Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Firavun (iman eden sihirbazlara dönüp) : “Ben size izin vermeden (ve aramızda özel bir fitne projesi üretmeden) önce ona (Hz. Musa’ya) iman ettiniz öyle mi? Bu tavrınız, muhakkak halkı buradan sürüp-çıkarmak amacıyla (Musa ile birlikte) şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz" (diye homurdanmıştı). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Firavun, ben size izin vermeden önce ona inanıyor musunuz dedi, bu, şüphe yok ki halkını oradan çıkarmak için şehirde kurup düzdüğünüz bir düzen; yakında ne yapacağımı öğrenirsiniz. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Firavun sihirbazlara: “Ben size izin vermeden, O'na inandınız öyle mi?” dedi. “Bakın, bu yaptığınız, şehrin halkını oradan çekip götürmek için yaptığınız sinsice hazırlanmış bir tuzaktır. Ama yakında başınıza ne geleceğini bilirsiniz siz. |
Ahmet Tekin Meali |
Firavun:
“Ben size izin vermeden Allah'a, Mûsâ'nın peygamberliğine iman edersiniz ha! Bu bir hiledir. Bu şehrin ahalisini buradan çıkarmak için, şehirde sinsice hazırladığınız bir tuzaktır. Yakında başınıza gelecekleri göreceksiniz." dedi. |
Ahmet Varol Meali |
Firavun şöyle dedi: "Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Bu, halkını içinden çıkarmak amacıyla şehirde kurmuş olduğunuz bir tuzaktır. Yakında bileceksiniz. |
Ali Bulaç Meali |
Firavun: 'Ben size izin vermeden önce O'na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı burdan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Firavun, onlara şöyle dedi: “- Ben, size izin vermeden, siz ona iman ettiniz ha! Şüphesiz bu bir hiledir ki, siz onu, şehirde (Mısır'da) anlaşıp kurmuşsunuz; yerli halkı bu şehirden çıkarmak (ve kendiniz yerleşmek) istiyorsunuz. O halde (başınıza ne geleceğini) yakında bilirsiniz. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Firavun. “Ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz bu, ahalisini ondan çıkarmak için şehirde düzenlediğiniz bir hiledir. İlerde (ne yapacağımı) bileceksiniz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Firavun dedi ki: “Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Bu, şehirde tezgâhladığınız bir tuzaktır ki, bununla şehir halkını oradan çıkarmak peşindesiniz. Yakında anlayacaksınız.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Firavun: “Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
123,124. Firavun: "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir, fakat siz göreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım" dedi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Firavun, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır. Göreceksiniz!” |
Diyanet Vakfı Meali |
Firavun dedi ki: «Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz! |
Edip Yüksel Meali |
Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? Bu bir plandır. Şehirde bu planı kurdunuz ki halkını oradan çıkarasınız. Ama yakında bileceksiniz!," dedi, |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Fir'avn, siz, dedi: Ona ben izin vermeden iyman ettiniz ha, bu her halde bir hud'a siz bu hud'ayı şehirde kurmuşsunuz, yerli ehaliyi ondan çıkarmak istiyorsunuz, o halde yakında anlarsınız |
Hasan Basri Çantay Meali |
Fir'avn «Ben size izin vermeden, dedi, Ona îman mı etdiniz? Bu, hiç şübhesiz ki şehirde — onun halkını içinden çıkarmanız için — kurduğunuz bir hıylekârlıkdır. Yakında (başınıza ne geleceğini) bilirsiniz siz». |
Hayrat Neşriyat Meali |
Fir'avun: “(Ben) size izin vermeden önce mi ona îmân ettiniz?” dedi. “Şübhesiz ki bu, (buraya gelmeden önce aranızda kararlaştırarak) ahâlisini oradan çıkarmanız için şehirde kurduğunuz apaçık bir hîledir. Fakat ileride, bileceksiniz!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Firavun “Ben size izin vermeden önce, iman ettiniz. Bu, şehrin yerlilerini dışarı atmak için, şehirlerde gizlice planladığınız bir komplo. (Benim ne kadar güçlü olduğumu) Öğreneceksiniz. |
Kadri Çelik Meali |
Firavun dedi ki: “Ben size izin vermeden mi O'na iman ettiniz? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir; ama yakında (başınıza neler geleceğini) bileceksiniz!” |
Mahmut Kısa Meali |
Bu manzara karşısında çılgına dönen Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız, öyle mi?” diye haykırdı, “Demek siz, ta başından beri Mûsâ adına çalışan birer ajan idiniz! Nasıl da akıl edemedim? Aslında bütün buolup bitenler, bu ülkenin halkını buralardan sürüp çıkarmak ve böylece tahtımıza, tacımıza konmak için daha siz şehirde iken bana karşı hazırlamış olduğunuz sinsi bir tuzaktan ibaret! Fakat şimdi görürsünüz siz:” |
Mehmet Türk Meali |
(Firavun büyücülere): “Ben size izin vermeden siz, o (Mûsa’ya) inandınız ha?1 Kesinlikle bu, halkı buradan (Mûsa ile birlikte) çıkarmak amacıyla, şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse (size yapacağımı yakında) anlayacaksınız.” dedi.* |
Muhammed Esed Meali |
Firavun: “Ben size izin vermeden ona 91 inandınız, öyle mi?” dedi, “Bakın, bu sizin yaptığınız sinsice hazırlanmış bir tuzak; hem de bu [benim kendi] şehrimde, böylelikle ahalisini çekip götürmek için… Ama (bekleyin) yakında göreceksiniz: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Firavun: “Demek siz ben izin vermeden ona inandınız ha?” dedi; “İyi dinleyin: Bu sizin kurduğunuz haince bir tuzaktır! (Üstelik bana ait) şehirde… Hem de şehrin ahalisini oradan çıkarmak için… Fakat yakında gününüzü göreceksiniz! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Fir'avun dedi ki: «Ben size izin vermeden evvel O'na imân etmişsiniz. Şüphe yok bu bir hud'adır. Siz bu hud'ayı şehirde yaptınız ki, ahalisini ondan çıkarıveresiniz. Artık yakında bileceksiniz.» |
Suat Yıldırım Meali |
123, 124. Firavun dedi ki: “Demek siz, benden izin almadan ona iman ettiniz hâ! Şüphe yok ki bu, yerli olan kıbtî ahaliyi yurtlarından sürmek için, sizin şehirde beraberce planladığınız gizli bir oyundur. Ama yakında bileceksiniz başınıza gelecekleri! Evet, ellerinizi ve ayaklarınızı, değişik taraflardan olarak keseceğim, sonra da hepinizi toptan asacağım! ” [20, 71] |
Süleyman Ateş Meali |
Fir'avn: "Ben size izin vermeden ona inandınız mı?" dedi. "Bu, bir tuzaktır, şehirde bu tuzağı kurdunuz ki, halkını oradan çıkarasınız, ama yakında (başınıza gelecekleri) bileceksiniz!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Firavun dedi ki “Ben izin vermeden ona inandınız ha? Besbelli ki bu gizli bir düzendir. Ülkede bu düzeni kurdunuz ki halkını buradan çıkarasınız. Ben size göstereceğim. |
Şaban Piriş Meali |
-Ben size izin vermeden önce, ona iman mı ettiniz? Bu kesin bir tuzaktır. Halkı şehirden çıkarmak için, bu tuzağı kurdunuz. Bu yüzden siz görürsünüz. |
Ümit Şimşek Meali |
Firavun “Fakat ben size izin vermeden iman ettiniz,” dedi. “Bu sizin şehirde iken kurduğunuz bir tuzaktır. Böylelikle şehir halkını oradan çıkarmak istiyorsunuz. Ama göreceksiniz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Firavun dedi ki: "Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Bu, şehirde tezgâhladığınız bir tuzaktır ki, bununla şehir halkını oradan çıkarmak peşindesiniz. Yakında anlarsınız." |
M. Pickthall (English) |
Pharaoh said: Ye believe in Him before I give you leave! Lo! this is the plot that ye have plotted in the city that ye may drive its people hence. But ye shall come to know! |
Yusuf Ali (English) |
Said Pharaoh: "Believe ye in Him before I give you permission? Surely this is a trick which ye have planned in the city to drive out its people: but soon shall ye know (The consequences).(1082)* |