip) karşı çıkmayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali O halde biz de onun gibi bir büyü yaparak karşı geleceğiz sana, aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et de sen ve biz, vaadimizden caymayalım, buluşalım orada, hem de ikimize de müsavi mesafede, münasip bir yer olsun orası.
Abdullah Parlıyan Meali Madem öyle, biz de sana senin büyün gibi bir büyü getireceğiz. Aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et de, sen ve biz vaadimizden caymayalım, düz ve geniş bir yerde karşılaşalım.”
Ahmet Tekin Meali “O halde, biz de senin sihrin gibi bir sihirle senin karşına çıkacağız. Şimdi, bizimle senin aranda, bir vakit ve bir buluşma yeri tesbit et. Senin de bizim de itiraz etmeyeceğimiz uygun bir yer olsun.”
Ahmet Varol Meali Muhakkak, biz de sana karşı benzer bir büyü getireceğiz. Şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yer ve zamanı belirle. Senin de bizim de karşı olmayacağımız uygun bir yer olsun.
Ali Bulaç Meali 'Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun' dedi.
Ali Fikri Yavuz Meali O halde biz de senin sihrin gibi, sana bir sihir yapacağız. Şimdi sen, kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne bizim caymıyacağımız uygun bir yer olsun.
Bahaeddin Sağlam Meali “Biz senin sihrinin aynısını sana getireceğiz. Orta bir yerde ne senin ne bizim gelmemezlik etmeyeceğimiz bir randevu ver bize!” dedi.
Bayraktar Bayraklı Meali “Biz de kesinlikle sana benzeri bir büyü getireceğiz. Bizim de sizin de anlaşacağımız uygun bir yerde buluşmamız için bir vakit belirle!” dediler.
Cemal Külünkoğlu Meali 57,58. (Firavun Musa'ya şöyle) dedi: “Ey Musa! Sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin? O halde biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) 56,57,58. And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.”
Diyanet Vakfı Meali Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla.
Edip Yüksel Meali "Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle. "
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana geleceğiz (karşına çıkacağız); şimdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir buluşma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."
Elmalılı Meali (Orjinal) O halde bilmiş ol ki biz de onun gibi bir sihir sana yapacağız, şimdi sen, seninle aramızda bir mîad ta'yin et ki ne senin ne bizim hulf etmiyeceğimiz denk bir mahall olsun
Hasan Basri Çantay Meali «Şimdi biz de sana onun (senin sihrin) gibi bir sihir yapacağız, şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti ta'yîn et ki ne senin, ne bizim caymayacağımız düz (geniş) bir yer olsun» dedi.
Hayrat Neşriyat Meali “Öyle ise, (biz de) mutlaka sana onun benzeri bir sihir getireceğiz; şimdi (sen,)bizimle kendi aranda bir buluşma zamânı (ve yeri) ta'yîn et ki, ne bizim, ne de senin ona muhâlefet etmeyeceğimiz, (herkesin gelebileceği) uygun bir yer olsun!”
İlyas Yorulmaz Meali Bundan sonra bizim için, senin yaptığın sihirlerin benzerini sana getirmek şart oldu. Şimdi seninle bizim aramızda sihir yarışması için bir zaman ve uygun bir yer belirle, ne biz ve nede sen, belirlenmiş zaman ve yer hususunda ihtilafa düşmeyelim.
Kadri Çelik Meali “Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz (mesafesi ikimize de) denk bir yerde buluşma zamanı tayin et.”
Mahmut Kısa Meali “Madem öyle, o zaman biz de sana aynı şekilde bir büyüyle karşılık vereceğiz; o hâlde, aramızda bir buluşma vakti belirle; ikimizin de caymayacağı uygun bir yerde buluşup halkın önünde kozlarımızı paylaşalım.
Mehmet Türk Meali “Madem öyle biz de sana, buna benzer bir büyü1 getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda senin de bizim de itiraz edemeyeceğimiz uygun bir zaman ve yer2 belirle.” dedi.*
Muhammed Esed Meali Madem öyle, biz de sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!”
Mustafa İslamoğlu Meali Fakat şunu da bil ki biz de sana, benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Haydi, şimdi bizimle senin aranda kamuya açık bir mekânda,[2586] iki tarafın da cayamayacağı bir buluşma zamanı tayin et!”[2587]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «O halde biz de sana onun misli bir sihir elbette getireceğiz. Artık bizim aramızla senin aranda bir buluşacak vakit tayin et ki, o bizim de senin de caymayacağımız düz bir yer olsun.»
Suat Yıldırım Meali 57, 58. “Sen, ” dedi, “sihirdeki maharetinle bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Mûsâ! ”“O halde bilmiş ol ki biz de seninki gibi bir sihirle karşı koyacağız. ” “Şimdi sen, bizim de senin de caymayacağımız uygun bir buluşma vakti tayin et, düz, geniş bir alanda karşılaşalım! ”
Süleyman Ateş Meali Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun.
Süleymaniye Vakfı Meali Biz de senin büyün gibi bir büyüyle geleceğiz. Bizimle karşılaşman için aramızda bir gün belirle; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yerde olsun."
Şaban Piriş Meali Biz de sana, seninkine benzer bir sihir göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir buluşma vakti ve yeri belirle de bizim de senin de caymayacağımız bir yer olsun.
Ümit Şimşek Meali “Biz de senin büyünün benzerini getireceğiz. Aramızda bir buluşma zamanı belirle. Senin de, bizim de caymayacağımız uygun bir yer olsun.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Seninki gibi bir büyü, biz de mutlaka sana getireceğiz. Seninle bizim aramızda öyle bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne biz cayalım ne de sen. Herkese uygun bir yer olsun."
M. Pickthall (English) But we surely can produce magic the like thereof; so appoint a tryst between us and you, which neither we nor thou shall fail to keep, at a place convenient (to us both).
Yusuf Ali (English) "But we can surely produce magic to match thine! So make a tryst between us and thee, which we shall not fail to keep - neither we nor thou - in a place where both shall have even chances."(2582)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları