Tâhâ Suresi 118. Ayet


Arapça

إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَى


Türkçe Okunuşu

İnne leke ellâ tecûa fîhâ ve lâ ta’râ.


Kelimeler

inne muhakkak
leke seni
ellâ ... olmama, ... olamama
tecûa (cûa) senin acıkman (acıktı)
fî-hâ orada
ve lâ ta'râ (arida) ve sen çıplak kalmazsın (çıplak oldu)

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Şüphesiz ki, senin acıkmaman (nimetlerimle doyman) da, ve çıplak kalmaman (giyinip barınman) da orada (cennette kalmana bağlı) dır."
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Çünkü aç kalmaman da ancak oradadır, çıplak kalmaman da.
Abdullah Parlıyan Meali Çünkü sen o cennette ne aç kalırsın, ne de çıplak.
Ahmet Tekin Meali “Senin acıkmaman ve çıplak kal-maman ancak Cennet'te mümkündür.”
Ahmet Varol Meali Şüphesiz sen orada acıkmayacak ve çıplak kalmayacaksın.
Ali Bulaç Meali Şüphesiz, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır.'
Ali Fikri Yavuz Meali Çünkü senin acıkman ve çıplak kalmaman (ancak) Cennettedir.
Bahaeddin Sağlam Meali Orada (Cennette) senin için ne açlık ne çıplaklık vardır.
Bayraktar Bayraklı Meali 117,118,119. “Ey Âdem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa mutsuz olursun. Zira cennette ne acıkırsın ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın” dedik.
Cemal Külünkoğlu Meali 117,118,119. Biz de Âdem'e şöyle demiştik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra (dünya hayatına dönerek) mutsuz olursun. Çünkü burada (cennette) senin için aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. Ve sen burada susamazsın, güneşin harareti de dokunmaz sana.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 117,118,119. "Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın" dedik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.”
Diyanet Vakfı Meali Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Edip Yüksel Meali "Burda ne acıkırsın, ne de açıkta kalırsın."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) cennettedir. "
Elmalılı Meali (Orjinal) Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman oradadır
Hasan Basri Çantay Meali «Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman hep oradadır».
Hayrat Neşriyat Meali “Doğrusu senin burada ne acıkman, ne de çıplak kalman vardır.”
İlyas Yorulmaz Meali “Kaldığın bu cennette senin için susuz kalmak ve çıplak kalmak gibi bir eksiğin yok.”
Kadri Çelik Meali “Şüphesiz ki senin için onda acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.”
Mahmut Kısa Meali “Çünkü burada açlık çekmeyecek, çıplak kalmayacaksın.”
Mehmet Türk Meali (Ve devamla): Sen (cennette) acıkmayacaksın ve çıplak1 da kalmayacaksın.”*
Muhammed Esed Meali (O hasbahçe ki,) orada acıkmaman ve kendini çıplak hissetmemen sağlanmıştır; 105
Mustafa İslamoğlu Meali Zira aklından çıkarma ki burada aç değilsin, açık değilsin;
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.»
Suat Yıldırım Meali 118, 119. “Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Süleyman Ateş Meali Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın.
Süleymaniye Vakfı Meali Burada ne açlık çekersin ne de çıplak kalırsın.
Şaban Piriş Meali Oysa cennette ne acıkırsın ne de açık kalırsın.
Ümit Şimşek Meali “Orada senin için ne açlık vardır, ne çıplaklık.
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman."
M. Pickthall (English) It is (vouchsafed) unto thee that thou hungerest not therein nor art naked,
Yusuf Ali (English) "There is therein (enough provision) for thee not to go hungry(2642) nor to go naked,*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları