Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz Bu Kur’an'ı Sana meşakkat (güçlük) çekesin (ağır külfet ve zahmete düşesin) diye indirmedik; |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Kur'an'ı zahmet çekmen için indirmedik. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ey Muhammed! Biz sana bu Kur'ân'ı, üzülüp sıkıntı çekmen için indirmedik. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz Kur'ân'ı sana, sorumluluklarını tevdi etmek üzere indirirken, lüzumundan fazla ibadetle kendini yorarak sıkıntıya düşesin, kavmin küfürde ısrar ettiği, senin peygamberliğine iman etmediği için, tebliğde bulunduğun muhataplarının ters ve düşmanca davranışları dolayısıyla üzülesin, bedbaht olasın istemedik. |
Ahmet Varol Meali |
Biz sana Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik.* |
Ali Bulaç Meali |
Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik, |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Rasûlüm), Kur'an'ı sana eziyet çekesin diye indirmedik; |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz Kur’anı, bedbaht olman için indirmedik. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
2,3. Biz, Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye değil, Allah'a saygılı olana bir öğüt olsun diye indirdik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
2,3. Biz sana bu Kur'an'ı sıkıntıya düşesin diye indirmedik. Yalnızca, (Allah'tan) sakınanlara bir öğüt, bir uyarı olsun diye (indirdik).* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
2,3,4. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
2,3. (Ey Muhammed!) Biz, Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik.[353]* |
Diyanet Vakfı Meali |
2, 3. Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. |
Edip Yüksel Meali |
Biz bu Kuran'ı sıkıntı çekesin diye göndermedik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ey Muhammed! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik |
Hasan Basri Çantay Meali |
2,3,4. Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ey Resûlüm!) Sana Kur'ân'ı, sıkıntı çekesin diye indirmedik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Kur'an'ı sana, baş kaldırıp azgınlardan olman için indirmedik. |
Kadri Çelik Meali |
Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz sana bu Kur’an’ı, sıkıntıya düşüp mutsuz olasın diye göndermedik. |
Mehmet Türk Meali |
(Ey Muhammed!) Biz, bu Kur’an’ı sana, güçlük çekesin1 diye indirmedik.* |
Muhammed Esed Meali |
Bu Kur’an'ı sana, seni bedbaht etmek 2 için indirmedik, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Biz bu İlâhî hitabı sana zorluk çekip mutsuz olasın diye indirmedik;[2545]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Bu Kur'an'ı sana meşakkate düşesin diye indirmedik. |
Suat Yıldırım Meali |
1, 2. Tâ Hâ. Kur'ân'ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik. * |
Süleyman Ateş Meali |
Biz bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sana bu Kur’an’ı, mutsuz olasın diye indirmedik. |
Şaban Piriş Meali |
1,2. Tâ Hâ, Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz Kur'ân'ı sana güçlük çekmen için indirmedik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik; |
M. Pickthall (English) |
We have not revealed unto thee (Muhammad) this Qur’an that thou shouldst be distressed, |
Yusuf Ali (English) |
We have not sent down the Qur´an to thee to be (an occasion) for thy distress,(2535)* |