Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Bunun üzerine: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursunuz" diye uyarıvermiştik. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Demiştik ki: Ey Âdem, şüphe yok ki bu, sana ve eşine düşmandır, sakın sizi cennetten çıkarmasın sonra zahmetlere uğrarsınız. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bunun üzerine Adem'e demiştik ki: “Ey Adem! Şüphe yok ki, bu sana ve eşine düşmandır, sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra ekip biçmek, kazanmak, harcamak gibi işleri yapmak zorunda kalarak zahmete uğrarsınız. |
Ahmet Tekin Meali |
“Ey Âdem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi Cennet'ten çıkarmasın. Sonra bedbaht olur, sıkıntı çeker, perişan olursun.” dedik. |
Ahmet Varol Meali |
Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem! Şüphesiz bu, sana da, eşine de düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın. Sonra zorluk çekersin." |
Ali Bulaç Meali |
Bunun üzerine dedik ki: 'Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Biz de Adem'e şöyle demiştik: “Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi Cennetden çıkarmasın; sonra zahmet çekersin. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz dedik ki: “Ey Âdem! Bu, sana ve eşine düşmandır. Sizi Cennetten çıkarmasın. Böyle bir durumda mutsuz olursunuz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
117,118,119. “Ey Âdem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa mutsuz olursun. Zira cennette ne acıkırsın ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın” dedik. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
117,118,119. Biz de Âdem'e şöyle demiştik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra (dünya hayatına dönerek) mutsuz olursun. Çünkü burada (cennette) senin için aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. Ve sen burada susamazsın, güneşin harareti de dokunmaz sana. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
117,118,119. "Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın" dedik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.” |
Diyanet Vakfı Meali |
Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin! |
Edip Yüksel Meali |
"Adem," dedik, "Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa perişan olursun." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Biz de (Âdem'e) şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun)." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bunun üzerine biz de ya Âdem dedik: haberin olsun bu sana ve zevcene düşmandır, sakın sizi Cennetten çıkarmasın ki sonra bedbaht olursun |
Hasan Basri Çantay Meali |
Biz de: «Ey Âdem, demişdik, hiç şübhesiz ki bu, senin de, zevcenin de düşmanıdır. Bundan dolayı sakın sizi cennetden çıkarmasın o. Sonra zahmete düşersin». |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hem demiştik: “Ey Âdem! Şübhesiz ki bu (şeytan), senin ve zevcenin düşmanıdır; o hâlde sakın sizi Cennetten çıkarmasın (buna sebeb olacak bir günahla sizi kandırmasın); yoksa çok sıkıntı çekersin!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bizde Ademe “Ey Adem! Şüphesiz ki bu İblis, sana ve eşine düşmandır. Dikkat edin sizin ikinizi de cennetten çıkarmasın. Yoksa başkaldıranlardan olursunuz.” |
Kadri Çelik Meali |
Bunun üzerine dedik ki: “Ey Âdem, bu gerçekten sana da eşine de düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra meşakkate düşersin.” |
Mahmut Kısa Meali |
Bunun üzerine, “Ey Âdem!” dedik, “İşte bu şeytan, senin ve eşinin düşmanıdır ve kıyâmete kadar da düşmanınız olacaktır. O hâlde, onun hilelerine karşı ikiniz de dikkatli olun ki, sizi isyankârlığa sürükleyip cennetten çıkarmasın, yoksa büyük bir sıkıntıya düşer, mutsuz olursun!” |
Mehmet Türk Meali |
(Bunun üzerine): “Ey Âdem! Bu (iblis) gerçekten sana da eşine de düşmandır. Sakın o sizi cennetten çıkarmasın, sonra sıkıntıya düşersin.” dedik. |
Muhammed Esed Meali |
ve bunun üzerine Âdem'e: “Ey Âdem!” dedik, “Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) hasbahçeden çıkarıp da seni bedbaht kılmasın. 104 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bunun üzerine Biz de “Ey Âdem!” demiştik, “İşte bu, sana ve eşine tarifsiz[2645] bir düşmanlık beslemektedir; dolayısıyla, onun sizi bu has bahçeden çıkarma girişimlerine karşı çok dikkatli olun; yoksa bedbaht olursun![2646]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Biz de demiştik ki: «Ey Âdem! Bu şüphesiz senin için ve refikan için bir düşmandır. Sizi cennetten çıkarmasın, sonra meşakkate düşmüş olursun.» |
Suat Yıldırım Meali |
Biz de dedik ki: “Âdem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan olur, helâke sürüklenirsin! ”* |
Süleyman Ateş Meali |
Dedik ki: "Ey Adem, bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın, sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulursun." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Dedik ki “Bak Âdem! Bu sana da eşine de düşmandır. Sakın sizi bu bahçeden çıkarmasın yoksa mutsuz olursun. |
Şaban Piriş Meali |
-Ey Adem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa sıkıntı çekersin, dedik. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz de “Ey Âdem,” buyurduk. “İşte bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın o sizi Cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun." |
M. Pickthall (English) |
Therefor We said: O Adam! This is an enemy unto thee and unto thy wife, so let him not drive you both out of the Garden so that thou come to toil. |
Yusuf Ali (English) |
Then We said: "O Adam! verily, this is an enemy to thee and thy wife: so let him not get you both out of the Garden, so that thou art landed in misery.(2641)* |